Hani çok uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaş mı desem, bir yüz, bir ses belki de... Çok da değerlidir. Onun gibi oldu. Gecenin bir yarısıydı. Hayal Kahvesi’nde çaldık. Güzel bir geceydi, kalabalıktı, coşkuluydu. Ve geldim eve. Bir sessizlik. Birden karşımda Muzo vardı. Beni aldı götürdü radyo gecelerine.
“Yastık Sohbetleri” bana göre, özel radyo tarihimizin önemli anlarından biridir. Mutsuz, fasulye pişiren ve soğan doğrayan kadınların ya da maaş yorgunu ama içi ateş dolu olan ve bir şekilde bunu anlatamayan
Seçim TV
Seçimler televizyonlara bir hareket getirdi. Bu hareket öncelikle seçim sonuçlarının verilişine ilişkin teknolojilerindeydi. Bu seçime bu anlamda “dokunmatik” sistem ağırlığını koydu. Sonuçta hangi kanalın hazırladığı “anket görsel sistemi” anlaşılır diye sorarsanız, hepsinin bir şekilde karışık olduğunu gözlemledim. Gerçi, her kanal kendi sistemini anlattı ama benim kafam pek basmadı. Bu arada çaktırmadan ilk sonuçları veren, benim gördüğüm kadarıyla Ülke TV oldu. Diğer kanallar konukları ile konuşurken, bu kanalda yer alan isimler, önlerindeki laptoplara bakarak “anlaşılır” yorumlar yaptılar. Mesela, “Diyarbakır’da x parti ile y parti arasında açık fark var” derken, daha sonra baktım Ali Kırca da “Ankara, İzmir ve İstanbul sonuçları belli oldu” dedi. Uğur Dündar “Hep ihtiyatlı olmayı öğrendim” diyerek temkinli oldu.
Ağır toplar
Kanal D’de Mehmet Ali Birand ve Deniz Arman, Star’da Uğur Dündar, Show’da Ali Kırca, NTV’de Can Dündar, CNN Türk’de Ahmet Hakan... Güne en erken ısınan kanal olan Habertürk, bana göre konuşmaları ön plana alarak eski heyecanını yitirdi.
Anlaşılır tablolar
Her kanal kendi istatistik teknolojisinin en iyi olduğunu söyledi. Baktım. Sonuçları kırmızı fona büyük puntolar ile getiren Kanal D, benim en anlaşılır gördüğüm kanal oldu. Bir de Show TV, bu mantık ile hareket ederek ekranı iyi kullanan kanal oldu.
En şovmen
“Höşmerimi yiyenler” diyerek, Balıkesir sonuçlarını açıklayan Fox’un sunucusu arkadaş... Fox, “Gakkoşlara bir soralım Elazığ’a gidelim” diyen arkadaşımızın şovu ile dikkati çekmeyi seçmiş.
En radikal!
S Haber benim için önemliydi. Baktım nasıl bir hava içinde. “Medyanın aktif olduğu bir seçim” olduğunu söylediler. “‘İnşallah kazanacağız’ diyen anchormanlar gördük” dediler. Pardon ama yayın yapan bir televizyon kanalı değil miydi? Kanal 7 de “AKP Antalya’da biraz geride ama diğer büyük illerde oyunu koruyor” diyerek tarafsız (!) bir yorum yaptı.
Kim daha doğru?
İnanın, bu kadar çok televizyon kanalının bir anda rakam verdiği bir ortamda net sonucu vermek zor oldu. Mesela atv “yüzde 41 AKP ve yüzde 18 CHP” diye sonuç verirken, Fox kanalında Türkiye geneli aynı zaman diliminde “yüzde 41 AKP, yüzde 24.6 CHP“ diye veriyordu. Bu bir örnek...
Yorum
Bol konuklu bir geceydi. Saydım, Digitürk’te 50’ye yakın kanal yayınladı seçimi. Bunu D Smart’ın uydu kanallarını da katarsak, sayının nereye varacağını tahmin etmek zor. Sadece 50 kanalda ortalama üç konuk olduğu düşünülürse, 150 isim konuştu. Ben konuşmalardan çok haberler ve istatistikleri izletmenin daha doğru olduğunu gördüm. En yeni yorumcu isimlerden biri Şule Perinçek idi. Hani pek rastlamadığımız bir isim Show TV’de.
Rakam kargaşası
Televizyonlarda her seçimde olduğu gibi yine rakam kargaşası yaşandı. İhlas ve Cihan haber ajanslarının verileri, televizyonların büyük bölümü tarafından kullanıldı. Cihan Haber Ajansı’nın 50 bin personelle seçime girdiği bilgisi geldi. Kanalların verileri hep birbirinden farklı oldu. Kimi arkadan geldi, kimi önden gitti. Bu nedenle yorumlar da farklı oldu. Sanırım bu her seçimde böyle olacak!
Gereksiz tartışma
Kanal D’de Mustafa Sarıgül ile Ercan Karakaş arasındaki tartışma, gecenin anlamsız anlarından biriydi.
Sarıgül, Karakaş’ın seçime girmek için uğraştığını ama başaramadığını söyleyince, kıyamet koptu. Şişli’yi kazanan Sarıgül’ün bu seçim gecesinde tartışmaya girmesi anlamsızdı.