Anadolulu bilim insanı Aratos

22 Nisan 2023

Anadolu binlerce yıldır insanlığı aydınlatmak için çalışanların yurdudur, burada yaşamış, yaşamakta ve yaşayacak olan her bilim insanını hatırlamak ve onları unutulmaz kılmak bizim boynumuzun borcudur. Onlardan biri de MÖ 315 yılında günümüzde Mersin’in Mezitli İlçesi’nin kıyısında yer alan eski Soli Pompeiopolis kentinde dünyaya gelen Aratos’tur...

Anadolu, bitmez tükenmez düşünen insan kaynağıdır. Bin yıllardır, değişik ırk, din, dil ve renkte insanlar onun bu özelliğine katkıda bulunmuştur. Ne yazık ki pek çok konuda olduğu gibi çoğunluğumuz bu zenginliğin farkında olmayıp, nakil yoluyla iletilen bilgileri gerçeklerden daha önemli kabul etmektedir. Anadolu’nun bilim ve düşünce dünyasını zenginleştiren düşünürlerden biri de Aratos’tur.

Aratos

Aratos, MÖ 315 yılında günümüzde Mersin’in Mezitli İlçesi’nin kıyısında yer alan eski Soli Pompeiopolis kentinde dünyaya gelir. İlk eğitimini Tarsus’ta yapan Aratos, yirmili yaşlarında matematik ve astronomi konularında eğitim almak

Yazının Devamı

Ahmaklık üzerine

16 Nisan 2023

“Bilgili bir ahmak, cahil bir ahmaktan daha çok ahmaktır.” 

Molière 

Ahmak kelimesi sözlüklerde, “Aklı kıt, anlayışsız, kalın kafalı” olarak açıklanıyor. ‘Niteliksiz Adam’  romanıyla modern edebiyatın en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen Avusturyalı yazar Robert Musil, 1880 yılında Klagenfurt’ta dünyaya gelir. Makine mühendisliği eğitimi gördükten sonra kariyerine Berlin Üniversitesi’nde psikoloji ve felsefe doktorası yaparak devam eder. Yaşadığı dönemde hiçbir zaman ünlü olamayan Robert Musil, 1930 yılında Cenevre’de hayatını kaybeder. Pek çok kitabın yanı sıra özgün adı ‘Über die Dummheit’ olan ve İlknur Özdemir tarafından dilimize ‘Ahmaklık Üzerine’ adı ile çevrilen küçük bir kitap yazar. 

Erasmus  

Desiderius Erasmus, günümüzde hâlâ tazeliğini koruyan ve bize yol gösteren ‘Moriae Encomium/Deliliğe Övgü’ adlı eserinde; “Her insan dünyaya gelirken birtakım ahmaklıklara

Yazının Devamı

Tiyatrolar festival mekânlarına dönüşürse...

15 Nisan 2023

Mérida Tiyatrosu restore edildikten sonra uluslararası bir festivale ev sahipliği yapıyor. Deniz ve kumdan uzak bir şehir olan Mérida’da turizmi canlandırıyor. Ülkemizde çok sayıda Grek ve Roma tiyatrosu var. Bunların neden prestij mekânları hâline getirilmediği merak konusu.

Mérida Tiyatrosu’nda her yaz Uluslararası Mérida Klasik Tiyatro Festivali düzenleniyor. 

İspanya’nın Portekiz sınırına yakın bir bölgede, Guadiana Nehri kıyısında yer alan Mérida, Ekstremadura Özerk Bölgesi’nin başkenti olup, yaklaşık 60.000 kişilik nüfusa sahiptir. Mérida, MÖ 25 yılında İmparator Augustus’un (MÖ 27-MS 14) emriyle Emerita Augusta adıyla kurulur. Hristiyanlık döneminde ise Azize Eulalia’ya adanmış bir kült merkezi olarak önem kazanır.

Marcus Vipsanius Agrippa

İmparatorun emri ile kurulan bu şehir kısa süre içinde anıtsal yapılarla donatılır. Bu yapılardan biri olan Mérida Tiyatrosu, MÖ 16-15 yılları içinde prokonsül Marcus Vipsanius Agrippa tarafından yaptırılır. İlki MS yüzyılda olmak

Yazının Devamı

Hınç üzerine

9 Nisan 2023

“Hınç” kelimesi eski sözlüklerde pek yer almayan bir sözcük olup bazı sözlüklerde kökeninin bilinmediği belirtiliyor. Anlamı,“Düşmanlık veya kızgınlıktan kaynaklanan öç alma duygusu, intikam hissi, kin” olarak açıklanıyor. 

Fransız düşünür Gilles Deleuze’nin (1925-1995) bir yazısında, “Ve gerçeği söylemek gerekirse hınçtan arınmış bir insanın neye benzeyeceğini bile bilmiyoruz...” dediğini okuyunca biraz şaşkınlık duydum. Ne demek hınçtan arınmış bir insanın neye benzeyeceğini bilmemek? İnsanlığın varoluşundan beri tüm ahlak kuralları, hukuk, her tür inanç ve semavi dinler, insanların hınç veya benzeri öç alma isteklerinin doğru olmadığını söyler. Hınç duygusu benzeri pek çok olumsuz duygu gibi insanı tüketir. Tatmin edilemeyen hınç duygusu insanı doğru düşünmekten ve olumlu davranışlardan alıkoyar. Hınç olumsuz bir duygudur, hınç ve benzeri olumsuz duygulardan kurtulan insan geleceğe daha olumlu bakma şansına sahip olur. İyi bir insanın bu

Yazının Devamı

Kültür turizminin önünde tek engel var

8 Nisan 2023

Alışveriş merkezine dönüştürülen Plaza de las Arenas’ın İspanyol ekonomisine katkısı çok büyüktür. Bizde ise bu konuda karar vericiler ne yazık ki ülkemizin farklı şeyler denemesine, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan kurtulması için gösterilen çalışmalara karşı çıkarlar.

