Fenerbahçe, Antalyaspor karşılaşmasına tempolu bir şekilde başlayamadı. Esasen sarı- lacivertlilerin maçın genelinde de yüksek bir tempoya sahip olduklarını söyleyemeyiz. Bununla birlikte Fenerbahçe, 10.dakikadan sonra daha dikine oynayıp rakip kalede daha etkili olmayı başardı. Nitekim kısa bir süre sonra da Aatıf’ın golü geldi.
Esasen maçın genelinde Fenerbahçe’de öne çıkan üç futbolcu vardı. Bunlar Aatıf, Giuliano ve Soldado’ydu. Aatıf, kendi başlattığı atakta zor pozisyonda güzel bir gol attı. Tecrübeli futbolcunun performansında son zamanlarda büyük bir artış var. Aatıf, son haftalarda attığı gollerin dışında oyun olarak da ön plana çıkmayı başardı. Bu gidişle Valbuena’nın Aatıf’tan formayı alması çok zor gözüküyor.
Giuliano çok kaliteli ve her an skoru değiştirebilecek bir futbolcu. Nitekim Antalyaspor karlaşmasını da bir gol ve üç asistle tamamladı. Yani Fenerbahçe’nin attığı dört golde de etkisi vardı. Özellikle Soldado ile gelen ikinci goldeki ara pası muhteşemdi.
Soldado da ilk on bire alıştıkça takımına daha çok katkı yapmaya başladı. Tecrübeli futbolcu, Antalyaspor karşılaşmasında attığı golle birlikte son dört maçta dört gol ve bir asiste imza atmış oldu.
Beşiktaş, Yeni Malatyaspor karşısında maça çok hızlı başladı. Nitekim siyah- beyazlılar, 13.dakikada 1-0 öne geçmeyi başardılar.
Beşiktaş’ın oyun üstünlüğünün yanında skor üstünlüğünü de yakalaması, siyah- beyazlı futbolcuların rehavete kapılmalarına neden oldu. Beşiktaşlı oyuncuların erkenden ‘’ maçı kazandık ‘’ havasına girmeleri ve kapıldıkları rehavet, oyundan düşmelerine neden oldu.
Rehavetin üzerine Vida’nın kötü oyunu ve Tosic’le olan uyumsuzluğu, Beşiktaş orta sahasının etkisizliğiyle Babel’in kötü gününde oluşu da eklenince oyun tamamen Yeni Malatyaspor’un lehine döndü. Nitekim konuk takım, Beşiktaş orta sahası ve defansının, ama özellikle Vida’nın hatasından beraberlik golünü buldu.
Beşiktaş, ikinci yarıda rakip kalede baskı kurmaya çalıştı. Ancak siyah- beyazlılar, hızlı oynamaya çalışırlarken aceleci, yani telaşlı oynadılar. Böyle olunca da pozisyona girmekte zorlandılar. Bununla birlikte geride bırakılan açıklar nedeniyle iki önemli tehlike atlattılar.
Gelgelelim futbolda ‘’ kalite ‘’ çok önemli bir unsur. Nitekim siyah- beyazlı tribünlerin ölüp ölüp dirildikleri son bölümde Adriano’nun müthiş ortasına, o ana kadar pek etkili olamayan Talisca’nın güzel kafa
Bu sezon Galatasaray için deplasmanlar tam anlamıyla bir kabus oldu. Geçen hafta kendi sahasında Başakşehir’i güzel bir oyunla mağlup eden sarı- kırmızılılar, bu hafta deplasmanda karşılaştıkları Alanyaspor karşısında ecel terleri döktüler.
Esasen Galatasaray maça oldukça iyi başladı. Hafta içerisinde rotasyonlu kadrosuyla Akhisar’a elenen sarı- kırmızılılar, Alanya’da maçın başlamasıyla birlikte oldukça pozitif bir görüntü vermeye başladılar ve kısa sürede de 2-0 öne geçmeyi başardılar.
Ancak, özellikle 2-0’dan sonra Galatasaray’ın geleneksel sıkıntıları kendisini göstermeye başladı. Defansın arkasına çok adam kaçıran sarı- kırmızılılar, dakikalar ilerledikçe savunmada daha fazla zafiyet göstermeye başladılar. Bu zafiyetleri iyi değerlendiren Alanyasporlu futbolcular, farkı bire indirdikleri gibi arka arkaya da pozisyonlar buldular.
