‘Dev’ adımlarla

10 Eylül 2009

Polonya’daki 12 Dev Adam fırtınası, ev sahibi karşısında da şiddetini artırarak esmeyi sürdürdü. Kazananın D Grubu’nu lider bitireceği, Lodz’a giderken iki galibiyeti yanında götüreceği, dolayısıyla çeyrek finale ‘dev’ adımlarla yürüyeceği bir maçtı, ev sahibi ile kozlarımızı paylaştığımız 40 dakika...
Onların arkasında gerçekten alkışı hakeden, bir seyirci vardı. Gruba 2’de 2 ile başlamalarıyla havaları tavan yapmıştı. NBA yıldızları Gortat, ilk iki maçın formda ismi Lampe ve şutörleri Ignerski, yine can yakmaya hazırdı. Hakemler de çaldıkları düdüklerle ev sahibini maça sokmaya çalıştı; özellikle Kerem Tunçeri’ye çalınan teknik faul abartıydı!
Şimdi karşılarındakini sayalım...
Bırakın rakip potaya, Wroclaw’dan şutunu yollasa Abdi İpekçi’deki potalara sokacak kadar formda bir Ender... Eğer Gortat NBA yıldızıysa, ben de uzay yıldızıyım der gibi oynayan, savunmanın kralını yaparken, 11’de 10 iki sayı isabetiyle 22 sayıya ulaşan Ömer Aşık... 4 numaraya geçtiği saniyeden itibaren ben ‘bu işin kralıyım’ diye haykıran Ersan... İki gün ateşler içinde yattıktan sonra sahaya çıkıp, rakibin skoreri Logan’a nefes aldırmayan Ömer Onan... NBA’deki rolünü bir kenara bırakıp 12 Dev Adam’ın

Yazının Devamı

Rahat gece

9 Eylül 2009

Avrupa Şampiyonası’na grubun en dişlisi olarak gözüken Litvanya galibiyetiyle başlayan 12 Dev Adam’ın, en zayıf halka Bulgaristan karşısına çıkarken, tek korkulan şey rehavetti ama oyuncularımız daha ilk çeyrekte sergiledikleri oyunla bunun geçerli olmadığını herkese gösterdi. Bulgarlar, bire birde yıldızlarımızı durduramayacaklarını düşündüklerinden maça alan savunmasıyla başladı ama bu da sonuç vermedi. Dışarıdan Bekir ile başlayan bombardıman, ilk yarıda Sinan, Ersan ve 5’te 4 isabetle oynayan Ender’le sürerken, içeride de Ömer Aşık ile Oğuz, çok iyi pozisyonlar bulup, boyalı alandaki hakimiyetimizi de ilan etti.
Sevindirici olan şey, ilk yarıdaki etkili üçlük yüzdemize rağmen, topun boyalı alana daha çok geçirilmesiydi. Tıpkı rehavet gibi, dışarıdan sallama hastalığı da sanırım artık bitti, en azından dün gece öyleydi.
Milli Takımımız’ın, yıldız ismi Ömer Onan’ın ardından, onun boşluğunu dolduran isimlerden Engin’in de forma giymediği maçta bu denli düzenli oynaması, istediği farkı daha ilk çeyrekte yakalayıp, ardından bir sonraki maçın hazırlığını yapması sevindiriciydi.
Bu turnuvanın en büyük favorisi olan İspanya’nın yaşadığı Sırbistan şokundan sonra, Büyük Britanya

Yazının Devamı

Süper start

8 Eylül 2009

Evet, daha erken ama büyük olasılıkla Lodz’a 3’te 3’le gideriz, çeyrek finale de yükseliriz. Daha iyisini yapmak içinse mutlaka içeriyi aktif hale getirmeliyiz

Hiç kuşkumuz yoktu, 12 Dev Adam’ın 2. tura çıkacağından, ama gönlümüzden geçen 3’te 3 yaparak ayrılmaktı, puanların da birlikte götürüleceği Wroclaw’dan...
Daha bir hafta önce İspanya’yı 22 sayı farkla deviren Litvanya vardı karşımızda, peş peşe 4. kez şampiyonanın açılış maçında...
Maç sabahı son dönemin en formda ismi Ömer Onan’ın hastalanması ve ısınmaya çıktıktan sonra oynayamayacağının anlaşılması ise şanssızlığın dik alasıydı...
Ancak bu şanssızlığa ve Litvanya’yla ilgili kötü hatıralara (Japonya’da biraz olsun değiştirmiştik anıları) rağmen, kendilerine gerçekten güvenen bir takım vardı sahada. Önce Ersan, ardından Hidayet sürükledi millileri skorda. Ender’in özel tarifesi ise zaten her zaman vardı Litvanya’ya...