 2005 yılının son haftasında yeni yılı karşılamak için ailece Barselona’ya gittik. Şehrin tam merkezinde Plaza España’da, Hotel Catalonia Barcelona’nın üst katlarında bir odada kalıyorduk. Sabah pencereden etrafı seyrederken yol aşırı kurulmuş olan büyük bir şantiye dikkatimi çekti. Dış duvarları korunan bir arenanın içi boşaltılmış ve yapı askıya alınmıştı. İlk işim bu şantiyeyi ziyaret etmek oldu, mimar olduğumu söyleyip şantiyeye girdim, genç bir ustabaşı yapılmakta olan işe ilgimi görünce vakit ayırıp beni inşaatta gezdirdi ve bazı açıklamalar yaptı. Bol bol fotoğraf çektim ve ülkeme döndüğümde, örnek olarak gösterdim.

Geçmişte Barselona’da üç adet

Yazının Devamı

Publius Ovidius Naso

2 Nisan 2023

“İyi bitirmek, iyi başlamaktan daha üstündür.”

Ovidius

Yıllar önce Johann Jakob Andelfinger’in 1721 yılında yayımladığı İstanbul Haritasını incelerken birden gözüm “La Tour d’Ovide / Ovid Kulesi” yazısına takıldı. Rumeli Yakası’nın kuzey ucunda, Uskumruköy civarında böylesi bir kule olduğunu bilmezdim. Daha sonra Franz Fried’in 1821 tarihli haritasında da “Tour des Génois ou d’Ovile / Ceneviz veya Ovid Kulesi” ismiyle aynı kulenin bulunduğunu fark ettim. Bir kez aklıma takıldı ya, “Gidip göreyim bu kule nasıl bir şey?” diye meraklandım. Sanırım kırk yıl kadar önceydi, tarlalar arasından oldukça zor ulaştığımı hatırlıyorum. Dikdörtgen planlı, moloz taş duvarlı bir yapıydı, içine girmek ne yazık ki mümkün olmadı. Birkaç fotoğrafını çekip geri döndüm. Seneler sonra tekrar gittiğimde yapının çevresinin iskân edildiğini ve bu vesile ile restore edilip, koruma altına alındığını gördüm. İçi temizlenmiş, üstü cam ile örtülmüştü. Tam da benim

Yazının Devamı

Endülüs’ün birlikte yaşama kültürü

1 Nisan 2023

Müslümanların 711’de başlayan Endülüs serüveni 781 yıl sonra, siyaseten birlik sağlanamadığı için 1492 yılında geride pek çok kültür mirası bırakılarak son bulur. Buradan göç edenler yalnızca Müslümanlardan oluşan yeni ülkelerde farklı düşüncelerinden dolayı rahatsızlıklar yaşarlar.

Kuzey Afrika, Arap kültüründe, “Mağrib” yani güneşin battığı yer olarak tanımlanır. İslam fethi öncesi bu topraklarda az sayıda Romalı ve Vandalların da yaşamasına karşın nüfusun büyük çoğunluğunu Berberiler oluşturmaktadır. Araplarda olduğu gibi Berberilerde de kabile hayatı egemendir. Genellikle kalabalık topluluklar olarak yaşayan bu toplumun, her birliği oluşturan alt kabileleri de bulunmaktadır. Bu anlayış daha sonraki yıllarda Endülüs’te de rağbet bulacak ve sonuçta bu insanlar güçlü bir devlet kuramamanın sıkıntısını çekerek yüz yıllardır sahibi oldukları toprakları terk edecekler ve çeşitli ülkelere dağılarak birer sığınmacı olarak varlıklarını sürdürmeye

Yazının Devamı

Gıpta

26 Mart 2023

“Üsküdar bir ulu rüyâyı görenler şehri,“Üsküdar bir ulu rüyâyı görenler şehri,Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri,”

Yahya Kemal Beyatlı

Dilimizde genellikle “Gıpta” olarak yazılan kelime bazı sözlüklerde “Gıbta” olarak da belirtilmektedir. Arapçadan dilimize geçen bu sözcük, “Başkasında olan bir şeyin kendisinde de olmasını isteme, kıskanmadan imrenme, özenme” olarak açıklanıyor. Gıpta etmek ise “İmrenmek, özenmek” olarak belirtiliyor.

Bazı insanlar yaşarken ne kadar çok şeye gıpta ederler?

Hâlbuki gıpta ettikleri pek çok şeye biraz çalışma ile kavuşacak durumdadırlar. Günümüzde ise çoğu kişi gıpta etmekten vazgeçip az bir gayretle ulaşacağı çözüm yerine büyük bir haset duygusu ile vakit geçiriyor. Çocukken gıpta ettiğimiz çoğu şeyin biraz büyüyünce hiç de gıpta edilecek bir şey olmadığını öğreniriz. Geçmiş yıllarda büyük torunum Sinan Cemil’e; “Büy&uu

Yazının Devamı