17 Ağustos'un yıldönümü yaklaşıyor. Yaralar sarılıp facianın tüm izleri silindi mi? Hayır. Hala çadırda yaşayanlar var, kalıcı konutların bu yılın sonuna yetişmesi zor, bölgede işsizlik had safhada. Hatta bazı yerlerde hasar tespit raporlarıyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Ama umut verici gelişmeler de var. Örneğin Yalova canlanmaya başlamış. Kentten kaçış durmuş, yaralı kalpler - asık suratlar yumuşamış...
Sevindirici bir başka gelişme de depremden ders alınması. Belediye meclisinin kararına (Ankara'nın onayı bekleniyor) göre; bundan böyle kentte üç katın dışında imar izni verilmeyecek. Mevcut çok katlı yapıların da ekonomik ömürlerini tamamladıktan sonra yıkılarak üç kata indirilmesi planlanıyor...
Facianın ilk günlerini anımsıyorum. Doğru dürüst haber dahi alınamıyordu. On binlerce ev yıkılmış, binlerce insan ölmüştü. Devlet acz içindeydi. Vatandaş politikacılara kızgındı. Kentten panik içinde kaçış yaşanıyordu...
O günlerden bugüne... Sonuçta; öncelikle sivil toplum örgütlerinin katkısı yadsınamaz...
Sanatçılar geçidi
Hafta sonu oradaydık. Çalışma Bakanı
Yaşar Okuyan ile birlikte halk oyunları yarışmasının finalini izledik. İskeledeki amfiteatrı dolduran on bine yakın Yalovalı yabancı ekiplerin oyunlarıyla coştu, hareketli müziğe tempo tuttu. Gece havai fişek gösterileriyle de son buldu.
Bu arada Yalovalıları ilk günden beri yalnız bırakmayan Bakan Okuyan ve yerel yöneticilerle sohbet olanağı bulduk. İstisnasız on günde bir Yalova'ya geldiğini anlatan Okuyan, 'Moral çok önemliydi. Amfiteatrdaki gösteriler haftalardır (Dün de
Candan Erçetin vardı. Amfiteatra sığmadığı için meydanda konser verdi. Tek kuruş da ücret almamış) devam ediyor. 18 Ağustos'ta bitmek üzere 40 gün olarak planlandı' diyor. Ardından da bir yıl sonra yepyeni bir Yalova yaratılacağını söylüyor.
Yeni Yalova...
Belediye Başkanı
Yakup B. Koçal'ın ifadesine göre; artık Yalova rant cenneti olmayacak. Çocukluğumdaki Yalova'yı düşünüyorum. Bağ - bahçe içinde tek, bilemedin iki katlı evlerden oluşuyordu. Sonra hepsi çok katlı beton yığınlarına dönüşüverdi. Şimdi geç de olsa yanlıştan dönülüyor. Tabii verilen sözler tutulursa!.. Başkan
Koçal, alınan kararla ilgili şöyle diyor:
"Sadece heykel bölgesinde dar bir bölgeyi - ki; orada da iş merkezleri bulunuyor - muhafaza edeceğiz. Onun dışında mecliste aldığımız karar uyarınca üç katla sınırlama geliyor. Kararımızı Bayındırlık Bakanlığı'na ilettik. Ayrıca acil eylem planıyla mevcut çok katlıları (heykel dışındaki) da yeni imar durumuna getirmeyi düşünüyoruz. Şöyle ki; binaların ekonomik durumları tespit edilecek. Diyelim 30 yıl. O sürenin bitiminde yıkılıp, yeni yasaya göre yapılacak. Bu süreç içerisinde de takviye edilecekler. Bunun için de hükümete başvurduk. Vakıflar Bankası'ndan isteyene daire başına 2.5 milyar lira onarım kredisi (beş yıl ödemeli) sağladık."
Boş yer çiçekleniyor
Kentte dikkati çeken bir başka çalışma da yıkılan binaların arazilerini çiçeklendirmek. Başkan Koçal, hak sahipliği ya da imar durumu nedeniyle (kaçak katlar varsa) tartışmalı olan bu yerler için böyle bir karar aldıklarını belirterek, şöyle konuşuyor:
"Korkuyu yenmek için önce görüntüyü güzelleştirmek gerektiğini düşündük. Boş kalacağına para harcayarak bakımını yapıyoruz. Arazi hak sahiplerinin ne zaman ki; tartışmaları çözümlenir gelir inşaatlarını yaparlar."
Ayrıca bina enkazlarıyla doldurulan 75 dönümlük alanda da deprem anıtı ve park çalışmaları harıl harıl devam ediyor. Şu ana dek depremde ölen 2 bin 600 kişinin isimleri mermerler üzerine yazılmış. Hala da devam ediyor.
Göçün durduğunu vurgulayan Koçal, hemen her üniversiteye Yalova'ya bölüm kurmak için çağrı yaptıklarını da anlatıyor. Başkan 'Adı önemli değil, yeter ki kabul etsinler' diyor. Aynı çağrı İstanbul'daki Hava Harp Okulu'na da yapılmış. Deniz Astsubay Okulu'nda da 2003'te 2 bin 400 öğrenci olacakmış.
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr