Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye hem kendi sınırları içinde hem de dışında teröre, teröristlere karşı amansız bir mücadele veriyor. Bu nedenle de uzunca bir süredir terör örgütlerinin hedefinde. Buna Haziran 2015 genel seçimlerinden iki gün önce Diyarbakır’daki bombalı saldırıyla başlatılan çok ciddi ve bilinçli bir “terör dalgası” da denilebilir. Çünkü bu terör sadece kriminal bir hadise değil, arkasındaki güçler açısından siyasi hedefleri amaçları da olan kalleş bir tuzak. Özeti de şu:

Umudumuzu bitirmek, bizleri korkutmak, ülkemizi yaşanamaz hale getirmek ve sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak.

Haberin Devamı

İşte bu bağlamda da son 1.5 yılda düzenlenen 15 civarındaki alçakça saldırıda yüzlerce insanımızı kaybettik. Kiminin arkasından PKK, kiminin arkasından ise IŞİD çıktı. Yani başka ülkelerin topraklarında birbirleriyle savaşan kuklalar, söz konusu Türkiye olduğunda hedef ve eylem odaklı birleştiler. Son bir kaç aydır da bu gibi olaylar gündeme gelmiyor, derken yine canımız yandı ve 38 şehit verdik, 150’den fazla vatandaşımız da yaralandı. Hem de İnsan haklarının konuşulduğu bir günün gecesinde...

Bu noktada bir başka sorun ise bir taraftan katillerle ve arkasındaki güçlerle savaşan Türkiye’nin bomba yüklü bir aracı ve canlı bombayı neden önceden tespit edemediği... Zira biliyoruz ki; teröre karşı teyakkuzdaki bir ülke için polis barikatları caydırıcı ya da yeterli olarak görülse de teröristler açısından son nokta ve de pek anlamı yok. Hele de kaçış planı olmayan canlı bombalar açısından. Nitekim öyle de oldu. Son anda fark edilen canlı bomba kendini polislerin ortasında patlattı.

O nedenle terör eylemlerine karşı en güçlü silah asker-polis barikatı değil istihbarat. Yani örgütü, teröristi harekete geçmeden duyum almak ve çökertmek. Özellikle de yanı başında bataklık bulunan ve o bataklığı kurutmak amacıyla verdiği mücadele yüzünden de tüm terör örgütlerinin açık hedefi haline gelen Türkiye gibi bir ülke için. Elbette küresel tehdit teröre karşı dünyanın hiçbir yerinde yüzde yüz etkin önlem söz konusu değil. Olmadığı da birçok ülkede yaşanan örneklerle ortada. Ancak bu bizdeki istihbarat zafiyeti gerçeğini değiştirmiyor...

Haberin Devamı

Ve bugün yine şehitlerimizin ardından gözyaşı döküyoruz... Hepimiz çok üzgünüz... Gün artık tartışma, kutuplaşma değil ülkece kenetlenme günüdür...

Lanet olsun teröre, teröristlere ve arkasındaki güçlere...

Aselsan mühendisleri bilmecesi?

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un “ölmeleri tesadüf değil” sözleri ve CHP’li Tanrıkulu’nın “araştırılsın” önergesiyle bir kez daha gündeme gelen ASELSAN’da yaşanan şüpheli ölümler serisi 2006’da başlayıp, 2015’e dek sürmüştü. Mühendislerin hepsi de F16 savaş uçakları, tanklar, insansız hava uçakları ve silahlarla ilgili çok önemli projeler yürütüyordu ve kayıtlara “intihar” diye geçen ölümleri son derece kuşkuluydu. Peki bu mühendisler arka arkaya neden intihar ediyor, neden ölüyor veya öldürülüyor; bunun arkasında kim var? soruları yanıt buldu mu? Tabii ki hayır. Sekiz savcının değiştiği kovuşturma sürecinde bir dönem “Ergenekon izi var” denildi, 15 Temmuz sonrasında da dikkatler FETÖ’ye çevrildi. TBMM’deki çok sayıdaki soru ve araştırma önergesi ise havada kaldı. Örneğin 24. dönemde MHP’li Alim Işık’ın “Bu konuda 2006 yılından beri ne yapıldı, nelere ulaşıldı; savcılık soruşturmaları bugüne kadar neden sonuçlandırılamadı; onların içerisinde, o dosyalarda hangi gerçekler gizlendi, üzerine gidilmedi veya gidilemediyse bunların araştırılması gerekiyor” diyerek Meclis Başkanlığı’na verdiği araştırma önergesi Genel Kurulun 10 Mart 2015 Salı günkü birleşiminde görüşüldü ama AKP’li vekillerin “seçim yaklaştı zaman dar” sözleriyle reddedildi ya da onların deyimiyle 25. döneme bırakıldı. 7 Haziran’da yenilenen seçimle oluşan 25. dönem parlamentonun durumu ise malum. Milletvekilleri bırak bu gibi sorunları çözmeyi odalarına dahi yerleşemeden gittiler. 26.dönemde de CHP’nin son önergesi dışında somut bir gelişme yok. O nedenle de iki dönem önce aynı konudaki bir başka önergenin sahibi CHP’li Gürsel Tekin’in çağırısı şu:

Haberin Devamı

“Bu kaygıların giderilmesi için hemen hızlı bir şekilde TBMM’de dört partiden oluşan bir araştırma ve soruşturma komisyonu kuralım. Ölümlerin nedenlerini sorgulamak için aynı zamanda bir hukuki ayağı da olması lazım. Yoksa söylemle olacak bir şey değil. Birbirimizi suçlayarak bu meselenin içinden çıkamayız. Bu insanlar kolay yetişmiyor...”