Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Meclis açılır açılmaz ilk iş asker gönderme tezkeresini gündeme getireceğiz” diyerek, Libya’ya asker gönderme tartışmasında noktayı koydu. Bu arada Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nden de “Türkiye’den kara, hava ve deniz olmak üzere üç alanda askeri destek talebi” haberleri geldi... Yani Türk askeri Libya’ya gidiyor. Dolayısıyla, günlerdir süren gider mi, gidecek mi tartışması da artık gönderilecek askerin nasıl olacağı ya da ne anlama geleceği boyutuna evrildi. Bu bağlamda da kararın doğruluğu ve yerindeliği kadar muharip asker gönderilmesinin sakıncaları ve sıkıntı yaratacağına dönük öngörüler de söz konusu. O nedenle, Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve 21 Aralık tarihinde Meclis’te kabul edildikten sonra Resmi Gazete’de de yayımlanan güvenlik ve askeri iş birliği mutabakatının ne anlama geldiğini irdelemekte yarar var. Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:

“Türkiye oraya savaşmak için asker göndermeyecek, oradaki insanları eğitecek, teşkilatlandıracak, danışmanlık yapacak; istihbarat, lojistik sağlayacak askerleri gönderecek. Bir de Hafter’in gücünü dengelemek için Türkiye’den malzeme ve teçhizat gidecek. Çünkü Hafter’in elinde uçaklar ve ağır silahlar var. Bunlara karşı savunma amaçlı füzeler, zırhlı personel taşıyıcı araçlar gibi destek gönderilecek. Yani biz oraya bir komando tugayı gönderip orada muharebe et diye bir şey göndermeyeceğiz. Askerler gidecek, onları eğitecek, birlik haline getirecek ve o birliklerle muharebe edilecek. O birliklere bizim askerlerimiz komuta etmeyecek, bizim askerlerimiz onların komutanlarının yanında danışman olarak görev yapacaklar. Bunu Azerbaycan’da, Gürcistan’da, Afganistan’da, Bosna Hersek’te, Somali’de, her yerde yaptık. Yani bizim askerlerimiz Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin askerleriyle birlikte Hafter’e karşı savaşmayacaklar.”

Bu sorun olur anlamında mı?

“Sorun tabii. Bu hem diğer ülkelerin tepkisini çeker, hem Türk askerleri diğer ülke askerleriyle karşı karşıya gelir. Biliyorsunuz Türkiye Fırat’ın doğusunda operasyon yaparken ABD’liler Türk askeriyle karşı karşıya gelmemek için askerlerini geri çekti. O bakımdan, BM içinde büyük sorun olur. Türkiye başka ülkelere asker gönderiyor, oralarda şunu yapıyor, bunu yapıyor gibi aleyhte propagandalar olur...”

Türk askerine ateş ederlerse?

“Angajman kuralları var. Bize ateş ederlerse meşru müdafaa kapsamında bizim askerlerimiz gereğini yapar hatta gerekirse de o bölgeye uçaklarımız ve gemilerimiz gider, cevabını verir. Biz oraya yardıma gidiyoruz, onların savaşına, seçimine karışmıyoruz. Sadece o bölgede dengeyi sağlayacak yardım yapıyoruz, askeri yardım dışında Kızılay yardımı da var. Orada Türk askerine ya da bizim yardım görevlilerimize karşı bir ateş açıldığı zaman cevabı verilir, bu açık...”

Peki ya Hafter’i destekleyen Rusya ile ilişkiler ve Putin’in Türkiye’nin adımlarına karşı hamle olasılığı? Pekin devam ediyor:

“Rusya bu bölgede Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemez. Bir orta yol bulmak zorunda Türkiye’yle çünkü Türkiye ile yapacağı çok şey var. Olaya stratejik olarak bakıyor Rusya. Hafter’den vazgeçmez ama ateşkes ilan etmeye zorlar. Rusya’nın sadece Doğu Akdeniz’de değil bütün bölgede, yani Ortadoğu’da, Karadeniz’de ihtiyacı var Türkiye’ye. Belki de bugünlerde kanalın gündeme getirilmesinin nedenlerinden biri bu da olabilir. Her türlü hamleyi devletler yapar. Türkiye de onu yapıyor. Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi sıkıştırmaya çalıştılar, Türkiye’de bunu gördü ve Ulusal Mutabakat Hükümeti’yle anlaşma yaptı.”

Türkiye doğru hamleler yapıyor yani?

“Yerinde hamleler yapıyor. Son hamleleri doğru. Mesela Suriye savaşı başlangıcında Suriye ile irtibatı kesmeyip daha farklı davransaydı sınırları falan kapatsaydı çok daha farklı olurdu, artık oldu bitti, yapacak bir şey yok ama bu sefer doğru hamleler yapıyor...”