Çöpçatanların karnesi

30 Ekim 2009

Öğleden sonraların en çok kullanılan formatı evlilik programları. O kadar çok evlenmek isteyen ya da bu şekilde kendini ekranda eşe dosta göstermek isteyen var ki... Bence güzel bir şey. Millet “Yahu televizyona çıkıp evlenilir mi?” diyor. Artık devir gerçeğin şovu devri. Sanki internette tanışma ya da görücü usulü daha muhteşem!
Evet şu sıralar ekranda “Zuhal Topal ile İzdivaç”, “Su Gibi”, “Esra Erol’da Evlen Benimle” , Dest-i İzdivaç var.
Bu ekibin içinde en ilginç olan isim Yasemin Bozkurt. Flash TV’de “Dest-i İzdivaç” programını o sunuyor. Yılların televizyoncusu. Şimdi hiç gocunmadan, sıfırdan başladı. Ama onun işi bu, seyrettim keyifle yapıyor.
Star’ın evlendirme programında Zuhal Topal var. Topal bir oyuncu. Burada da sunuculukla oyunculuk arasında gidip geliyor. Şov yapma isteği çok fazla.
Esra Erol bu işin piri. Flash TV’de böyle kendi halinde baş-ladı, dikkatleri çekti, sonra transfer oldu. Şimdi şöhret sahibi. Ama o günlerin samimiyeti yok. Şimdi “şöhretli abla” durumunda. Flash TV’de daha “mahalle kızı” iken şimdi ATV’de “hanımefendi” havasında. Haber kanalında moderatör olsa olacak yani!
Fox’ta Songül Karlı ile Uğur Arslan iyi bir ikili oldu. Stüd-yoya

Yazının Devamı

Çöpçatanların karnesi

30 Ekim 2009

Öğleden sonraların en çok kullanılan formatı evlilik programları. O kadar çok evlenmek isteyen ya da bu şekilde kendini ekranda eşe dosta göstermek isteyen var ki... Bence güzel bir şey. Millet “Yahu televizyona çıkıp evlenilir mi?” diyor. Artık devir gerçeğin şovu devri. Sanki internette tanışma ya da görücü usulü daha muhteşem!
Evet şu sıralar ekranda “Zuhal Topal ile İzdivaç”, “Su Gibi”, “Esra Erol’da Evlen Benimle” , Dest-i İzdivaç var.
Bu ekibin içinde en ilginç olan isim Yasemin Bozkurt. Flash TV’de “Dest-i İzdivaç” programını o sunuyor. Yılların televizyoncusu. Şimdi hiç gocunmadan, sıfırdan başladı. Ama onun işi bu, seyrettim keyifle yapıyor.
Star’ın evlendirme programında Zuhal Topal var. Topal bir oyuncu. Burada da sunuculukla oyunculuk arasında gidip geliyor. Şov yapma isteği çok fazla.
Esra Erol bu işin piri. Flash TV’de böyle kendi halinde baş-ladı, dikkatleri çekti, sonra transfer oldu. Şimdi şöhret sahibi. Ama o günlerin samimiyeti yok. Şimdi “şöhretli abla” durumunda. Flash TV’de daha “mahalle kızı” iken şimdi ATV’de “hanımefendi” havasında. Haber kanalında moderatör olsa olacak yani!
Fox’ta Songül Karlı ile Uğur Arslan iyi bir ikili oldu. Stüd-yoya

Yazının Devamı

Uyarlama devri bitti mi?

29 Ekim 2009

Roman uyarlamaları televizyon dizisi olarak ekrana gelen reytingi yüksek işler. “Dudaktan Kalbe”, “Aşk-ı Memnu”, “Yaprak Dökümü” ve son olarak “Hanımın Çiftliği”... TRT 2’de Jülide Ateş “Kültür Sanat” programının açılışını bu konu üzerine yaptı. Naçizane ben, ilk saydığım üç dizinin senaristlerinden Ece Yönenç (diğer isim Melek Gençoğlu) ve Gold Film’in sahibi Faruk Turgut programa katıldık. Turgut bu yapılanların ekrana gelebilecek ve reyting anlamında da başarı sağlayabilecek en son roman uyarlamaları olduğunu söyledi, “Yapılanlardan sonra sanırım bu dönem kapanmıştır” dedi.