Ucuz fauller

Yazının Devamı

İşte ispatı!

30 Ağustos 2009

Ersan’ın power forvet olarak maksimum süre sahada kalma zorunluluğunu rakamlar da ispatladı

NBA’deki yıldızlarını getiremediği için çok güçsüz kalan İngilizler’in bir de Betts ve Freeland gibi iki uzununun olmadığını görünce beşincilik maçı başlamadan bitmişti.
Ancak hiçbir şey anlamayız dediğimiz maçta, çok önemli notlar vardı. Mesela Tanjeviç’in ilk iki maçın aksine Ersan’ı dört numarada oynatması. Barcelona’da, bu pozisyonda Avrupa’nın en önemli oyuncularından bir tanesi olduğunu ispatlayan Ersan’ı, ilk açıklanan kadrodaki iki dört numara Kerem Gönlüm ve Cevher Özer yokken 3’te kullanmak zaten saçmaydı.
Ersan’ın power forvet olarak maksimum süre sahada kalma zorunluluğunu rakamlar da ispatladı. Öylesine oynanan ikinci yarıyı bir kenara bırakalım. Maça Ersan-Ömer Aşık ikilisiyle başladık ve 7 dakika içinde 16-4’lük üstünlük yakaladık. 7 ile 13. dakikalar arasında Ersan-Semih ikilisi vardı ve 6 dakikanın skoru 21-11’di. 13 ile 18. dakika arasında Semih-Oğuz oynadı, 5 dakikada İngiltere 5-2’lik üstünlük yakaladı. Son iki dakika Ersan-Oğuz ikilisine döndük, 6-2’lik seriyle devreyi bitirdik. Yani Ersan’ın 4 numara olarak sahada bulunduğu 15 dakikada 43 sayı atan Türkiye,

Yazının Devamı

Bir musibet bin nasihatten...

28 Ağustos 2009

Devre arasında bir tartışma vardı, basketbol adamları arasında... Tanjevic hala deniyor muydu, yoksa bu onun gerçek rotasyonu muydu! Kimse inanmak istemiyordu yapılanların rotasyon olduğuna; yoksa bu kadar çılgın olamazdı kurt (!) hoca.
Rakibin boyalı alandan yüzde 75 ile hücum ettiği ilk yarıda Ömer Aşık’ın sahaya sürülmemesine, 7 dakikada 12 sayı atan Ömer Onan’ın sadece süresi dolduğu için kenara alınmasına, 4 numaralı pozisyonda oynadığında çok daha faydalı olduğu gün gibi ortadayken, iyice sıkışana kadar, Ersan’ın 3 numarada kullanılmasına, rakibin ikili oyunlarda ellerini kollarını sallayarak sayı attığı bir maçta sürekli iki 5 numarayla pota altını kapatma çabalarına nasıl kılıf uydurulabilir ki başka!
7. dakikada 20-13 öndeyken, Ender, Hidayet, Ersan, Semih ve Fatih gibi uzun ama garip bir beşe dönmemiz, ardından da 14. dakikada 32-26 geriye düşmemiz de gözden kaçmaz inşallah. Çünkü bu kadar güzel bir seyircinin önünde oynayacağımız, rakipten 19 tane fazla faul atacağımız, maçları bulamayız Polonya’da!
Bir sorun daha vardı sahada... Keşke bu kadar gergin olmanın sebebini birileri çıkıp açıklasa. Alman takımı oyunu sertleştirip bizi düzenden çıkarmayı hedeflemişti,

Yazının Devamı

Aynı endişe!

