Fırat Kalkanı harekatında 3.aşamanın hedefi El Bab’ı IŞİD’den temizlemek...Sonraki plan da koalisyon güçlerinin de desteğiyle terör örgütünün başkent ilan ettiği Rakka’yı kurtarmak. Dolayısıyla da IŞİD’in Suriye’deki askeri varlığına en önemli darbeyi vurmak. O nedenle de Rakka operasyonunu Suriye’deki kanlı savaşı “masaya” yönlendirme noktasında en kritik dönemeç olarak görenler var. Gerekçeleri de şu:
“Herkes önceliğimiz IŞİD diyerek gerçek gündemini gizliyordu. Şimdi IŞİD’in ortadan kalkması ya da operasyonel gücünü yitirmesiyle taraflar ne istediklerini açıkça ortaya koyacak. Yani IŞİD bitince olayın siyasi boyutu başlayacak. Beklenmedik bir hamleyle oyuna giren ve bu süreci hızlandıran Türkiye’de siyasi çözümde etkili olacak.”
Gerçekten bu olası mı? Yani IŞİD bitince savaş biter mi? Dün bu soruları eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı emekli Korg. İsmail Hakkı Pekin’e yönelttim. Öncelikle IŞİD’in kolay kolay bitmeyeceğini, bitse dahi başka bir ortak düşman yaratılacağını savunan Pekin nedenlerini de şöyle sıraladı:
“Samimi değiller. ABD IŞİD’e karşı nerede savaşıyor? Kürtleri kullanarak, PYD’ye birşeyler vaat ettiği bölgelerde. Yani işine gelen yerleri vuruyor. işine gelmeyen yerleri yerleri ise vurmuyor. Diğerleri de öyle. O bakımdan baktığımızda ülkelerin kafalarında barışı getirmek değil Suriye’yi bölmek varsa bu işi bitirmeleri mümkün değil.”
Türkiye’nin ABD tarafından “Gel El Bab’ı al oradan Rakka’ya, Musul’a beraber gidelim” diye ucu açık söylemlerle kandırıldığını belirten Pekin’in,niyesine dönük öngörüleri de şöyleydi:
“Peki PYD ne olacak? Suriye’nin parçalanması ne olacak? Bütün bunları Türkiye’nin oturup yeni baştan düşünmesi gerekir bence çok geç kalıyoruz. Ben olsam Idlib bölgesindeki Halep’in kuzeyindeki muhalif unsurları desteklemekten vazgeçer,Halep’in düşmesini sağlarım. Bu Suriye’ye büyük destek sağlar ve Suriye hem Haseke hem Rakka’da daha etkili olur. Çünkü Türkiye’nin bu haliyle Rakka’ya sokulmak istenmesi ABD politikalarının istikametinde TSK’nın kullanılması olur. Israrla PYD ile uğraşmayın, Afrin-Menbiç- Kobani koridoruna razı olun, gelin buradan Rakka’ya beraber girelim,bölgenin geri kaln kısmını siz kontrol edin diyorlar.”
Ortak düşman IŞİD’in ortadan kalkmasından sonra aynı amaçların devam etmesi durumunda ülkelerin birbirine düşebileceğine,onun içinde ABD ve Rusya’nın vekalet savaşlarında istekli olduğuna dikkat çeken Pekin’in kalıcı barış için önerisi ise şuydu:
“Barış çok uzak. Barışın bir tek yolu var Türkiye; İran,Irak, Suriye, Rusya ile birlik olacak ve ABD’nin hem Diyarbakır hem de İncirlik üssünü kullanmasını engelleyecek. ABD ve batıyla gerçekçi bir yaklaşıma girecek. Ancak o zaman mümkün olabilir. Tabi bunun bedeli var. Ne olur bunun bedeli? Türkiye’ye ambargo konur başka da bir şey de olmaz...”
Yetişkin mülteciler kalmak çocuklar dönmek istiyor
Türkiye’deki 3 milyon Suriyeli mülteci için iyimser senaryo,”savaş bitecek ve ülkelerine dönecekler” yönünde ancak sahadan yansıyan işaretler tam tersi. Yani savaş bitse dahi kimsenin dönmeye niyeti yok. Özellikle de İstanbul, İzmir, Bursa ya da Konya gibi yerlerde yaşayan yetişkinlerin. Çünkü çoğu kendine yeni bir hayat kurmuş durumda. Buna karşı çocuklarda ise tam tersi bir durum söz konusu. Şöyleki; Sosyal Kültürel Yaşami Geliştirme Derneği’nin yaptığı bir saha araştırmasında İstanbul Bağcılar- Yüzyıl, Başakşehir-Tahtakale, Esenler-Birlik, Esenyurt- Kıraç ve Şişli- Okmeydanı mahallelerinde yaşayan 100 sığınmacı çocuğun (7-12yaş arası) 92’si “Ülkene geri dönmek istermisin “sorusuna “evet” yanıtını vermiş. Çocukların hayallerine dönük soruya verdiği yanıtlardan bazıları da şunlar:
“Okulumu ve evini hatırlıyor, çok özlüyorum”, “Çok güzel bir evimiz vardı. Savaşta evimizi kaybettik”, “Durumum çok kötü, çalışmak zorundayım bütün gün işe gitmek zorundayım hayal kuramıyorum”, “Çok oyuncak,çok eğlenmek”
Bu duruma İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır’ın yorumu ise şöyle:
“Genel olarak çocukların evlerine, arkadaşlarına, okullarına bağlılığı daha yüksek biliniyor.Dede, babaanne gibi eğer geride kalan varsa onlara hatta oyuncaklarına bağlılığı bütün mülteci araştırmalarında çok net olarak görülüyor. Bir de eğitime erişemediler doğru dürst. Geçici eğitim merkezlerinde Arapça eğitim alıyorlar,dolayısıyla Suriye kültürü pekişiyor. Türkiye bu eğitimi Türkiye’de yaşayacaklarmış varsayımıyla düzenlemedi. Bir çok çocuk okula gidemiyor ya da genç dahil eğitimlerini yarıda bıraktılar...”
Kırmızı Hat
- Hükümet hatalı ihraçların yeniden incelenmesi için başbakanlık bünyesinde komisyon kuruyor ve başvuru alacak. Ayrıca valiliklerde başvuruları toplayacak. Peki; kişisel husumeti için bana iftira atan ve ihraç olmama sebep olan AKP’nin vekili veya etkili bir üyesi ise ben suçumun ne olduğunu bile bilmiyorsam, kapalı kapılar ardında benim hakkımı kim savunacak. Kendileri çalıp kendilerimi oynayacaklar. Suçlanan kişilerin ya da kamuoyunun haberi olması lazım ki haksızlıklar devam edemesin, keyiflerine göre karar veremesinler. - Engin Coşkun