Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ortalık toz duman... Sabah dinlenen binlerce kişinin listeleri gazetelerde yayınlanıyor, akşamında Başbakan ile oğlunun arasında geçen konuşma olduğu iddia edilen ses kayıtları sosyal medyaya düşüyor... Bir yanda HSYK, İnternet, MİT yasaları tartışmaları, öte yanda dikey, paralel yapılanma, kutuplaşma ya da hesaplaşma iddiaları... Böyle bir ortamda sokaktaki insanın kafasının karışmaması mümkün mü? Üstelik de sandığa bir ay kalmışken ve yarın ne yaşanacağı belirsizken...

Bu durumda ne olacak? En büyük hakem denilen vatandaş kimin ya da hangisinin doğru olduğu konusunda nasıl ikna edilecek? Dahası liderlerin meydanlarda yapacakları konuşmaların etkisi var mı? Ve de 30 Mart’ta vatandaş oyunu neye göre verecek? Dün bu konuda konuştuğum ve böyle bir ortamın ilk kez yaşandığını belirten birçok eski politikacının da fikirleri net değil. Ancak, dünün ve bugünün kamuoyu araştırmacılarının 30 Mart için daha somut düşünceleri var:

Bülent Tanla (PİAR kurucusu): Böyle bir ortamda seçim dönemini hiç yaşamadım. Bu kaotik durum büyükşehirleri ve şehir merkezlerine yakın kesimleri etkiler ama Anadolu’nun bazı yerlerinde seçimin sonucu aşağı yukarı belli olmuştur zaten. Çünkü oralarda yerel adaylar gereken çalışmaları yaptılar. Liderlerin meydanlara çıkması İstanbul, Ankara ve İzmir gibi oy depolarını kazanmaya yönelik. Sadece İstanbul’da 10 milyon seçmen var. Üç ilin toplam seçmen sayısı ise 20 milyon, yani ülke genelindeki toplam 52 milyon seçmenin yüzde 40’ı. Normal dönemlerde bu tür kampanyalar artı eksi üç puan etkilerdi. Ancak bugün yaşananlarla kafalar karışık. Bu tür olaylar devam ederse seçmenin bir bölümü sandığa gitmemekle tepkisini gösterebilir. Ya da gider ama oyunu bambaşka bir partiye verir. AKP’nin oyu düşüyor ama farklı partilere gidiyor.

Adil Gür (A&G sahibi): Çok fazla bir yerel seçim havası yok, siyasiler de yerel seçimlerin kendine özgü dinamiklerini dikkate almıyor. Her şeyi ülke genel konjonktürüyle değerlendirmek doğru değil. Başarılı olmak isteyenlerin önümüzdeki bir ay içerisinde mahallesinde, sokağında yaşayan insanlara ne vaat ettiğini iyi anlatmaları gerekir. Yaşananlar elbette çok ciddi araştırılması gereken iddialar. Ve bunlar başka bir ülkede olsa çok etkili olurdu ama Türkiye’de değil. Çünkü kutuplaşma nedeniyle insanlar mensubu olduğu partinin görüşü doğrultusunda düşünüyor. Görmüyor, duymuyor. O nedenle kasetlerden çok, döviz kurları ve ekonomiyle ilgili gelişmelerin seçmen davranışlarında belirleyici olacağını düşünüyorum. Mitingler de liderlerin güç ve gövde gösterisi. Yerel seçimlerde şöyle bir düşünce var 2009’da da kısmen bu oldu. İnsanlar yarışanlar etrafında birleşiyor. Ya kazanmasını istediğine oy veriyor ya da kazanmasını istemediğinin karşısındakine. Böyle olunca da bir ildeki gövde gösterisi, en şanslı adayın kim olduğu algısının oluşması bakımından önemli.

Haberin Devamı

65+ sözü ne oldu?

Haberin Devamı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2013’te yaptığı düzenleme uyarınca 65 yaş ve üstü ile engelli ve vazife malulleri toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanacaklardı. Ama 2014’ün üçüncü ayına geldik hâlâ ses yok. Nedeni ise aylardır yazılamayan bir yönetmelik. Onlarca yasa, kararname bir gecede çıkıyor ancak vatandaşın sorunu beklemede. Belli ki Ankara’daki kargaşa nedeniyle önemsenmiyor. Bakalım verilen sözün İstanbul’daki muhatabı İETT yetkilileri ne diyor:
“Şu anda 60 yaş ve üstüne yönelik sosyal kart uygulamamız var. 550 bin kişi kullanıyor ve belediye uhdesindeki araçlardan 1.95 yerine 1.35 lira ödeyerek yararlanıyor. 65 yaş ve üstü için de hazırlıklarımızı yaptık, yönetmelik çıkar çıkmaz vatandaşlara duyurumuzu yapacağız. 800 bin kişilik bir talep beklentimiz var.”

Haberin Devamı

Lefkoşa veya Ercan denmeli

Yavru vatan Türkleri birçok konuda haklı hassasiyet taşırlar. Bunlardan birinin de “Lefkoşa” ile ilgili olduğunu okurumuz Haydar Ahıskal Ercan - Atatürk Havalimanı arasındaki uçuşunu yazarak aktarmış:
Kalkışımızdan yaklaşık 15 dakika sonra ekrandaki Akıllı TV görüntüsü parazit yapmaya başladı ve hoparlörden kaptan pilotun sesi yükseldi... Klasik içeriğiyle “13 dakika önce Lefkoşa’dan ayrıldık” diye süren anons “İyi yolculuklar” diye sona erdi ve İngilizcesine geçti, kaptan...
Bu anons özel bir havayolu şirketinde yapılıyordu ve İngilizce bölümde Lefkoşa’nın yerine Nicosia dendi. Açıkçası bu bana bir Türk uçağında İstanbul’a Konstantinapolis denmesi gibi geldi.
KKTC başkentinin adı Anavatan’da da “Lefkoşe” diye yanlış telaffuz edilir... İngilizcede de Rumcası kullanılır. Hava ulaşımı jargonunda tüm diller için Ercan kullanılsa ne iyi olur...