Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Siyasetin moda kavramı “Algı operasyonu...”
Yani zihin manipülasyonu denilen etkileşimle insanları yönlendirmek ve istenen seçimleri yapmalarını ya da yapmamalarını sağlamak...
O nedenle de seçim öncesi yine korku ve endişe salarak insanların duygularına yönelik aynı taktik gündemde...
Örneğin Başkanlık sistemi tartışmaları, HDP’nin baraj hesapları ya da çözüm sürecinin geleceği...
İktidar ya da muhalefet tarafından öyle bir hava yaratılıyor ki, 7 Haziran sonrası ya kaos ya da tam huzur...
Açıkçası, kitleleri heyecanlandıracak, umutlandıracak projelerin konuşulduğu bildiğimiz eski seçim havası yok memlekette...
Tabii bu durumda da akla gelen soru şu:
Seçmene nasıl yansır? Ya da algı operasyonu sandığı etkiler mi? İşte öngörüler:
Adil Gür (A&G’nin sahibi): Medya eliyle bir şeyler yönetiliyorsa bunun bir siyasi partiye katkısının çok olduğu kanaatinde değilim. Cumhurbaşkanı’nın 1994’te İstanbul’da belediye başkanlığını kazanması ya da 2002’de AKP’nin birinci parti seçilmesi medya desteğiyle mi oldu? Kaldı ki anketlerin seçmen davranışlarına etkisinin olmadığı (2002’de yüzde 14 -15 oy alır denilen DYP baraj altında kaldı) da anlaşıldı. O nedenle 400 milletvekiliyle gelececeğiz, oyumuz yüzde 50-55 demek yetmiyor. Bir partinin başarılı olması için halka dokunması şart. Bu da sözle olmuyor.
Bekir Ağırdır (KONDA Genel Müdürü): Hanenin dirliği düzeni diye bir laf vardır. Yani geçim derdi, eğitim, sağlık ve güvenlik konusu.. O nedenle seçmenin öncelikli sorunu bu. Tabii ki 10 ayda 2 seçim yapmış, 4 ay sonra da yeni bir seçim yapacak bu kadar politize olmuş bir ülkede algı operasyonu yapanlar ya da yapmayı hedefleyenler vardır ama ben bunun ciddi bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. Bir de şöyle bir durum var ülkedeki aşırı kutuplaşma nedeniyle herkes kendi camiasının içine kilitlendi. Dolayısıyla kendi kendimizi gaza getiriyoruz yani öbür tarafı etkilemek diye bir şey yok.

Haberin Devamı

Engelsiz siyaset özlemi

Ülke nüfusunun yaklaşık 9 milyonu engelli olmasına rağmen, siyasette temsil oranları yok denecek kadar az... TBMM’deki 550 milletvekilinden 4’ü, ülke çapındaki 20 bin 498 (TBB verisi) belediye meclis üyesinden ise sadece 30’ u engelli...
Yani dememiz o ki şimdi olduğu gibi her seçim öncesinde engelli vatandaşlarımızı anımsayan, toplantılar düzenleyen siyasilerimiz, sıra aday listelerine gelince sözlerini unutuyorlar... Engellileri ya aday göstermiyorlar ya da seçilemeyecek yerlere koyuyorlar... Bunun niyesini de 2011 seçimleri öncesinde aynı durumu yaşayan Engelliler Konfederasyonu Başkanı Av. Turhan İçli şöyle anlatıyor:
“Engelliler eğitimli olabilir ama maddi imkânları sınırlı. Dolayısıyla para gücü karşısında geriye itiliyorlar. Ya da bir başka güç devreye girdiğinde en kolay engelliden vazgeçiliyor. Örneğin bize de ilk 5 sözü verildi ve geçen dönem Ankara 2. bölgeden CHP adayı olduk. Ama listeler açıklandığında kendimizi 12. sırada bulduk. Oysa Yunanistan ne yaptı, engelli hareketinin içinden gelen bir arkadaşımıza ülkenin sağlık politikasını emanet etti. İngiltere’de de görme engelli bir avukat yıllarca içişleri ve eğitim bakanlığı koltuğuna oturdu. Bizde ise bırakın bakanlığı siyasette temsil hakkını bile layık görmüyorlar.”
Mesaj açık ve net ancak duyan yok. İşte bu nedenle de yarın Ankara’da “Engellilerin siyasal yaşama katılma hakkı” konulu bir etkinlik var... Amaç, farkındalık ve duyarlılık yaratmak amacıyla bir kez daha parti liderlerine seslenmek. Tabii gelirlerse...

Haberin Devamı

‘Astsubayların kafasını karıştırmak istiyorlar’

Haberin Devamı

Kurucularının emekli astsubaylardan oluştuğu belirtilen “AS Parti”ye Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nden (TEMAD) tepki var. TEMAD’ın 100 şubesiyle astsubayların yasal tek temsilcisi olduğunu savunan Genel Başkan Ahmet Keser, “Bu girişimin amacı astsubayların kafasını karıştırmak” diyor. “Neden” diye sorulduğunda da şu yanıtı veriyor:
“TEMAD’ın son dönemlerindeki ciddi ve haklı çıkışlarından rahatsız olanlar, kafa karışıklığı yaratarak enerjimizi içe döndürmeye çalışıyorlar ama tutmaz. Çünkü biz siyasetle iç içe olmak ve bir siyasi partiyle anılmak ya da kolu durumuna düşmek istemiyoruz. Bunu da TEMAD’a karşı yapılan bir operasyon olarak görüyoruz.”