Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu Kalp Seni Unutur mu?’nun son bölümünde Yıldız, gazete sütunlarına yansıyan “emniyette pencereden atladı” haberlerinin aslında nasıl olduğunu bize anlatmış oldu. Baskı ve işkencenin sonucunda polis müdürünün odasına getirildi ve cam açık bırakılarak aslında ölüme gönderildi Yıldız. Sinan bu bölümün sonunda yakalandı. Daha doğrusu ortada bırakıldı bölüm. Ama öyle anlaşılıyor.
Sinan’ın Cemile’ye verdiği bir telefon numarası var. Yayıncı tanıdığının telefon numarası. Bu kişiyi bana göre Okan Yalabık canlandıracak. Yani bir önceki dönemin Necdet’i. Cemile ile Yalçın’ın Bursa’daki barışmaları sanırım geçici. Çünkü aynı zamanda geçmişiyle hesaplaşan karakter olan Cemile’nin anlattıklarından, Yalçın’ın ısrarcı tutumuna o zaman hayır diyemediği anlaşılıyor. Sonra işler değişecek.

Haberin Devamı

Solcu - ülkücü karşılaştırmasıİnternetteki platformlarda bu diziyle ilgili tartışmalara baktım. Şimdilik başlıca konu; ülkücülere az yer verilip hep solculara yapılan işkencenin anlatılması. Dizide ülkücülerin okumayan, kültürsüz yansıtıldıkları, kitaplarla haşır neşir olanların solcuymuş gibi gösterildiği söyleniyor.
Dizide ülkücü kanadın mağdurunu temsil eden Kürşad. Aranıyor. Elif’e yazdığı mısralar. Elif için büyük olasılıkla “Müslüman” ve olaylara bulaşmamış bir damat adayı karakteri çıkıyor. Yani sağ cenahta da benzer olaylar var. “Muhafazakâr” bir dünyanın içinden çıkıp gelenler veriliyor. Aile, gence ülkücü diye bakmıyor “ne olacağı belli olmayan biri” olarak değerlendiriyor. Yani bakışlar aynı. Bir dizi tarafsız olamaz. Olabildiğince “objektif” olabilir.

‘Neden 2002’de bitiyor?’
Tartışmalarda dikkatimi çeken bir diğer ayrıntı da “Dizi neden 2002 yılında bitirilmiş?” sorusu. Bugünkü iktidarın başladığı tarih olduğu ve bu nedenle oraya girilmediği öne sürülüyor. Biraz komplo teorisi olarak geldi bana. Ve aslında yapılabilirse de oldukça ilginç olur... Hele bu son yaşananlardan sonra!

“Ayrılık” çok da rahatsız edici değil
Ne tantana ne tantana... İkinci bölümü yayınlandı. Hikâye aslında birinci bölüm fragmanından çıktı. Oldukça “popülist” bir yaklaşım sergilendi. Ama Filistin’de yaşananların haberlerdeki görüntülerini yanyana getirseniz bu diziye gerek yok denilebilir.
Bu arada dizi ikinci bölümünde, İsrail’in “barışçı kesimlerine” de gül dağıtmış. “Barışçıl İsraillilere ulaşmamız lazım” deniliyor. Bu da bir gerçek. İsrail’de Filistin saldırılarına karşı çıkan büyük bir kesim var.
Ve bir dip not: Geçen yıl “Ayrılık” dizisi Çeçenistan’daydı. Rus işgalini ve Çeçen direnişini destekleyen bölümler vardı! Filistin bölümü yani biraz işgal biraz aşk sosu ile aslında öyle rahatsız edici değil.
Dediğim gibi fragmandaki “One Minute” olayıyla popülizm yapılmış. TRT de buna göz yumdu. Kısa sürede unutulur. Dizinin gidişatı içinde eriyip gider.