Bu anlamda Alanyaspor- Galatasaray karşılaşmasının, futbolun nasıl zafiyet kabul etmeyen bir oyun olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyleyebiliriz. Buna en iyi örneği de Mariano oluşturdu. Başakşehir maçındaki başarılı performansını Alanyaspor karşısında da sürdüren Mariano’nun bir anlık hatası penaltıyla sonuçlandı.
2-2’den sonra da
Fatih Terim gerek ilk maçın skoru, gerekse de ligdeki şampiyonluk mücadelesi nedeniyle rotasyonlu bir kadroyla çıkarttı Galatasaray’ı Akhisar karşısına. Kritik Alanyaspor maçı öncesi yaptığı bu tercihinde de haksız değildi. Ancak şans verdiği futbolcular hem onu hem de taraftarları hayal kırıklığına uğrattılar.
Gerçekten de Akhisar önünde forma şansı verilen Galatasaraylı futbolcular hiçbir varlık gösteremediler. Fatih Terim’in ikinci yarıda yaptığı Gomis ve Rodrigues hamlesi de işe yaramadı. Esasen bu isimlerin ikinci yarının başında oyuna dahil olmaları daha doğru olurdu.
Galatasaray’ın Akhisar karşısındaki kötü futbolunu ve avuçlarının içine aldığı turu kaybetmesini iyi analiz etmek gerekiyor. Yenilgiyi, sahadaki futbolcuların ilk defa birlikte oynamaları, uyum sorunu gibi faktörlere bağlamak çok büyük bir hata olur. Akhisar karşısında yaşanılan bu kupa şokunun bir kez daha gözler önüne serdiği gerçek, Galatasaray’daki kadro zafiyetidir. Sarı- kırmızılılarda, Akhisar karşısına ilk on birde çıkan futbolculardan temizinden altısı Galatasaray kalitesinde değil. Bu nedenle Galatasaray’ın sezon sonunda ciddi bir kadro düzenlemesi yapması gerekiyor.
Artık Galatasaray’ın
Zirveyi yakından ilgilendiren Galatasaray- Medipol Başakşehir karşılaşması öncesi Fatih Terim’in Maicon ve Selçuk İnan tercihleri gündeme oturdu. Tecrübeli teknik adam, Gençlerbirliği karşılaşmasında çok top kaybı yapan ve uzatmalarda kaybettiği topun mağlubiyet golüne dönüştüğü Maicon yerine uzun zamandır oynamayan Denayer’i tercih etti. Açıkçası Denayer ve Donk tercihleri bir riskti. Ancak Fatih Terim’in bu hamleleri başarılı oldu. Güzel bir maç çıkartan Denayer, Başakşehir’in önemli kozu Adebayor’un da etkisiz kalmasında Donk’la beraber çok etkili oldu. Bu anlamda Fatih Terim’in Selçuk İnan’ın yerine tercih ettiği Donk da başarılı bir performans sergiledi.
Esasen Fatih Terim, Başakşehir’in kaliteli kadrosu, özellikle de etkili orta saha ve forvet hattı dolayısıyla şimdiye kadar kendi sahasında uygulamadığı kontrollü bir oyun tercih etti. Yukarıda belirttiğim oyuncu tercihleri de bu nedenleydi.
Bununla birlikte sarı- kırmızılılar her ne kadar kontrollü bir futbolu tercih etseler de, maç boyunca oyunun tek hakimiydiler. Gerçekten de Galatasaraylı futbolcular, ilk yarının ortasındaki küçük bölüm dışında rakiplerine çok büyük bir üstünlük kurdular. Ancak pozisyona girmekte
Göztepe galibiyetinin moraliyle ve Quaresma’sına kavuşmuş olarak Akhisar deplasmanına çıkan Beşiktaş, sürprize izin vermedi ve üç puanı üç golle almasını bildi.
Tolgay Arslan ve Oğuzhan Özyakup’un yedek oturduğu ve orta sahasını Medel- Atiba ikilisinin oluşturduğu Beşiktaş, maça golle başladı. Bu golle avantaj yakalayan siyah- beyazlılar, kısa bir süre sonra Negredo ile buldukları ikinci golle iyice rahatladılar.