27 Ağustos 2009

Dostluk, arkadaşlık, kardeşlik derken geldik Polonya öncesinde neler yapabileceğimizi bize en iyi gösterecek turnuvaya... İlk rakibimiz de bu turnuvanın en dişli takımı olunca, gerçekten çok şeyi anlatan bir 40 dakika izledik sahada.
Kadro açıklandığında şu soruyu sormuştum: Oyuncular tamam da, Tanjevic ne kadar formda. Ligin finalindeki formsuzluğu, ya yine tekrarlanırsa...
Hırvatistan karşısında aynı endişeleri bir kez daha yaşar oldum. Hâlâ kafasındaki ana kadroyu oluşturamadığını, maça başladığı, ikinci yarıya girdiği ve mücadeleyi bitirdiği beşlerin farklılığıyla ortaya koyan tecrübeli çalıştırıcı, rakibin 3 kez elde ettiği 10 sayı civarındaki serilerde de yine mola almadı. Hadi diyelim maçın sonuna sakladı molasını ama, bitime 25 saniye kalada gerek duymadı oyunu durdurmaya! Tamam, bu bir özel maç ama artık deneme yanılma döneminin sonuna geldiğimizi bilmemiz gerekir. İlk yarıya oyun kurucusuz başlarken, ikinci yarıya çift guardla girmemiz, ilk 20 dakika süre alamayan Engin’i ikinci yarıda 18 dakika sahada tutmamız, Ersan’ın 4 numara oynadığı düzeni, iş işten geçince sahaya sürmemiz hâlâ sistemin oturmadığını gösterdi. İkinci çeyreğin ortasında Kerem, Bekir, Ersan, Barış,

Yazının Devamı

Seyirciyle kazanırız

25 Ağustos 2009

Avrupa Şampiyonası’nın favorilerinden ikisi Efes Cup’ta karşılaşacak. Hırvatlar çok güçlü olsa da, Türkiye taraftarının önünde kaybetmeyi istemez

701 Letonya-B. Britanya 2
Büyük Britanya’yı, Türkiye’nin de yer aldığı Londra Turnuvası’nda izleme şansı bulduk. Ayrıca o turnuvada yer alamayan Betts artık Büyük Britanya kadrosunda olacak. Bu oyuncunun takviyesiyle daha güçlü bir ekip izleyeceğimiz kesin. Büyük Britanya‘nın oynadığı hazırlık maçları da kolay lokma olmadıklarını gösteriyor. Türkiye ve İsrail karşısında mağlup olmalarına rağmen direnmeyi başaran İngilizler, Polonya’yı yenmeyi başarmış, sadece İspanya’dan fark yemişti. Kadrosunda Biedrins, Kambala gibi iki süper yıldızı bulunan Letonya ise Litvanya karşısında çok iyi direnç koymasına rağmen sadece 2 sayıyla yenilmiş, ne kadar hazır olduğunu göstermişti. Kazanan Letonya olsa da ama 13.5’lik handikap çok fazla.

702 Türkiye-Hırvatistan 1
Avrupa Şampiyonası’nın favorileri arasında gösterilen iki ekip kozlarını Ankara’da paylaşacak. 12 Dev Adam, İngiltere Turnuvası’nda kazanmaya alışan bir takım olduğunu gösterdi. Ancak en büyük sıkıntı, Kerem Gönlüm’ün yaşadığı sıkıntı nedeniyle takımdan ayrılması ve 4 numaralı

Yazının Devamı

Yolumuz açık

9 Temmuz 2009

Euroleague’de geçtiğimiz sezon bizleri pek memnun etmeyen takımlarımız bu sezona iyi başladı diyebiliriz. En azından kuralar nedeniyle ümitlenebiliriz. Henüz rakiplerimizin, hatta bizde de Fenerbahçe’nin kadrosu tam olarak belli değil. Bu nedenle kesin bir yorum yapmak çok zor ama takımların son sezonlardaki durumlarına baktığımızda şanslı olduğumuzu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Fenerbahçe bu sezon A Grubu’nda yer aldı. Grubun favorisi Barcelona. Ancak Ersan İlyasova’yı kaybeden, Andersen’i de yitirmek üzere olan Katalan ekibinin yapacağı takviyeler çok önemli. Fenerbahçe, güçlü rakibine karşı sadece sahasında kazansa, o da yeterli. Grubun diğer dişlisi Siena. İtalyanlar tam bir düzen takımı. Ancak bu düzenin en önemli parçası McIntyre takımdan ayrılabilir. Kaukenas zaten gitti. Bu durum onların güç kaybettiğinin göstergesi.
Cibona, ABD’lilerini kaybetti ama Hırvat kadrosu gerçekten iyi. Prkaçin ve Davor Kus, takımın en önemlileri. Ancak Fenerbahçe’nin hedefi de,

Yazının Devamı