Tolga Ersarı

Galatasaray, geçen hafta Kasımpaşa deplasmanında aldığı ciddi darbenin ardından, evinde Bursaspor’u 5-0 gibi farklı bir skorla geçerek yara sardı.

Esasen iki takım arasında ciddi bir güç farkı vardı. Bursaspor maç boyunca Galatasaray’a rakip olamadı. Bu durum, Bursaspor gibi geçmişinde şampiyonluk bulunan bir takım için üzüntü verici.

Gerçekten de karşılaşmanın tek hakimi Galatasaray’dı. Zaten 38’deki kırmızı karttan sonra maçın gidişatı iyice belli oldu. Rodrigues’in 42.dakikadaki golüyle skor 2-0 olduktan sonra da Galatasaray için maç, bir hazırlık karşılaşması halini aldı.

Galatasaray’da Rogrigues ve Gomis, müthiş bir ikili oldular. Rodrigues, Fatih Terim’in gelişinden sonra büyük bir gelişim gösterdi. Müthiş bir hıza sahip olan genç futbolcu, etkili driplingleriyle rakip defansları zor durumda bırakmasının yanında bitirici paslarıyla da öne çıkıyor. Gomis gibi bir santrafor da bu pasları boş geçmiyor. Nitekim Gomis, Bursaspor maçında attığı üç golle toplam gol sayısını yirmiye çıkarttı. Ligin bitimine daha on bir hafta var. Bu anlamda Fransız golcünün sezonu kaç golle kapatacağı şimdiden merak uyandırıyor?

Gomis, attığı gollerin dışında oyun içerisinde de önemli bir

Galatasaray’ın Kayserispor deplasmanındaki galibiyetinden sonra, ben de dahil olmak üzere pek çok kimse sarı- kırmızılıların deplasman kabusunu sonlandırdığını düşünmüştü. Ancak önce Sivas, şimdi de Kasımpaşa deplasmanlarından alınan mağlubiyetler, Galatasaray’ın deplasman kabusunun sürdüğünü gösterdi.

Cim Bom her ne kadar ilk yarıyı rakip kalede oynasa da kendisini rahatlayacak bir skor elde edemedi. Yakaladığı şanslardan sadece birini değerlendirebilen sarı- kırmızılılar, hızlı çıkan rakipleri karşısında kalelerinde tehlikeler de yaşadılar. Nitekim uzatma dakikalarındaki bu pozisyonlardan biri penaltı ve beraberlik golüyle sonuçlandı. Bu arada penaltı kararının doğru olduğunu belirtmek gerekiyor.

Galatasaray, ikinci yarıda Donk’u stopere çekince orta sahada eksik kaldı. Bu sadece sayısal bir eksiklik değildi. Donk, Galatasaray’a geldiği günden beri en iyi futbolunu oynadı. Onun stopere çekilmesiyle Kasımpaşa orta sahayı çok daha kolay ve hızlı geçmeye başladı. Çünkü orta saha üstünlüğü tamamen Kasımpaşa’nın eline geçti.

Burada yeri gelmişken Fatih Terim’in tercihlerine değinmek gerekiyor. Fatih Terim’in içerideki Antalyaspor maçında sağ bekte Linnes’i oynatması gayet

Bu hafta itibariyle zorlu bir maç trafiğine giren Beşiktaş, bu sürecin ilk basamağı olan Konyaspor karşılaşmasında hem iki puan, hem de Pepe ve Talisca’yı kaybetti. Fenerbahçe derbisi öncesindeki bu kayıplar, Kara Kartal’a ağır yara aldırdı. Bayern München maçı öncesine denk gelen moral bozukluğuysa yaranın derecesini arttırdı.

Şenol Güneş kart sınırındaki Adriano ve Oğuzhan’ı kenarda oturturken, Pepe ile Talisca’yı sahaya sürdü. Oysa bu karşılaşmada stoperde rahatlıkla Pepe’nin yerine Vida görev yapabilirdi. Talisca’nın yerine de Oğuzhan, ya da orta sahada maça başlayan Tolgay tercih edilebilir, Talisca da skora göre gerekirse Quaresma gibi sonradan sahaya sürülebilirdi. Şenol Güneş büyük ihtimalle skoru garantiye aldıktan sonra Talisca’yı oyundan çıkartmayı düşünmüştü. Ancak Beşiktaş skoru garantiye almayı başaramadı ve Talisca da oyunda kaldı.

