Bülent Ortaçgil’in gözünden yaşlar süzüldü. Sahnenin arkasındaydı. Müziğini sevenler oradaydı. Onun şarkılarını çalanlar da dinledi. Kendisi de çıktı, çaldı. Hayat işte. Bir uzun ömür gibi notalar. Bir gün hiç aklında değilken köşede yazdıkların, ‘Bu İş Zor Yonca’ dediklerin çalınıyor. Dağılmıştı biraz ve ne güzeldi. Biz de çaldık. ‘Normal’ şarkısını. Sahnede olmayı bilmek, yaşamak lazım. Bir yıl önce açık hava sahnesinde Bulutsuzluk Özlemi şarkıları çalınıyordu. Duman vardı, Mor ve Ötesi vardı, bizim eski tüfekler vardı... Bir daha bunu yaşadım. Sahnenin üzerinde olmak öyle tılsımlı, öyle tehlikeli ve öyle vaçgeçilmez bir şey ki...
SAHNE BİR İMTİHANDIR
Siyah tişörtler vardı. Üzerinde Bülent Ortaçgil’in şarkı sözleri. Terden ıslanmış tişört. Aldım onu ben de. Bir hayran edasıyla, bir ulaşılmaz çılgınlığıyla. Sahneye çıktığımda büyük bir kalabalık yayılmış, bir temaşa. Çalarken titrediğimi hissettim. Çalışmıştık oysa. Ama o an bir sahne. Bilir misiniz sahne bir imtihandır. Sahne, akoru doğru basmak değildir. Sahne, karşıdakini gördüğün zaman ne yapacağını bilemediğin bir tuzaktır. Her şey biter. Kaç ölçü çaldın, kaç akor gittin gibi değildir. Orasının başka bir müziği vardır.
FOX’un ‘Şifreler’ programı milletin ilgisini çeken konuları tartışıyor; tarikatlar, evrenin sırları, hayatın bilinmeyenleri. Ömer Çelakıl moderatörlüğünde bu hafta Hindu tarikatları tartışılacak. Bu tarikatlar nasıl faaliyet gösteriyor, taraftar kazanmak için neler vaat ediyor, dünyada 65 milyon müridi bulunan Sai Baba, gerçekten ağzından altın yumurta çıkartıyor mu, tarikat müritleri ne kadar bağış topluyor, toplanan bağışlar nereye gidiyor?
Program, “Dur ya, n’oluyor” denilecek sorulara gece boyu yanıt arayacak. Kimler yok ki? Hara Krishna tarikatının ülkemizdeki temsilcisi Balarama, Prof. Dr. Zekeriya Beyaz ve Kerim Kul... Bakalım Zekeriya Beyaz ile Balarama arasında nasıl bir muhabbet olacak? (23.00)
NESİN’İN MATEMATİK KÖYÜ
Ali Nesin şu sıralar pek revaçta. Bu da güzel. Bir matematik köyü projesi var. TRT Haber, her hafta ses getiren ve gündem yaratan tartışma programlarını ekrana getirmeye devam ediyor. Nuriye Akman, ‘Akılda Kalan’da, Ali Nesin’i ağırlıyor. Benim tandığım bir genç de bu köye gitti. Çok memnun kalmış. “Dersler biraz ağırdı” diyor. Ama ders dışında da olaylar var. Her şeyi paylaşıyorlar. Bulaşıklar, temizlik ve arkadaşlık. Bir TV programında izlemiştim.
Televizyon kanallarımızın en büyük uzmanlık alanlarından biri programlarla oynamaktır, bunu çok severler. O filmi buraya, bu diziyi oraya, bu tekrarı sabahın körüne diye. Ben de sizinle bir değişiklik halini paylaşmak istedim. Bakın şimdi Star’ın değişikliklerini beraber yorumlayalım:
20 Temmuz 2010 Salı günü saat 23.00’de görünen ‘Cümbür Cemaat Aile’ (Tkr) yerine ‘İnfazcı’ (Punisher) adlı yabancı sinema filmi yayınlanacaktır, ‘Köprü’ yayınlanmayacaktır. ‘İnfazcı’ filmi aslında bugün görünüyordu. Peki onun yerine ne geldi? ‘Fear Factor Aksiyon’, kanalın iddialı yaz yapımlarından.
Bugün ‘Kazara Tanık’ filmi yerine de ‘Passaparola’ gelmiş. Bu da kanalın tutan programlarından; filmin yerine yarışmanın tekrarı var yani. Perşembe günü ise ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ kaldırılmış, yerine film konmuş. Bu dizinin tekrarlarından beklenen izlenme oranı gelmiyor. Sanırım bu nedenle kaldırılmış.
Ve ‘Passaparola’nın tekrarı bugünün gecesinde yine yayında. Çok seviyorlar anlaşılan. Benim de bir türlü ısınamadığım ‘Gecekondu’nun yeni bölümü cuma görünürken birden kaldırılmış. Yerine film konmuş. Bu şöyle yorumlanbilir; kanal bu programdan bekleneni alamadı. Yeni bölümü saat 00.30’a koymuşlar.
Ş
TRT Müzik gerçekten acayip hareketlendi. ‘Bir Albüm Hikayesi’ diye programa denk geldim. Demet Akalın vardı. ‘Popçu işte, ne anlatacak’ önyargısını bir kenara bırakıp, bir albümün hikayesini dinledim. Dinlerken de aslında ‘pop dünyasının tüyolarını’ da aldım. Albümle ilgili vatanaşa soruyorlar; özeti bu oluyor albüm yorumunun. Akalın, “Elektronik yapmayacağım bu kesin, kendi soundumu geliştireceğim” diyor. Arada yeni albümden klipler de dönüyor. Bu dünyanın ve müziğin pek içinde değilim. Ayrıntıları galiba yakalayamıyorum diye düşünmeme rağmen, her çalan parçanın birbirinin devamı gibi olduğu izlenimine kapıldım.
Müzik direktörü Erhan Bayrak “Demet nasıl bir şarkıyı okuyacağını çok iyi biliyor” dedi. O zaman olayı çözdüm. Yani arka arkaya birbirine benzeyen şarkılar demiştim ya biraz önce. Bir de bu dünyada ‘slow’ hastalığı var. Bu albümde çalışan söz yazarı Emirkan kendisi ekrandan anladığım kadarıyla piyasanın hayli ünlü ismi; “Slow’cu besteciyim” dedi.
Pop dünyasında ‘her albüme bir slow parça lazım’ diye düşünülüyor mesela. Hemen Emirkan’ın kapısı çalınıyor. “Emirkan bi slow yapsana” deniliyor. Bu raconun ucunda büyük paralar var.
O sözleri plajda, havuz başında,
Bu hafta sonu Sinop’un Gerze ilçesindeydik. Burada festival vardı, orada çaldık. Gerze diye yüz tane daha ilçemiz olsa, vallahi yırtarız diye düşündüm. Otelde uydu yayını vardı. Bu vesileyle daha çok yerel televizyonları izleme imkanım oldu. Hilal TV’de ‘Ne Var Ne Yok’ diye bir komedi programına rastladım. Bir adam ağır ağır konuşuyor. Bazen öyle bir durum olur ki normalde gıcık ve sinir olacağınız konuşmalar, ilginizi çekebilir, hatta gözünüzü ayıramazsınız. Programda konu Türklerin yaptığı icatlar üzerine çeşitlemelerdi. Mesela telefonu bir Türk bulmuş ama yıllarca kontör bulunmadığı için konuşamamış. Mesela tost makinesini gene bizim Türkler bulmuş. Hikayesi de şöyle: Kaşarı ekmek arasında ısıtıp yanındaki arkadaşına verince, arkadaşı dönmüş buna “Sen ne iyi dostsun” demiş. Böylece tost makinesi bulunmuş. Dedim ya durup dururken küçük bir televizyon kanalında, çok izlenenlerin esprilerine on basacak bir programla karşılaştım. Ama dediğim gibi televizyonların espri düzeyi biraz zeka özürlülere göre. Bunu belirtmek isterim.
