Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kilis aylardır terör örgütü IŞİD roketlerinin hedefinde. Bu nedenle de birkaç ay öncesine kadar kendi nüfusu kadar Suriyeli sığınmacıyı ağırladığı gerekçesiyle Nobel Barış Ödülü adaylığı konuşulan kentte bugün savaş havası ve paniği var. Çünkü insanlar ölüyor yaralanıyor... Başlarda “düştü” açıklamalarıyla “kaza” havası verilip hafife alınıyor, angajman kuralları gereği misliyle karşılık verildi denilip geçiştiriliyordu. Ancak görüldü ki durum hiç de öyle değil, IŞİD açık açık Kilis’e roket atıyor, yani bilerek vuruyor... İşte bu noktada da neden ya da “Toprak kaybetti, çok sıkıştı” denilen IŞİD ne yapmak istiyor ve de Türkiye’nin tavrı ne olmalı soruları akla geliyor. Bunlara MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in yanıtı şöyle:
“IŞİD Irak’tan sonra Suriye’de de gerilemeye başladı. Bir kuşatma altındaki IŞİD’e yönelik gerek koalisyon güçleri gerekse Türkiye’de de koalisyonla koordineli olarak askeri tedbirlerin artırıldığı açıkça görülüyor ve IŞİD’in petrol gelirleri de önemli ölçüde azaltıldı. IŞİD şimdi bu planlı saldırılarıyla Türkiye’yi Ortadoğu’ya, Suriye bataklığına çekerek kendisini koruma altına almak istiyor. Yani Türkiye’yi Suriye ile karşı karşıya getirip Ortadoğu sorununda küresel güçlerin çatışmaları içerisine çekerek zayıflayan durumunu kurtarma arayışı içinde. Sınır ötesi harekât Ortadoğu’nun bu karmaşık yapısı içerisinde ciddi bir sorun. Bu çıkar çatışmalarının içine çekilmek demek ve en son düşünülmesi gereken bir formül. İcap ederse Türkiye onu da yapar mutlaka ama koalisyon güçleriyle koordineli bir şekilde ve Suriye’deki gelişmelerle bağlantılı olarak mesele gündeme gelebilir.”
Aynı sorulara CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’ın verdiği yanıt ise şu şekilde:
“IŞİD Irak ve Suriye’de çok büyük alan kaybetti, kaybediyor. Bu nedenle de moralleri bozuk. Diğer taraftan, bünyesindeki aşiretlerin beklentileri yerine gelmediği için içeriden de bir uğultu var. IŞİD’e özellikle Membiç Rakka’ya dönük ABD öncülüğündeki koalisyonun ve arazide de PYD’nin ana bileşenini oluşturduğu Demokratik Suriye güçlerinin koordineli bir operasyonu söz konusu. Tabii buna Türkiye’de bir noktada katılıyor, katılmak istiyor. Bu saldırıları bir nevi IŞİD’in buna bir karşı koyuşu gibi algılıyor insan ama işin gerçek yönünü hükümetin anlatması lazım. Bildiğimiz tek şey, oradan atılan roketler ve bunların Kilis’te can kaybına yol açtığı. Halkın tedirgin olduğu ve Türkiye’nin maalesef oradaki halkın can ve mal güvenliğini koruyamadığı...”

Haberin Devamı

Mağdurdu, terörist oldu!
Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki hendek ve barikatlar kaldırıldı. Güvenlik güçleri şimdi tek tek binaları kontrol ediyor. Sonraki aşama ise vatandaşların güvenli bir şekilde ilçeye dönmesi. Yani 14 Mart’ta başlayan operasyonda sona geliniyor. Bu süreçte yüzlerce terörist etkisiz hale getirildi, sıkıştığını anlayınca kaçanların yanı sıra teslim olanlar da oldu. Bunların arasında PKK’nın önde gelen isimlerinden Cemil Bayık’ın en güvendiği adamı da vardı.
Peki kimdi bu Cemil Bayık’ın en güvendiği adam?
Nasıl terörist olmuştu, neden teslim olmayı seçmişti?
Yüksekova’da görüştüğüm bazı kaynaklar bu konuda çok çarpıcı bilgiler aktardılar.
Şöyle ki; Yüksekovalı terörist F. S. bundan 4 yıl önce, henüz “çocuk” denecek yaştayken Güngör Mahallesi’nde örgüte eleman kazandıran bir ekip tarafından zorla dağa kaçırılmış bir mağdur aslında. Olayı bilenler F. S.’nin ilçede akşam vakitlerinde okuldan evine dönerken, kırmızı renkli bir otomobile zorla bildirildiğini, kaçırılırken “Beni kurtarın” diye bağırdığını, ancak kimsenin engel olamadığını söylüyor.
Örgütün dağ kadrosuna dahil edilen ve çeşitli eğitimlerden geçirilen F.S., PKK’nın Suriye’deki faaliyetlerine katıldı, Kobani’de, Kamışlı’da IŞİD’e karşı çarpıştı, deneyim kazandı. Sonrasında da Cemil Bayık’ın en güvendiği adamlardan biri oldu.
Kaçırıldıktan dört yıl sonra da Cemil Bayık tarafından kendisi gibi yine Yüksekovalı olan diğer teröristlerle birlikte Yüksekova’ya gönderildi. Böylece çatışmalara örgüt üyelerinin aileleri de katılabilecekti. Ayrıca bu militanlar ilçeyi de iyi biliyorlardı.
4 yıl sonra ailesine geri dönen F.S., çatışmaların en şiddetli yaşandığı Güngör Mahallesi’nin sorumlularından biri oldu. Suriye’de edindiği deneyimi Yüksekova’da hayata geçiriyor, ilçede hendek ve barikatların oluşturulması, evler arası tünellerin kurulması, patlayıcıların yerleştirilmesini sağlıyordu.
Ancak PKK’nın Yüksekova’daki hesapları tutmadı.
Çünkü güvenlik güçleri Diyarbakır’ın Sur ilçesinden farklı bir taktik uyguladı. İHA ve Drone’ların kullanıldığı operasyonlarda havadan belirlenen hedeflere nokta atışları yapıldı. Güvenlik güçleri, çatışmaya girmeden, en az zayiatla büyük başarı elde etti. Yüksekova’da vatandaşlardan bekledikleri desteği bulamayan teröristler, güvenlik güçlerine teslim olmaktan başka çıkar yol bulamadı. F.S. de uygun zamanı bulunca önce kalkan olarak kullandığı ailesinin gitmesine izin verdi, sonra da 6 adamıyla birlikte kendisi teslim oldu...