Maça genel olarak baktığımızdaysa, rotasyonlu Beşiktaş ilk yarıda rakibine göre daha iyi bir görüntü sergiledi. Ancak siyah- beyazlılardaki koordinasyonsuzluk gözlerden kaçmadı. Yine de Beşiktaş pek çok pozisyon yakaladı ve de öne geçti. Bununla birlikte Beşiktaşlı futbolcular skoru arttırıp maçı garantiye alamadılar.

Konyaspor

Galatasaray, Sivasspor maçından sonra eline geçen ikinci fırsatı kaçırmadı ve Antalyaspor’u 3-0 mağlup ederek liderlik koltuğuna oturdu.

Bununla birlikte Galatasaray’ın sadece ilk yarıdaki oyunuyla 3-0’lık skora ulaştığını, ikinci yarıysa oldukça kötü oynadığını belirtmek gerekiyor. Sarı- kırmızılılar ilk yarıda 1-0’ı bulduktan sonra topun arkasına geçtiler ve kaptıkları toplarla hızlı çıkarak skoru 3-0’a getirdiler.

İkinci yarıdaysa sarı- kırmızılılar, 3-0’ın da etkisiyle vites düşürdüler. Galatasaraylı futbolcular bu devrede topa fazla sahip olamadılar, pas yüzdeleri oldukça düştü ve de orta sahayı tamamen kaybettiler. Lakin iki takım arasındaki futbolcu kalitesi skorun değişmesini engelledi.

Şüphesiz Galatasaray’da en çok öne çıkan isim Gomis oldu. Fransız golcü, attığı iki golün dışında hırsıyla da yine takdir topladı. Elbette ikinci golde ona asisti yapan Rodrigues’in de özellikle ilk yarıdaki performansını göz ardı etmemek gerekiyor.

Yeni transfer Nagatomo gün geçtikçe kendisini daha çok gösteriyor. Japon futbolcu, bu maçta da sol kanadı çok etkili kullandı. Nagatomo, özellikle hızıyla dikkat çekiyor.

Muslera’nın yokluğunda ilk kez bir Süper Lig maçında kaleye

Beşiktaş ile Kardemir Karabükspor arasında ciddi anlamda kalite farkı var. Nitekim bu fark skora da yansıdı.

Öncelikle Beşiktaşlı futbolcuların, 12 puanla ligin son sırasında yer alan rakipleri karşısında oldukça motive olduklarını belirtmek gerekiyor. Siyah- beyazlılar, maçı bir kupa finali ciddiyetiyle oynadılar. Elbette bu durum oyuna ve skora yansıdı.

Maça hızlı başlayan, golleri attıkça iştahı da artan ve tempoyu da kendisi belirleyen Beşiktaş’ta kötü oynayan futbolcu yoktu. Negredo gol atamasa da, oyunda kaldığı süre boyunca önemli işler yaptı. Onun yerine oyuna dahil olan Love ise iki gole imza attı. Love’un Beşiktaş forması altında golle yeniden buluşması, Kara Kartal’ın gelecek maçları açısından çok önemli.

Pepe, yine harika bir maç çıkarttı ve güzel futbolunu attığı golle süsledi. Önce Pepe’nin partneri olarak görev yapan, 56.dakikadan itibarense Oğuzhan’ın yerine orta sahaya geçen Medel, performansıyla tribünlerin takdirini kazandı.

Etkili oynayan Babel ve Quaresma son vuruşları yapabilseler skor çok daha farklı olabilirdi.

Ve elbette Talisca… Brezilyalı futbolcu yine müthiş işler yaptı. Attığı iki gol birbirinden güzeldi. Lakin ikinci golü daha bir

Epureanu, Emre ve Mossoro gibi omurgasını oluşturan üç önemli futbolcunun eksikliği, Medipol Başakşehir’in Fenerbahçe karşısındaki oyununu oldukça olumsuz etkiledi. Medipol Başakşehir, geriden oyun kuramadığı gibi geçişleri de yapamadı. Buna rağmen o alıştığımız pas oyununu oynamaya çalıştı. Ancak eksik futbolcuların yanında bir de Fenerbahçe önde basınca, bu pas oyunu denemesi başarılı olmadı. Nitekim Fenerbahçe’nin iki golü de, Başakşehirli futbolcuların kaptırdıkları toplardan geldi.

