KANAL D televizyonunda Fatih Altaylı'nın "Teke Tek" programında Başbakan Erdoğan "Güneydoğu'ya çok önem verdiklerini" söyledi. Bunu her lider söyler. Ama Erdoğan bölgeden oy alabilen bir lider olduğu gibi, konuşmasında ilginç iki yaklaşımı da ortaya koydu:
• Büyük Ortadoğu ve Güneydoğu: Dünyanın gündemine girmekte olan 'Büyük Ortadoğu' sürecine dikkat çeken Erdoğan, bundan en çok Türkiye'nin ve Güneydoğu bölgemizin istifade etmesi gerektiğini anlattı. Diyarbakır'ın 'bölgenin yıldızı' haline gelmesinden bahsetti.
• Cazibe merkezlerinin oluşturulması: Diyarbakır, Mardin, Urfa, Van, Erzurum gibi şehirler ticaret, sanayi, tarım ve tarımsal sanayi açılarından cazibe merkezleri haline getirilmeli. Bu hem bölgesel kalkınma hem 'Büyük Ortadoğu' sürecinden büyük pay almak için gereklidir.
Erdoğan Güneydoğu'da belediye adaylarını belirlerken hususi bir özen gösterdiklerini söyledi. Mesela AKP'nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkan adayı Mücahit Can, tam bu iki perspektife uygun liyakatte bir isimdir. Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği'ne öncülük etmiş, başarılı bir işadamıdır.
***
'BÜYÜK ORTADOĞU' perspektifi Ortadoğu'da barışın, istikrarın, ülkelerarası ticari hareketlerin gelişmesini, rejimlerin 'açılmasını' öngörüyor.
Böyle bir perspektif bölgede terörün, etnik ve dini çatışmaların sona ermesini, toplumların ekonomik gelişme fikrine yönelmesini gerektirir. Bölge ülkelerinin ve dünyanın bunu fark etmesi, Türkiye'nin Kürt meselesini çözmesini kolaylaştırır. Ayrıca ekonomik gelişme 'iyi yaşama' özlemini güçlendireceği için, çatışmaya yol açan duyguları yumuşatır.
Güneydoğu bölgemizde KİT'lerle değil, girişimci orta sınıfın desteklenmesiyle ekonomik cazibe merkezlerinin oluşması ise, içeride sosyal entegrasyonu ve nüfusun harmanlanmasını güçlendirir. Bölge savrulmaz, aksine çekim gücü kazanır.
***
ÖNÜMÜZDEKİ seçimlerde benim en merak ettiğim, Güneydoğu sonuçlarıdır.
2002 seçimlerinde Doğu bölgemizde AKP yüzde 33, DEHAP yüzde 30; Güneydoğu'da ise AKP yüzde 30, DEHAP yüzde 25 oy almıştır.
Bu ikisinden sonra CHP'nin oy oranı yüzde 11'dir, öteki partiler çok daha geridedir.
DEHAP'ın yüzde 30'un üzerinde oy aldığı 9 ilimizde ise AKP hemen hemen DEHAP'tan sonra varlık gösteren tek partidir. Bu "siyasi bağ"ın değerini bütün Türkiye bilmeli, AKP bölgeye daha fazla önem vermelidir.
Erdoğan'ın Altaylı'ya anlattığı iki perspektif, uzmanlarca işlenmeli ve zamanla uygulanabilir bir stratejiye dönüştürülmelidir.
AKP'nin yaptığı reformlar, teorik olarak, bölgede oylarını artırması için daha uygun bir ortam yaratmış olmalıdır.
Türkiye'nin bu en zor sorununun çözüm boyutundan biri "siyasi entegrasyon"dur, DEHAP dışında bir sağda, bir solda iki milli partinin bölgede güçlenmesidir. AKP buna uygun durumdadır; ya CHP?.. Maalesef...
Tunca Bengin
Milletvekili olunca ne oluyor?
29 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Moskova-Kiev hattında barış için mekik diplomasisi! ‘Barış getirmek için çabalıyoruz’
29 Mayıs 2025
Hakkı Öcal
ABD haritacılıktan da vazgeçti mi?
29 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
‘Harry Potter’ın yeni yıldızları!
29 Mayıs 2025
Eren Aka
Dünyanın gözü ‘Kültür Yolu’nda
29 Mayıs 2025