Bunun Adı Futbol Değil

11 Şubat 2017

Daha maç başlamadan Volkan Demirel’e yağmur gibi yabancı madde yağmaya başladı. Maç boyunca da bu yabancı madde yağmuru, küfür eşliğinde devam etti. Sahada ise ev sahibi takımın aşırı sertliğine tanık olduk.

Bunun adı futbol değil. Futbol, daha doğrusu spor, dostluk ve kardeşliktir. Özünde centilmenlik vardır, rakibe saygı vardır. Fakat Bursaspor- Fenerbahçe maçında tribünlerde de, sahada da bunlardan eser yoktu.

Bursaspor’un aşırı sert oynadığı ilk yarı için teknik ve taktik bir yorum yapmak çok zor. Çünkü sahada oynanan şey futbol değildi. Keşke Bursaspor oynatmamak için değil de, oynamak için sahaya çıksaydı. Belki o zaman daha başarılı olabilirdi.

Bursaspor’un sertliği karşısında futbol oynamaya çalışan takım Fenerbahçe’ydi. Yanlış diziliş, taktiksel hatalar ve gerginlik, Bursaspor’un 1-0 geriye düştükten sonra da ileride etkili olmasını engelledi.

Fenerbahçe ikinci yarıda da oyunun tamamen hakimiydi. Sarı- lacivertliler topa sahip oldular, onu güzel çevirdiler ancak pozisyona girmekte zorlandılar. Lens, vasat bir görüntü sergilerken Aatıf tel tel döküldü. Sow da kötü günündeydi. Buna karşılık Alper Potuk tek başına takımını rakip kaleye taşımayı başardı.

Yazının Devamı

Beşiktaş’a Bir Darbe Daha

10 Şubat 2017

Olaylı derbide Fenerbahçe’ye yenilerek kupaya veda eden Beşiktaş, ligde de Kardemir Karabükspor’a mağlup olarak ciddi bir yara aldı.

Tudor, belli ki rakibini çok iyi çalışmış ve taktiğini ona göre şekillendirmişti. Kardemir Karabükspor 5-3-2 dizilişiyle maça başladı. Beşiktaş ataklarında savunma 8 kişiye çıkıyordu. Gol planı ise daha çok hızlı çıkışlar ve kontra ataklar üzerine kurulmuştu.

Nitekim Beşiktaş, Karabük’ün kalabalık orta saha ve defansını aşamadı ve pozisyon bulmakta zorlandı. Buna karşın ev sahibi takım gole hep daha çok yaklaşan taraf oldu. Özellikle Latovlevici kendi sol kanadından sürekli bindirdi ve Gökhan Gönül’e karşı önemli bir üstünlük kurdu. Kerim Zengin de çıkışlar yaptı.

Buna karşın kadro kalitesi daha üstün olan Beşiktaş, Karabükspor kadar hücum zenginliği oluşturamadı. Siyah- beyazlılar çok tutuk ve etkisizdiler. Karabükspor’un kalabalık orta sahasının ve defansının Beşiktaş’ın oyununun kilitlenmesine yol açtığı bir gerçek. Lakin Beşiktaşlı futbolcular bu kilidi açacak kişisel becerileri de sergileyemediler. Örneğin Cenk Tosun, Oğuzhan ve Babel hiçbir varlık gösteremediler.

Kara Kartal’da ileride bir tek Quaresma ayakta kaldı ve direndi. Oyuna

Yazının Devamı

Çok Yazık

6 Şubat 2017

Vodafone Arena’daki Beşiktaş- Fenerbahçe karşılaşmasına futbol maçı demek çok zor. ‘’ Kavga ‘’ kelimesi dün gece yaşananlara daha çok uyuyor.

Aslında dün gece yaşanan ve maalesef geleceği de etkileyebilecek bu kötü olaylar hiç yaşanmayabilirdi. Eğer Ali Palabıyık zamanında sarı kartına başvursaydı şimdi ne kendisini, ne Robin van Persie’yi, ne Tosic’i, ne de olayları konuşuyor olacaktık.

Sonuçta Tosic, van Persie’nin tuzağına düştü ve 41’de takımını on kişi bıraktı. Elbette Tosic’in yaptığı doğru değildi. Yalnız aynı kartın van Persie’ye de çıkması gerekirdi.