Müjde ile Beren karşılaştırması
Senarist Ece Yönenç, Müjde Ar ile Beren Saat’in karşılaştırılmaması gerektiğini söyledi. İkisinin farklı dönemin oyuncuları olduğunun altını çizdi. Jülide Ateş de bu konuda bazı eleştirilerin olduğunu söyledi, konu buradan çıktı.
Bu arada ben hani tantana olmasın diye lafa girmedim. Ama galiba bu karşılaştırmayı yapan ilk ben oldum köşemde. Aslında karşılatırmadan çok, o dönemin rollerini paylaşanlarla yeni çekimde aynı karakterleri oynayanların bir analiziydi.
Müjde Ar benim için hâlâ işveli haliyle o rolün “baştan çıkaran kadın” karakteridir. Beren Saat daha

Yazının Devamı

Uyarlama devri bitti mi?

29 Ekim 2009

Roman uyarlamaları televizyon dizisi olarak ekrana gelen reytingi yüksek işler. “Dudaktan Kalbe”, “Aşk-ı Memnu”, “Yaprak Dökümü” ve son olarak “Hanımın Çiftliği”... TRT 2’de Jülide Ateş “Kültür Sanat” programının açılışını bu konu üzerine yaptı. Naçizane ben, ilk saydığım üç dizinin senaristlerinden Ece Yönenç (diğer isim Melek Gençoğlu) ve Gold Film’in sahibi Faruk Turgut programa katıldık. Turgut bu yapılanların ekrana gelebilecek ve reyting anlamında da başarı sağlayabilecek en son roman uyarlamaları olduğunu söyledi, “Yapılanlardan sonra sanırım bu dönem kapanmıştır” dedi.

Müjde ile Beren karşılaştırması
Senarist Ece Yönenç, Müjde Ar ile Beren Saat’in karşılaştırılmaması gerektiğini söyledi. İkisinin farklı dönemin oyuncuları olduğunun altını çizdi. Jülide Ateş de bu konuda bazı eleştirilerin olduğunu söyledi, konu buradan çıktı.
Bu arada ben hani tantana olmasın diye lafa girmedim. Ama galiba bu karşılaştırmayı yapan ilk ben oldum köşemde. Aslında karşılatırmadan çok, o dönemin rollerini paylaşanlarla yeni çekimde aynı karakterleri oynayanların bir analiziydi.
Müjde Ar benim için hâlâ işveli haliyle o rolün “baştan çıkaran kadın” karakteridir. Beren Saat daha

Yazının Devamı

Ekran domuz gribi!

28 Ekim 2009

Vallahi tam da başlıktaki gibi.. Baştan şöyle bir durum tespiti yapalım; ortada bir olay var ve millet bunun ne olduğunu bilmiyor.
Habertürk’te “Sansürsüz”de domuz gribi konuşuluyor. Ekranda “Prof. ” kartvizitli beyler birbirleriyle tartışıyor. Tıp terimleri havada uçuşuyor. Biz de tenis topunu takip eder gibi izliyoruz. Eski sağlık bakanı Osman Durmuş, karşı görüşlere öyle tepkili ki... Bu tepki düşünceden çok sanki, emrinde çalışan eleman havasında. Onların söylediği yanlış ya da eksik neyse, olabilir de “bakan olmaya alışmış” tavrı ile sadece kendi konuştu... Ne anladık? Osman Durmuş “Güvenlik testleri yapılmamış firmanın aşısını yaptırmam” dedi. Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dali Başkanı Prof. Dr. Recep Akder “Her yıl dünyada 300 ile 400 milyon kişi grip oluyor, bunların 300 ile 400 bini ölüyor. Türkiye bu kış 1 milyon kişi grip olacak, yaklaşık bin kişi ölecek” dedi. Yani zaten biz gripten ölüyoruz, bunun özel durumu yok demeye getirdi. O da “Ben de aşı yaptırmayacağım” dedi.

Aşı taraftarları satılmış mı?
M.Ü. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bakır, 10 milyar dolarlık aşı yatırımı yapılırken dünyada, bu işini

Yazının Devamı

Ekran domuz gribi!

