CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Başbakan’ın yanıtlaması istemiyle aylar önce TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, ‘Türk İstihbarat Birimlerinin, El Kaide Kolu Irak Şam İslam Devleti(IŞİD)’in 20 kişilik bir intihar bombacı timinin Ankara, İstanbul ve Hatay’da bombalı intihar saldırısı yapacağı bilgisine ulaştığı iddiası doğru mudur?” diye sormuştu. Önergenin son maddesi de “istihbarat doğrultusunda alınan güvenlik önlemleri nelerdir” idi...
Biz hala bu soruların yanıtlarını beklerken kafa kesen IŞİD militanları, Türkiye’nin toprağı sayılan Musul Konsolos-luğu’muzu kuşattı. Bomba tehdidiyle elini, kolunu sallayarak içeri girip, başkonsolosumuz ve silahlı özel harekatçıların da aralarında bulunduğu 49 kişiyi rehin aldı.
Açıkçası sorgulanan IŞİD bombası Musul’da patladı...
Neden ayağın kaydı sorgusu
Diyarbakır’da bir PKK’lının 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı bahçesindeki bayrağı indirmesine tepki ve öfke büyük... Başbakan da “Bunun gereği neyse onu yapmaya mecbursun. Askerin, polisin burada bahanesi olamaz” sözleriyle bunu dile getirdi. Açıkçası hedefte bayrağı indirenler kadar askerler de var. Bu konuda başlatılan soruşturmanın sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.
Bunlar Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda yaşananlar, aşağıdaki ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde süren bir başka soruşturma:
Astsubay G.B., hafta sonu yapılacak açık öğretim fakültesi sınavı için izin verilmeyince devlet hastanesinden iki günlük rapor alıyor. Bu nedenle hakkında başlatılan soruşturma sürerken, ailesi G.B’ye psikolojik baskı uygulandığı iddiasıyla Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) başvuruyor. Şikâyet sırasıyla Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay ve DKK’lığına oradan da olayın yaşandığı gemiye intikal ediyor. G.B, bu suçlamadan ceza almıyor ama bu kez de hakkında “Komutanlığın ve amirlerinizin kurumsal itibarını zedeleyecek şekilde TSK Disiplin Kanunu madde 15/ğ’de yer alan ‘Başkalarını Kötülemek’ disiplinsizliğini işlediğiniz tespit edilmiştir” denilerek yeni bir soruşturma(6 Haziran 2014) başlıyor. Bu arada “18 Nisan 2014 tarihinde iskeleden çıkarken dikkatsiz davranarak ayağınızın kayması sonucu sağ ayak bileğinizde burkulma meydana gelmesi nedeniyle ‘Sağlığın korunması kurallarına uymamak’ disiplinsizliğini işlediğiniz tespit edilmiştir” gerekçesiyle başlatılan bir başka soruşturma da sürüyor...
Çocuk işçi paradoksu
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü...Yine çocukların yerinin okul ve oyun olduğuna ilişkin klişe mesajları dinleyeceğiz. Konunun yetkili ama ilgisiz muhatapları da “Çocuk işçiliğine hayır” diye konuşmalar yapacaklar. Peki ya gerçekler? Dünyada her 5 çocuktan (5-17 yaş) biri çalışıyor. Bir başka deyişle 300 milyonun üzerinde çocuk sağlıklı bir çevreden ve temel özgürlüklerden mahrum yaşıyor. Gelelim bize, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’nün raporuna göre; ülkemizde 5-17 yaş arası çalışan çocukların sayısı 8 milyon 397 bin. Sadece 2013 yılındaki iş kazalarında ölen çocuk işçi sayısı ise en az 59... Ama buna rağmen, çocukların çalıştırılması engellenemiyor. Neden mi? İşte CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter’in yanıtları:
“12 yıl zorunlu eğitime geçildi ancak iş kanununda çalışma yaşı hâlâ 15 olarak görünüyor. Ayrıca asgari ücretteki yaş farkı da kaldırıldı. Artık 16 yaşından küçükler de büyüklerle aynı asgari ücreti alıyor. Bu da özendirdi. Okul bitene, yani 18 yaşa kadar çalışmanın yasaklanması için yasa teklifi verdik, ses çıkmadı.”