Göçmenler ölüyor AB seyrediyor

10 Şubat 2022

Savaş çığırtkanlığı ve tahrikleriyle Ege’de gerilimi tırmandıran taraf olmasına rağmen mağdur palavrasıyla Türkiye’yi suçlayan Yunanistan aynı pervasızlığı, zırvalıkları göçmen konusunda da yapıyor. Hem de yine hiçbir uluslararası hukuk, kural takmadan. Dahası, vicdan, acıma falan da asla söz konusu olmuyor. Kaçak göçmenler kara sularına girdikleri anda Yunan Sahil Güvenlik unsurları tarafından Türk kara sularına doğru geri itiliyor, motorları bozularak-alınarak ya da botları patlatılarak denizin ortasında çaresiz durumda bırakılıyor. Yani karadan kapısına dayanan göçmenleri insan haklarını ve uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak döven, soyan, öldüren Yunanistan, denizde de bebekleri, kadınları acımasızca ölüme terk ediyor. Yıllardır süregelen bu insanlık dışı uygulamalara da sürekli yenileri ekleniyor. Sadece son iki yılda (2020-2021) şiddet kullanılarak denizden ve karadan geri itilenlerin sayısı 35 bin civarında. Ama Yunanistan’ın tavrına, havasına bakıldığında ise hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor, hatta hiç

Yazının Devamı

ABD'nin DAEŞ-YPG denklemi

7 Şubat 2022

ABD Başkanı Joe Biden, DAEŞ lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi’ye dönük İdlib’deki operasyonun detaylarını Beyaz Saray’dan şu cümlelerle duyurdu:

“Korkakça kendini patlatarak intihar etti. Askerlerimiz teröristleri yakalamak için yaklaşırken, işlediği suçların hesabını vermek yerine, binada bulunan kendi ailesi ve diğer insanların hayatlarını hiçe sayarak intihar yeleğiyle kendini patlatmayı seçti.”

Bir önceki ABD Başkanı Donald Trump da DAEŞ’in yine İdlib’de öldürülen önceki lideri Ebubekir El Bağdadi operasyonuyla ilgili şöyle demişti:

“Kendisini operasyon sırasında intihar yeleğiyle patlatarak öldürdü. Ağlayarak, çığlık atarak, bir korkak gibi öldü, kendisiyle beraber olan üç çocuğunun da ölümüne yol açtı. Bütün dünyanın nasıl öldüğünü bilmesi gerek.”

Yani operasyon noktaları, yöntemi ve sonuçları gibi halef-selef ABD Başkanları’nın Beyaz Saray açıklamaları da neredeyse birebir aynı… Dolayısıyla buna &ld

Yazının Devamı

İnfodemi de pandemi kadar ürkütücü

5 Şubat 2022

Omicron’un baskın varyant haline geldiği ülkemizde günlük vaka ve ölüm sayıları ürkütücü boyutta. Ama bir o kadar daha ürkütücü olan bir başka durum da infodemi, yani “yanlış bilgi salgını.” Mesela, başlarda bu daha çok maske takıp takmama üzerineydi, aşının devreye girmesinden sonra ise yaptırıp yaptırmama konusuna odaklanmış durumda. Özellikle de aşının olası yan etkilerine dönük bazı iddialar nedeniyle. Dolayısıyla, bir yanda salgından hayatını kaybedenlerin çoğunun aşısızlar olduğu gerçeği var ve hem dünyada hem ülkemizde her yetkili ısrarla aşı olun diyor; ama diğer yanda da absürt iddialarla, gerekçelerle hâlâ aşı olmamakta inat eden önemli bir kitle söz konusu. Dahası, hem rehavet hem de yine yanlış bilgilerden dolayı hatırlatma dozu aşılarını bilerek, bilmeyerek ihmal eden milyonlarca insan bulunuyor. Yani biri insanın bedeninde, diğeri zihninde yaşam bulan ve sürekli mutasyona uğrayan iki ayrı pandemi söz konusu. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü, Şubat 2020’de yaptığı

Yazının Devamı

Terörün VIP kampı Yunanistan

3 Şubat 2022

Yunanistan iç savaş ve karışıklıklar sebebiyle ülkelerinden ayrılarak daha iyi bir hayat kurmak için Avrupa’ya gitmek isteyenlere müdahalede hak, hukuk, kural takmıyor. Vicdan, acıma falan da asla söz konusu olmuyor. Kaçak göçmenler Yunan kara sularına girdikleri anda Yunan Sahil Güvenlik unsurları tarafından Türk kara sularına doğru geri itilerek, motorları bozularak-alınarak ya da botları patlatılarak denizin ortasında çaresiz durumda bırakılıyor. Yani karadan kapısına dayanan göçmenleri insan haklarını ve uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak döven, soyan, öldüren Yunanistan, denizde de bebekleri, kadınları acımasızca ölüme terk ediyor. Bunun son örneğini de daha yeni yaşadık. İpsala ilçesi Paşaköy Köyü Mandakoru mevkisinde Yunan sınır birlikleri tarafından geri itilen 22 göçmenden 12’si donarak öldü. Birkaç gün önce de Çeşme Karaada açıklarında Yunan Sahil Güvenliği’nin denize attığı 3 göçmenden 2’si kurtarılmış, bir göçmen hayatını