O ana kadar yaşananların adı zaten futbol değildi. O dakikadan sonra da futbolun teknik- taktik yönü açısından yazacak bir şey kalmadı. Tek göze batan, Şenol Güneş’in ikinci yarıda Talisca’yı oyundan almasından sonra Beşiktaş’ın kendi yarı sahasına hapsolmasıydı. Cenk Tosun da ileride etkisiz kalınca Fenerbahçe’nin golünün çanları dakikalar önce çalmaya başlamıştı. Nitekim o gol de, yine Cenk Tosun’un kaptırdığı bir top sonucunda geldi.

Akılda kalacak güzel şeyler yaşanmadı dün gece. Robin van Persie gibi bir yıldız maalesef kariyerine yakışmayacak şeyler yaptı. Oğuzhan da gerginliğe ateşle koştu. Oysa kaptandan

Yazının Devamı

Sneijder ve Muslera

4 Şubat 2017

Galatasaray, ligdeki 6-0’lık Akhisar galibiyetine rağmen kendi taraftarları da dahil olmak üzere futbol kamuoyuna güven vermiyordu. Elbette bunun temel nedenleri, takımın bir iki sac ayağına dayanması, kötü defans ve teknik direktör sorunlarıydı. Nitekim bütün bunlar sarı- kırmızılıların Medipol Başakşehir’e yenilip Ziraat Türkiye Kupası’ndan elenmelerine neden oldular.

Muslera zaten kadroda yoktu. Buna bir de maçın hemen başında Sneijder’in sakatlanıp çıkması eklenince Galatasaray için çanlar çalmaya başladı. Hollandalı yıldız oyundan çıktıktan sonra ilerideki üçlüyü besleyecek kimse kalmadı. Sneijder’in yerine oyuna giren Josue de, Selçuk İnan da bu görevi yerine getiremediler. Bu durumda Bruma top almak için kendi yarı sahasına kadar gelmek zorunda kaldı. Yasin ve Podolski ise ilk yarıda hareketsiz top beklediler.

Yine de Galatasaray’ı gole yaklaştıran isim hep Podolski oldu. Onu Bruma izledi. İkinci yarıda Yasin de hareketlendi. Sabri geriden destek verdi. Selçuk oyundan çıktıktan sonra onun yerine geçen Josue, bu mevkide daha başarılı oldu. Gelgelelim bunların hiçbiri Galatasaray’a yetmedi.

Muslera’nın yokluğunda başta defans olmak üzere takımın kendisine güveni

Yazının Devamı

Advocaat Ne Yapmalı?

2 Şubat 2017

Fenerbahçe, Kayserispor karşısında ağır bir darbe aldı. Bu farklı mağlubiyet kadar Fenerbahçe Teknik Direktörü Advocaat’ın açıklamaları da gündemi sarstı. Hollandalı teknik adam, Kayserispor maçının ardından yaptığı açıklamada hem taktik disipline uymamakla suçladığı futbolcularını hedef aldı, hem de elimdeki kadro yetersiz diyerek topu bir kez daha yönetime attı.

Açık konuşmak gerekirse, kadrodan dolayı şikayette bulunmak için artık çok geç. Advocaat, Fenerbahçe’nin teklifini kabul ettiğinde kulübün durumunu biliyordu. O nedenle büyük transferler gerçekleştiremeyeceğinin de farkındaydı.

Bununla birlikte sezonun ilk yarısında Lens, ikinci yarısında ise Karavaev, Hollandalı hocanın isteği üzerine transfer edildiler. Mehmet Ekici transferiyse Fenerbahçe yönetiminin elinde olmayan nedenlerden dolayı gerçekleşemedi. Yani Fenerbahçe yönetimi, Advocatt’ın gelişinden sonra transfer konusunda elinden geleni yapmaya çalıştı. Daha fazlasını da yapamazdı. Çünkü UEFA ile yapılan finansal fair play anlaşması buna izin vermiyor.

İşte bunları hepimizden çok daha iyi bilen Advocaat’ın Kayseri maçından sonra yine kadro kalitesini gündeme getirip topu yönetime atması, yorumcular tarafından

Yazının Devamı

Kartal Şaha Kalktı

30 Ocak 2017

Beşiktaş’ın Atiker Konyaspor gibi ligimizin önemli takımlarından birisini, güzel bir futbolun sonucunda 5-1’lik farklı bir skorla mağlup etmesi büyük önem taşıyor. Siyah- beyazlılar bu farklı galibiyetle liderliklerini perçinleyip şampiyonluk yolunda büyük bir moral kazandıkları gibi, rakiplerine de gözdağı verdiler.