28 Ekim 2009

Vallahi tam da başlıktaki gibi.. Baştan şöyle bir durum tespiti yapalım; ortada bir olay var ve millet bunun ne olduğunu bilmiyor.
Habertürk’te “Sansürsüz”de domuz gribi konuşuluyor. Ekranda “Prof. ” kartvizitli beyler birbirleriyle tartışıyor. Tıp terimleri havada uçuşuyor. Biz de tenis topunu takip eder gibi izliyoruz. Eski sağlık bakanı Osman Durmuş, karşı görüşlere öyle tepkili ki... Bu tepki düşünceden çok sanki, emrinde çalışan eleman havasında. Onların söylediği yanlış ya da eksik neyse, olabilir de “bakan olmaya alışmış” tavrı ile sadece kendi konuştu... Ne anladık? Osman Durmuş “Güvenlik testleri yapılmamış firmanın aşısını yaptırmam” dedi. Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dali Başkanı Prof. Dr. Recep Akder “Her yıl dünyada 300 ile 400 milyon kişi grip oluyor, bunların 300 ile 400 bini ölüyor. Türkiye bu kış 1 milyon kişi grip olacak, yaklaşık bin kişi ölecek” dedi. Yani zaten biz gripten ölüyoruz, bunun özel durumu yok demeye getirdi. O da “Ben de aşı yaptırmayacağım” dedi.

Aşı taraftarları satılmış mı?
M.Ü. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bakır, 10 milyar dolarlık aşı yatırımı yapılırken dünyada, bu işini

Yazının Devamı

Ensest ilişki mi?

27 Ekim 2009

Oturup savunacak halim yok da, şimdi şu sıralar “Nefes” dizisinin “ensest ilişki” tarafıyla uğraşılıyor. Baba üvey, kardeşler de üvey. Bir kere bu ayrımı yapalım. Haa, illa böyle bir konu bulmak gerekiyor muydu? Dizi forumlarına baktım. Mesela kimi Ateş’e takmış. “Uff ne biçim öpüşüyorlar” diyor kadın olduğunu zannettiğim bir forum yazarı!
Bir de sunum var. Oyuncular öyle güzel oynar, senaryo öyle güzel akar ki bunları görmezsiniz bile. Ama “reyting” için sürekli bu temalar öne çıkarılınca dikkat çekiyor.

‘Nefes’in güzellikleri
“Nefes”i “Hatırla Sevgili”nin yönetmeni Ümmü Burhan yönetiyor. Tabii her dizi başarılı olacak değil. Ama “Nefes”in de bir görüntü kalitesi, ayrıntılar silsilesi var. Sonra bir enstrüman var. Çello. Ne kadar “bildik tema” içinde kullanılsa da bir kadına yakışan gerçekten estetik ve onun kadın güzelliğini bütünleyen bir enstrüman. Neden çello çalmak isteyenlerin sayısı artmasın?
Ve burada bir not; jenerik müziği. Zeynep Casalini’nin “Nihayet” albümünde yer alan bir sezen Aksu bestesi “Duvar”. Yeri gelmişken benim için son dönemlerin en iyi popüler müzik albümlerinden biri. Sinan Akçıl “kendi istediği” orkestrasyonları yapmış. Ve çok önemli bir

Yazının Devamı

Ensest ilişki mi?

27 Ekim 2009

Oturup savunacak halim yok da, şimdi şu sıralar “Nefes” dizisinin “ensest ilişki” tarafıyla uğraşılıyor. Baba üvey, kardeşler de üvey. Bir kere bu ayrımı yapalım. Haa, illa böyle bir konu bulmak gerekiyor muydu? Dizi forumlarına baktım. Mesela kimi Ateş’e takmış. “Uff ne biçim öpüşüyorlar” diyor kadın olduğunu zannettiğim bir forum yazarı!
Bir de sunum var. Oyuncular öyle güzel oynar, senaryo öyle güzel akar ki bunları görmezsiniz bile. Ama “reyting” için sürekli bu temalar öne çıkarılınca dikkat çekiyor.

‘Nefes’in güzellikleri
“Nefes”i “Hatırla Sevgili”nin yönetmeni Ümmü Burhan yönetiyor. Tabii her dizi başarılı olacak değil. Ama “Nefes”in de bir görüntü kalitesi, ayrıntılar silsilesi var. Sonra bir enstrüman var. Çello. Ne kadar “bildik tema” içinde kullanılsa da bir kadına yakışan gerçekten estetik ve onun kadın güzelliğini bütünleyen bir enstrüman. Neden çello çalmak isteyenlerin sayısı artmasın?
Ve burada bir not; jenerik müziği. Zeynep Casalini’nin “Nihayet” albümünde yer alan bir sezen Aksu bestesi “Duvar”. Yeri gelmişken benim için son dönemlerin en iyi popüler müzik albümlerinden biri. Sinan Akçıl “kendi istediği” orkestrasyonları yapmış. Ve çok önemli bir

Yazının Devamı