Bu durumda insan ister istemez şunu soruyor: ‘’Acaba Abdullah Avcı, omurgasında bu kadar önemli eksikler varken, aynı pas oyununda ısrar etmek yerine başka bir şey mi denemeliydi? Abdullah Avcı’ nın böyle olağanüstü durumlar için bir B planı var mı? ‘’

Edindiğim izlenim olmadığı yönünde. Kaldı ki Abdullah Avcı, oldukça kötü geçen ilk yarının ardından oyuna müdahalede de hatalar yaptı. Abdullah Avcı’ nın ikinci yarıya Arda ile İrfan’ın yerine Napoleoni ve Kerim Frei ile başlamasını bekliyordum. Çünkü özellikle Arda, ilk yarıda oldukça aksamıştı. Ancak Abdullah Avcı, Napoleoni’yi 54’de, yine oyunun aksayanlarından stoper Chedjou ile değiştirdi ve Mahmut stopere geçti. Lakin bu değişiklik

Galatasaray rakiplerinin, özellikle de Başakşehir’in puan kaybettiği haftada önüne altın tepside sunulan liderlik fırsatını elinin tersiyle itti.

Esasen Galatasaray maça doğru bir kadroyla çıkmadı. Sarı- kırmızılıların, kazandıkları takdirde lider olacakları karşılaşmaya Donk ve Tolga’yla başlamaları hataydı. Nitekim Galatasaray bu nedenle orta sahadan oyun kuramadığı gibi bu bölgeye hakim de olamadı. Ayrıca ileride oynayan futbolcular da olumsuz etkilendiler.

Buna rağmen Galatasaray, ilk 15 dakika sahada üstün gözüken taraftı. Ancak Muslera’nın büyük hatası ile oluşan korner sonrası Sivasspor öne geçti. Galatasaray’ın yıllardır aynı golleri yemesini anlamak mümkün değil. Muslera yan toplara pek çıkmıyor. Çıkmadığı gibi kornerlerde direklere oyuncu da bırakmıyor. Defans deseniz, kornerlerde genellikle rakiplere vurduruyor. Teknik kadronun bu konuda ne yaptığını merak ediyorum. Eğer Galatasaray teknik yönetimi bu konuda bir önlem almazsa bu tür goller yenmeye devam edecek gibi gözüküyor. Bu durumda da başarı şansı düşer.

Galatasaray bu golden sonra oyundan da düştü. Ancak Fatih Terim, golde de hatası olan Donk ile Tolga Ciğerci’yi oyundan çıkartmadı. Hatta ikinci yarıya da

Trabzonspor – Göztepe karşılaşması adeta Trabzonsporlu futbolcularla Göztepe kalecisi Beto arasında geçti. Tam dokuz net pozisyonu kurtaran Beto, Göztepe’nin sahadan bir puanla ayrılmasını sağladı.

Tamer Tuna’nın bu kadar çok pozisyon verilmesi üzerinde durması gerekiyor. Esasen Göztepe, maçın genelini kendi sahasında geçirdi. Sarı- kırmızılılar her iki yarının başındaki saman alevi gibi atakların dışında rakip kaleye gidemediler. Yine de Göz Göz, bu ataklarda az da olsa pozisyon bulmayı başardı. Ancak bunlardan yararlanamadı.

Sarı- kırmızılıların ilk yarıda buldukları iki pozisyon oldukça netti. İkinci yarıdaki pozisyonlar ise Halil Akbunar’ın son vuruşları iyi yapamaması nedeniyle başarılı olamadı. Halil Akbunar iyi bir futbolcu. Ancak biraz daha güçlenmesi gerekiyor. Nitekim Tamer Tuna da, 78’de Halil’in yerine Nabil Ghilas’ı oyuna alarak onun fizik gücünden faydalanmak istedi. Ancak istediğini alamadı.

Uzun zamandır futbol oynamayan Demba Ba için bir 45 dakika ile hüküm vermek istemiyorum. Zaten Göztepe, rakip sahaya topu çok fazla geçiremediği için o da fazla etkin olamadı. Yine de istekli gözüktü.

Tabii Göztepe’nin Trabzonspor karşısında rakip sahaya geçmekte