Bu iki gol de Beşiktaş’ın sol, yani Akhisar’ın sağ kanadından geldi ve iki golde de yeşil- siyahlıların savunma zafiyetleri söz konusuydu.
2-0’dan sonra Akhisar daha fazla öne oynamaya başlayınca hücumda etkinlik kazandı ve rakip kalede daha çok gözüktü. Nitekim yeşil- siyahlılar ikinci yarıya bu durumun verdiği motivasyonla çıksalar da, Babel’in ikinci yarının hemen başında attığı gol, bütün ümitlerinin sönmesine neden oldu.
Bununla birlikte Akhisarlı futbolcular 3-0’dan sonra da çok net pozisyonlar yakaladılar. Ancak bu pozisyonları oldukça kötü bir şekilde harcadılar.
Esasen 3-0 gibi farklı bir skorla kazanan Beşiktaş’ın bu duruma dikkat etmesi gerekiyor. Akhisar’ın gerek 2-0’dan sonraki oyunu ve bulduğu pozisyonlar, gerekse de 3-0’dan sonra yakaladığı net
Galatasaray’ın deplasman kabusu devam ediyor. Sarı- kırmızılılar, Başakşehir maçı öncesi Ankara’da ağır bir darbe aldılar.
Gençlerbirliği, beşli defans ve önünde dörtlü bir orta saha dizilişiyle sahaya çıktı. Galatasaray ataklarında defansı altılayan ev sahibi takım, gol planını ise hızlı çıkışlar üzerine kurmuştu. Nitekim al- karalar, bu hızlı çıkışlarla önemli tehlikeler yarattılar. 90+2’deki golleri de yine bu şekilde geldi.
Son dakikaya kadar oyun planına bağlı kalan Gençlerbirliği karşısında Galatasaraylı futbolcular oldukça kötü bir görüntü sergilediler. Son derece yavaş oynayan, tempo kuramayan sarı- kırmızılı futbolcularda kazanma hırsından da eser yoktu.
Galatasaraylı futbolcular, kalabalık Gençlerbirliği savunması karşısında kanatları etkili kullanamadılar. Feghouli çok fazla içeri girerken, Rodrigues de oldukça etkisizdi.
Öte yandan sarı- kırmızılılar, kalabalık defansı aşmanın diğer yolu olan ceza sahası civarı ve dışından şutları da, Selçuk İnan’ın ilk yarıdaki iki şutu dışında denemediler.
Esasen sarı- kırmızılılar her hatlarıyla tel tel döküldüler. Belhanda her zamanki gibi kötü bir performans sergiledi. Gomis, stoperlerin arasında etkisiz kaldı.
Geçen hafta Kayseri deplasmanından 5-0 gibi muazzam bir skorla dönen Fenerbahçe, bu hafta kendi sahasında ağırladığı Osmanlıspor karşısında ilk yarıda çok zorlandı. Hatta sarı- lacivertliler, düşme hattındaki rakipleri karşısında bu devrede pozisyona bile giremediler.
Bu durumun temel nedeni Aykut Kocaman’ın kadro tercihleriydi. Tecrübeli teknik adam, Aatıf’ın yokluğunda Valbuena’ya yine şans vermedi ve ligin ilk devresinin başlarında yaptığı hatayı tekrarlayarak Giuliano’yu sol kanatta oynattı. Santrafor arkasında ise Alper Potuk’a görev verdi.
Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın bu tercihlerinin neticesinde çok etkisiz bir ilk yarı geçirdi. Devrenin ortalarında Giuliano santrafor arkasında görülmeye başlasa da kötü, sıkıcı ve verimsiz futbol devam etti.
Evet, belki Osmanlıspor da ilk yarıda pozisyon bulamadı. Ama zaten onların taktikleri, kendi yarı sahalarında kaptıkları topları uzun ve hızlı bir şekilde Fenerbahçe defansının arkasına atıp Aminu Umar ile buluşturmaktı. Yani ilk yarıda işler tamamen Osmanlıspor’un istediği gibi gitti.
Aykut Kocaman’ın ikinci yarıya Alper Potuk’un yerine Valbuena ile başlaması maçın bütün kaderini değiştirdi. Fransız yıldız, Fenerbahçe’ye