Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

17 Aralık’taki bakan çocuklarına yönelik yolsuzluk operasyonunun ardından emniyet teşkilatında yaşanan depremin artçıları sürüyor. Görevden alınan, başka illere ya da şubelere atanan amir, memur sayısı iki bine yaklaştı. Aralarında birden fazla yer değiştiren, hatta sabah operasyona katılıp, öğleden sonra tayini çıkanlar bile var. Açıkçası ortalık toz duman ve nerede, nasıl duracağı belli değil. Gerekçesi de malum. Başbakan’ın sözünü ettiği devlet içindeki “paralel yapılanma” ve hükümete yönelik itibarsızlaştırma girişimleri...
Velev ki öyle... Şimdi bu atamalarla organize şubeden alınıp daha pasif göreve atanan polislerin kafa yapıları mı değişti? Yoksa “tövbe mi” edecekler? Dahası bu iddialar doğruysa yargılanmaları ve meslekten çıkarılmaları gerekmez mi?...Ya kilit noktalara yeni gelenler, onlar hangi kriterlere göre belirlendi? Sonuçta giden ve gelen aynı okuldan devre arkadaşları değil mi? Üstelik o okullar cemaatin arka bahçesi olarak bilinmiyor mu?...
Dün bu soruları, yıllarca, polis okullarında öğretmenlik yapan ve halen teşkilat bünyesinde bulunan bir emniyet müdürüne yönelttim. Aldığım ilk yanıt, “Tepeyi budamakla bu işi çözemezsin” oldu, devamı da şöyle geldi:
“Temiz, Ahmet’e, Mehmet’e angaje olmamış bir nesil istiyorsan, bu işe polis okullarından başlarsın. Giriş sınavlarını adil yaparsın, derste de Atatürk milliyetçiliğini anlatırsın. Bunun ürünlerini de ancak on senede alırsın. Çünkü bugünkü sorun da zamanla oluştu.”

‘Okuldaki ağabeyler’
Amir yetiştiren polis koleji ve akademisi ile iki yıllık Polis Meslek Yüksek Okulları eskiden sürgün yeri olarak tanımlanırken, özellikle okul müdürlüğünün son yıllarda gözde hale geldiğini anlatan müdüre göre; insanlar bir yere gelmek, yükselmek için cemaatçi olmaya zorlandı. Yani “parelel emniyet polis okulları” oldu. Okullarda ağabeyler tarafından yönlendirilenlerin, tayinleri çıktığında da lojman ve ev desteğiyle yalnız bırakılmadıklarını belirten müdür, bugün gidenlerle gelenlerin aynı tedrisattan geçtiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Sınava alıp, parmak izine bakıp tespit edeceğin bir durum olmadığına göre kimi, nasıl anlayacaksın. Herkes, birbirinin devre ya da sınıf arkadaşı. Ağabeylerin diğer kardeşleri...”

Haberin Devamı

‘Paralel emniyet polis okulları’

Şehit teknisyen ‘yolcu’ değilmiş
17 Aralık’ta Ankara Gölbaşı’nda düşen 10550 kuyruk numaralı Sikorksky’de şehit olan ikinci teknisyen ile ilgili sıkıntılı bir durum vardı. Şöyle ki; Kara Havacılık Komutanlığı’nın uçuş faaliyetlerini düzenleyen 16 Mart 2012 tarihli emri uyarınca görev gereği uçuşa katılan ve uçuş riski alan helikopterdeki teknisyenlerden sadece biri mürettebattan sayılıyordu. Uçuş tazminatı alamayan ikincisi ise DG (diğer görevli) daha doğrusu ‘yolcu’ muamelesi görüyordu. O nedenle de “vazife şehidi” kabul edilmeme gibi bir durum söz konusu olabilirdi. Neyse ki değilmiş. Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkikiler Daire Başkanlığı’ndan bu konudaki sorularımıza gelen yanıt şöyle:
“KKY 1-23 (Kara Kuvvetleri Hava Araçları Bakım Yönergesi) gereği test uçuşları, test esnasında bulunması gereken asgari sayıda teknik personel ile yapılır. Bu test uçuşunda iki teknisyen de uçuş ile ilgili olup, uçuş ekibine dahil edilmiştir. Şehit olan ikinci teknisyenin bu uçuşu da tazminata esas bir uçuştur.”
TSK, yönergedeki “asgariyi”,”azami” gibi yorumlayan, bu nedenle de birçok davalara yol açan 16 Mart 2012 tarihli (0200-43-12 numaralı)emrin gerekçesini de “Uçuşların ihtiyaç kadar personel ile icra edilmesi ve personelin bilfiil uçarak tazminat alması” diye açıklıyor.
TSK’nın “uçmamasına rağmen ‘uçuş tazminatı alan’ üstsubay ve general var mı?”sorusuna verdiği yanıt ise “Yok”. Ancak buna helikopter ya da uçağa binmeden sadece simülatörde, yani uçuyormuş gibi yapılan uygulamalar dahil edilmemiş...

Haberin Devamı

‘Paralel emniyet polis okulları’

* Kapanacak il özel idarelerinde çalışan mevsimlik işçileri, büyükşehir belediyeleri işe alacak mı? Alacaksa bir mali yılda 5 ay 29 gün üzerinden mi uygulama yapılacak? Süreklilik arz eden işlerde çalıştığımız için ileriki zamanlarda kadro verilecek mi? Erkan Yılmaz