Beşiktaş maça çok hızlı ve iştahlı başladı. Özellikle Talisca, Quaresma, Babel ve Adriano ile rakip kaleyi ablukaya alan siyah- beyazlılar, istedikleri golü bulmak için de fazla beklemediler.

Beşiktaş, 24.dakikadan sonra topun arkasına geçti ve kendi sahasında kalmayı tercih etti. Kara Kartal, bu tercihinin sonucunu da yine golle aldı. Siyah- beyazlılar, ileriye çıkan Konyaspor’un geride bıraktığı boşluğu hızlı bir kontra atak ile değerlendirerek farkı ikiye çıkardılar.

Ev sahibi takım devrenin sonuna kadar bu taktiğini değiştirmedi. Bu da Konyaspor’un Beşiktaş kalesine daha sık gelmesine neden oldu. Bence siyah- beyazlılar topu rakibe bu kadar fazla bırakarak hata yaptılar. Çünkü Konyaspor bu bölümde bir gol bulsaydı Beşiktaş için işler zorlaşabilirdi. Keza benim de defalarca ağır çekimde izledikten sonra topun dizine çarptığını gördüğüm Tosic’in

Yazının Devamı

Galatasaray Akhisar’a Patladı

28 Ocak 2017

Geçen hafta Karabük deplasmanında üç puan bırakan Galatasaray, Akhisar’a patladı. Rakip filelere yarım düzine gol bırakan sarı- kırmızılılar ciddi anlamda bir özgüven kazandılar.

Galatasaray geçen hafta Karabük deplasmanında çok kötü olmasa da vasat bir oyun sergilemişti. Oysa bu hafta Akhisar karşısında çok farklı bir Galatasaray vardı. Sarı- kırmızılı futbolcular, Karabük’teki puan kaybını telafi etmeye ant içmişçesine bir futbol oynadılar.

Elbette Akhisar’ın Galatasaray’ı maç boyunca rahatsız edememesi de bu skorda etkili oldu. Fakat maçın sonucunu sadece buna bağlayamayız. Galatasaraylı futbolcular bu maçı ne kadar kazanmak istediklerini açıkça ortaya koydular.

Akhisar maçı, Sneijder ve Podolski’nin Galatasaray için ne kadar önemli futbolcular olduklarını da bir kez daha gösterdi. Cim Bom, santraforda Eren Derdiyok’un oynadığı maçlarda büyük sorunlar yaşadı. Oysa bu mevkide Podolski oynadığında işler daha farklı oluyor. Akhisar maçı da bunun bir örneği oldu.

Galatasaray’ın santraforda Podolski’nin oynadığı maçlarda daha başarılı olmasının temel nedenini, sarı- kırmızılı takımın pasa dayalı bir oyunu tercih etmesi oluşturuyor. Bu oyun anlayışında Eren’in başarılı

Yazının Devamı

Yine Hakem Yine Riekerink

23 Ocak 2017

Maalesef tüm iyi dileklere rağmen hakem hataları bitmiyor. Cüneyt Çakır gibi dünya çapında maç yönetmiş bir hakemin formsuzluğu insanı iyice umutsuzluğa sevk ediyor.

Cüneyt Çakır, Galatasaray’ın Yasin’le bulduğu golün etkisinden çıkamadı. Gol bence nizamiydi. Kaldı ki, o pozisyonu süzmek hakem için oldukça zordu. Lakin yine de golü vererek doğru yapmıştı. Ama az önce de belirttiğim gibi Cüneyt Çakır, dakikalar ilerledikçe hem pozisyonun hem de seyircinin etkisinden kurtulamadı ve resmen Karabük lehine penaltı uydurdu. Böyle yaparak da maçın skoruna etki etti.

Öte yandan FİFA ve UEFA video hakem uygulamasını konuşup tartışırken Cüneyt Çakır yeni bir yöntem çıkarttı: ‘’ Futbolcuya sormak ! ‘’ İnsan gözlerine inanamıyor. Futbolcuya sormak ne demek? Cüneyt Çakır gibi bir hakem nasıl böyle bir şey yapar?

Cüneyt Çakır, bunların dışında da hatalar yaptı. Örneğin, Hakan Balta’ya ikinci sarı kartı 70.dakikada çıkartabilirdi.

Fakat bu hataları burada teker teker yazmanın bir anlamı yok. İşin özüne gelmek lazım. Maalesef Cüneyt Çakır hakemlik açısından çok kötü bir noktada. Yani iflas etmiş durumda. Bence Cüneyt Çakır’a maç vermeye devam etmek ona yapılacak en büyük kötülüktür.

Yazının Devamı