BEN BU FİLMİN HOCASINI ANLAYAMADIM
‘Sınav’ filmine tesadüfen denk geldim. Komediyle dram arası gidip gelen bir film. Öğretmen rolünde Kadir Çöpdemir
Küçük notlar tutmuşum. Yazımı da iyi okuyamıyorum. El yazısı yazarım. Hastalık. İlla kağıt ve kalem olacak... Haber kanallarına baktım. Açılım vardı. Neyse, içeriği önemli değil. Olay olmuş. Kürt açılımı dejavu gibi. Üçe dörde bölünen ekranlarda. Hasip Kaplan, Mine Kırıkkanat, Mehmet Metiner, Can Ataklı... Bir Brezilya dizisi gibi. Hafta içi rastlamasam, onları görmesem olmuyor. Artık öyle bakar oldum..
SİBEL CAN ‘SUMO’ OLMUŞ
Show TV’de ‘Biletix satışlı’ Sibel Can konseri vardı. Can şiştikçe şişmiş, bir de böyle şişme bot gibi elbise giymiş... Hey gidi günler. 80’li yıllarda balıketi bir dansöz olarak tanımıştım. Tanımıştım dediysem, tanışmadık, o yılların haberlerinden biliyorum. Bu arada yayındaki ses kalitesi gayet iyiydi onu söyleyeyim.
KAHVEDE POSTMODERN TALK SHOW
BİLİMKURGUNUN CİDDİYE ALINAN ÖRNEKLERİNDEN
50’li yılların başarılı bilimkurgu yazarlarından İngiliz John Wyndham’ın ‘Triffidler’in Günü’ kitabından uyarlanan film ATV’de ekrana geliyor. 1950’lerdeki bilimkurgu kuşağının önemli eserlerinden biri. Soğuk savaş yıllarının etkisinde kalan kuşağın bilimkurgu yorumu. İyimserliğin yerini ‘distopya’ yani bilinmeyen yerde var olan veya kurulan kötü dünyalar aldı. ‘Triffidler’in Günü’ de işte bu dönemin eseri. Daha önce BBC’de dizi olarak yayınlandı. Bilimkurgu hayranlarının kaçırmaması gereken bir film. (ATV / 22.20)
WASHINGTON İÇİN İZLENİR
Kanaltürk iyi film seçimleriyle dikkati çekiyor. Şimdilik sadece bu var. Olsun benim bir itirazım yok. Bu dizi furyası içinde yapabilecek fazla da bir şey olmuyor. Neyse, bu akşam Denzel Washington hayranları ekrana başına. ‘Zaman Tükeniyor’ için internette yapılan yorumlar iyi, ortak kanı şu; “Baştan sona akıcı bir senaryo içinde Denzel Washington ile Eva Mendes ikilisinin muhteşem oyunculuklarını izlemek keyif vericiydi.” (19.50)
YEŞİLÇAM TADINDA BİR FİLM
Bu akşam Kanal D’de çok izlenen zaman diliminde yerli film var. Daha önce yayın planında ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ vardı, çıkarmışlar. İyi de
Altan Erkekli’nin ‘Şen Yuva’ dizisinde canlandırdığı Kalender tiplemesi; şöyle yana taranmış ve hafif alnını sıyırıp şakağına doğru inen saç modeliyle Hitler’e vallahi benziyor. O da saç modeliyle bir ilk olmuştu.
İddia ediyorum, Kalender’in, beyaz bıyıkları da siyah olsun ortaya ‘Karikatür Hitler’ çıkar. Hatta ünlü mizah dergisi MAD’deki ‘Küçük Hitler’in dedesi gibi duruyor da diyebilirim Kalender için!
KURTLAR VADİSİ PUSU’NUN TEKRARI NEDEN YOK?
Star TV, ‘Kurtlar Vadisi Pusu’nun geçen sezon ekrana gelen bölümlerinin tekrarlarını yayınlıyordu. Baktım bugün 23.00’te yayınlanması gereken bölüm yerine ‘Fear Factor Aksiyon’un dördüncü bölümü yeniden yayınlanıyor.