Yazının Devamı

Kovid’in uzun etki alarmı

31 Ocak 2022

Omicron’un önceki varyantlara göre daha bulaşıcı özelliğine rağmen öldürücülüğü düşük olması nedeniyle “virüs eski gücünde değil” diye normale dönüş anlamında oldukça iyimser bir hava söz konusu. Hatta Avrupa’daki bazı ülkeler bunu sıradan bir hastalık olarak görmeye hazırlanıyorlar. Ancak bir yanda da ABD’deki Omicron’dan ölüm vakalarının Delta varyantını solladığı gibi bir gerçeklik var. Ülkemizde de vaka ve ölüm sayıları hala çok yüksek. Yine dünyanın birçok yerinde de Omicron vakaları hızla yayılıyor. Yani garip bir ikilem söz konusu, dahası Omicron’un son varyant olmadığına dönük uyarılar da sürekli yineleniyor. Bu bağlamda yeni bir alt varyantın geliştiği de biliniyor. Bu arada henüz pek fazla önemsenmeyen, hatta kestirilemeyen Koronavirüsün uzun vadede yaratacağı risk, tehditler de bulunuyor. Çünkü uzmanlara göre; enfeksiyonun kişide yaratmış olduğu tahribat vücudunda kalıyor. Özellikle de kalp kası,

Yazının Devamı

Siyasette kör eden partizanlık

29 Ocak 2022

Siyasette tam anlamıyla ideolojik körlük durumu var. Birinin ak dediğine diğeri hiç sorgulamadan soruşturmadan anında "Hayır, o kara" yanıtı veriyor. Ya da biri siyaseten yanlış yaptığında, hiç kimse bunun doğruluğuna yanlışlığına bakmadan, “Tezgâhtır” diyerek savunmaya geçiyor, hatta umursamadan "Ama öteki de şunu yaptı" diye pozisyon alıp olayın gazını almaya çalışıyor. Yani siyasiler, kişi ve kurumlar olayları değerlendirirken nesnel gerçekliği aramak yerine daha çok kimliklerinin, ön yargılarının, duygularının, psikolojik ve sosyal benliklerinin etkisiyle hareket ediyor. Evet, bu geçmişte de vardı ama insanlar bugünkü kadar körü körüne savunma noktasında değillerdi. En azından arada bir de olsa "Eleştiriler doğru mu, haklı mı acaba?" diye merak ederlerdi. Şimdilerde ise doğruluğuna, yanlışlığına bakılmaksızın anında yalanlama geliyor. Ve hem siyasi taraflar, sözcüler arasında hem de sosyal medya platformlarında karşılıklı karalama ve kusur arama bombardımanı yaşanıyor. Ekranlardaki tartışmalarda da hakeza. Orada da genellikle iktidar şunu yaptı ya da mu

Yazının Devamı

İstanbul değişti esaret değişmedi

27 Ocak 2022

İstanbul’da son birkaç gündür yaşanan kar kabusu nedeniyle 1987 kışına dönük atıflar, benzetmeler de pik yaptı. Hatta  neredeyse aynı gibisinden görüşler dahi oldu. Evet kilitlenen yollar, saatlerce mahsur kalan insanların görüntüleri açısından bakıldığında belki böyle denilebilir ama her iki olayın gelişmesi anlamında daha başından farklılık var. Şimdiki günler öncesinden öngörülen, konuşulan, uyarılan, bir durum 35 yıl öncekinde ise habersiz, hazırlıksız yakalanma söz konusu. Çünkü meteorolojik sistemler günümüzdeki kadar gelişmiş değildi. Tahminlerde, uyarılarda hiç olmayan bir hadise gerçekleşmiş 8-9 derecelik sıcaklık beklenirken İstanbul 4 Mart 1987 sabahına karla uyanmıştı. Ve kar yağışı yoğun bir şekilde 10 gün boyunca sürmüştü. Düşen kar miktarı da bugünkünden çok daha fazlaydı. Kentin tamamında da hayat durmuştu. Dolayısıyla 35 sene öncesini ve bugünü yaşayan her İstanbullu gibi biz de anılara daldık. Özellikle de o günden bu yana hem İstanbul’da

Yazının Devamı

Kararsız seçmen kayıp oy demek mi?

24 Ocak 2022

Siyasette erken seçim tartışması gündemden düşmüyor. Muhalefet partileri ısrarla var iddiasında, hatta şimdilerde bu "derhal seçim" noktasına taşındı. AKP ve MHP ise seçimler zamanında diyor. Hem de sertleşen bir üslupla. Dolayısıyla, bu konu artık tartışmadan öte tam anlamıyla siyasi atışmaya dönüşmüş durumda. Özellikle de sistem tartışmaları nedeniyle. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni Türkiye'deki ekonomik ve siyasal sorunların sebebi olarak gören muhalefet partileri Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, yani bir anlamda eskiye dönüşü hedefliyor. Buna dönük arzularını da hem ayrı ayrı dile getirdiler hem de ortak bir metin hazırlığı için uzunca bir süredir çalışma içindeydiler. Geldiğimiz an itibarıyla da Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dönüş çalışmasında ortak metin üzerinde mutabakata varıldığı ilan edilmiş durumda. Ama bu da son anlamına gelmiyor zira süreç ve takdir 6 partinin genel başkanlarında... Yani o süreçte aksaklık, sıkıntı olur olmaz onu

Yazının Devamı