Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hasan Ağabey (Hasan Pulur), 24 Mart 2010 tarihli “Beşiktaş’ın heykelleri” başlıklı yazısında şöyle diyor:
Beşiktaş’ta “saray” çoktur, “konak” çoktur, “okul” çoktur, şimdi bunlara “heykel” de ekleniyor.
Hani, deyim pek uygun düşmese de son bir yıl içinde Beşiktaş’ta “mantar gibi” heykel patlaması var. Levent, Etiler, Akatlar, Arnavutköy, Bebek’te heykelleri görmüşünüzdür.
Bazıları heykel denince “insan heykeli”ni anlarlar, filanın heykeli, falanın heykeli...
Beşiktaş’ta insan heykeli de var ama, caddelere, meydanlara, köşe başlarına dikilen heykeller insan değil, çoğunlukla beyaz mermerden yapılmış soyut heykeller.

Sanatın kent yaşamının vazgeçilmez bir unsuru olduğu bundan daha açık nasıl anlatılır? Üstelik parkı, bahçesi betonlaştırılan, gökdelenleriyle muhteşem silüeti gölgelenen günümüz İstanbul’unda...Ve de resmi, gayri resmi “heykel düşmanlığı” örnekleri çoğalırken...
***
Beşiktaş’ı ve heykellerini anlatan, Belediye Başkanı İsmail Ünal, söze Roma, Milano, Floransa, Madrit, Helsinki gibi dünya şehirlerinden örnekler vererek başlıyor. Ardından da 2008’den bu yana her yıl Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve sanatçılar işbirliğiyle gerçekleştirilen uluslarası heykel sempozyumlarına değinerek, yukarıda sözünü ettiğimiz o heykellerin, buralarda yontulduğunu söylüyor. Başkan’ın verdiği bilgiye göre; bu sempozyumlarda ve sipariş edilenlerle birlikte kente

Heykeller ve meyve bahçesi
kazandırılan heykellerin sayısı 160’ı bulmuş. Bunlardan Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Onat Kutlar, Cavit Orhan Tütengil, Uğur Mumcu, Doğan Öz, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi demokrasi şehitlerinin heykelleri Abbasağa Parkı’nda sergileniyor. Sanatçılar Parkı girişindeki Nazım Hikmet ile Akmerkez Ulus yolundaki İlhan Selçuk heykelleri de her gün onbinlerce İstanbulluyla buluşuyor. Avrupa’da Rönesans uygarlığında yüksek seviyelere ulaşmış heykel sanatına halkın sevgisini ve desteğini artırmayı amaçladıklarını belirten Ünal şöyle konuşuyor:
“Heykel varlığı açısından en zengin ilçeyiz. Türkiye’de de bir tek Yılmaz ağabeye (Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen) yetişmeye çabalıyoruz.”
***
Başkanın sözünü ettiği bu heykellerden bazıları da “Yeşile özlem duyanlar için yepyeni bir sığınak” diye tanımladığı Ulus’tan Ortaköy vadisine inen yamaçta kurulu Meyve Bahçesi’ne duruyor. Daha doğrusu 30 bin metrekarelik bir alana dikilen 4 bin meyve ağacı ile birlikte yaşıyor. Bu alanın sitelerin yeşil alan terkleriyle yoktan var edildiğini belirten Ünal,“Önemli olan bir şehrin kültürünü, yapısını,doğasını bozmadan, insanlar için yaşam alanları oluşturulması” diyor. Zeytin, portakal, iğde, nar, ayva, elma, armut, kiraz, erik, kestane ve ceviz, hatta sakız ağaçlarıyla Meyve Bahçesi’nin böyle bir yer olduğunu anlatan Ünal, betondan boğulan İstanbul’da nefes almak ya da dalından meyve koparıp yemek isteyen herkesi “Yıldız Parkı’ndan sonra Beşiktaş’ın en önemli bahçesi” dediği bu cennet köşeye çağırıyor.