Nostaljiden gençliğe dönüşüm

20 Ağustos 2021

Dakika 90.

Nazım tek başına ceza sahasına doğru hareketlenmişken tam çizginin üzerinde düşürülüyor, bir ayağı rakip ceza alanının içinde diğeri dışarıda; darbeyi dışarıdaki ayağına alıyor.

Penaltı mı değil mi bir tartışma konusu olduğu kesin ama Fransız hakem “faul dışarıda” diyor ve serbest vuruş veriyor.

Tribünlerden ‘Arda, Arda’ sesleri yükseliyor.

Topu eline alıyor Arda, vurma hazırlığı içinde hatta Fransız hakem de serbest atışı onun kullanacağını düşünerek uyarılarda bulunuyor.

Ancak biraz geri planda duran Sosa, genç oyuncuya kendisinin kullanacağını işaret ediyor.

Arda “what” ile “why” arası bir şey söylüyor ve yüzündeki ifade düşüyor.

Geçen sezon Fenerbahçe’de 4 gol atabilmiş Sosa gelip topa vuruyor ve barajdan dönüyor.

Yazının Devamı

Liderlik vasfı gerekiyor

16 Ağustos 2021

Hangi boyuttan yaklaşırsanız yaklaşın Süper Ligin en kırılgan ve hassas dengeler üzerinde duran takımı Fenerbahçe’dir. Bu nedenle Fenerbahçe’yi değerlendirmek, sonunda ilk söylediğiniz yere de çıksa hem kolay hem anlamlı değildir.

Neredeyse 60 senedir her sezon başında ve sırasında “bu sene Fenerbahçe’yi şampiyon yapacaklar” ne kadar boş bir söylemse, “bu Fenerbahçe’den hiçbir şey olmaz” ifadesi o kadar niteliksizdir.

Çünkü yorumculuk artık böyle kolay ve vasat bir çerçeve içine sıkışmamalıdır.

Dünkü maçın ne kadar eksiği varsa zaten hepsini bütün gün okuyup dinleyeceksiniz. Ben size başka bir yerden pencere açarak anlatmaya çalışacağım.

Son 40 yıl içinde Fenerbahçe’ye bir oyun sistemi yerleştiren ve bununla da başarıya ulaşan 3 önemli teknik adam gelmiştir. Bu teknik adamları ayrıcaklıklı yapan yerleştirdikleri taktik kurgunun sadece kendi dönemleri ile sınırlı kalmamalarıdır.

Kimlerdi;

Bu kadar mı; Fenerbahçe’ye gelen çok değerli teknik

Yazının Devamı

Aziz Yıldırım-Ali Koç gerilimi

27 Haziran 2021

Fenerbahçe’de 3 yıl sonraki Kongre heyecanı çok daha keskin çelişkiler ve karşıtlıklarla sona erdi. Hemen bir gün önce Aziz Yıldırım’ın 2 saat süren basın toplantısında söyledikleriyle oluşan gündem onun dışına çıkmaksızın genel olarak bir cevap verme çerçevesiyle sınırlandı.

Bu tarafından bakıldığında bir Kongre niteliğine ulaşıp ulaşılmadığı da akıllarda soru işareti olarak kaldı.

Aziz Yıldırım 3 yıl sabırla sustu. Çok ağır bir yenilgi almıştı; bunu kabullenebilmek, hazmedebilmek hiç kolay değildi. İçindeki duyguların ne kadar birikmiş olduğu da daha ağzından ilk çıkan cümleleriyle birlikte görüldü.

Susmak, hele 20 sene yönetmiş olduğunuz Kulüp’ten hemen her fırsatta “arkanıza büyük bir enkaz bırakarak ayrıldığınızın” konuşulduğu bir ortamda hiç kolay değildir.

Susabilmenin kolay olmadığını da bize ertesi gün Başkan Ali Koç gösterdi.

Sn. Aziz Yıldırım’ın söyledikleri kesinlikle bir cevap hakkı doğuruyordu ancak yeri ve zamanını ayarlamak önemliydi. Burası Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Kongresi mi yoksa Aziz Yıldırım’a cevap verme platformu muydu; geçen dönemin bir değerlendirmesi, gelecek 3 yılda neler planlanıp, programlandığı ile ilgili geleneksel Başkan özetinin

Yazının Devamı

Fenerbahçe'nin satılabileceği

23 Haziran 2021

Futbol kulüplerinin sahiplendirilmesi ile ilgili tartışma uzunca süredir bir kurtuluş reçetesi olarak gündemdeki yerini koruyarak sürüyor.

Buna yakın zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç’un gazetelerin ekonomi servislerinin yazarlarıyla yaptığı sohbette dile getirdiği “sahiplik modeli olmadan bu iş yürümez” sözlerinin eklenmesinden sonra kuşkusuz tartışmanın ağırlık merkezinde bir değişiklik olacağını da öngörmek gerekiyor.

Avrupa’da özellikle de Premier Lig’de bu modelin zaman zaman imrendirecek kadar güzel işlemesi futbolumuzun yaşadığı sıkıntılara kendi başına fikir üretmekten malül kişi ve gruplar için güzel bir can simidi oluyor.

Bu toprakların en temel sıkıntısının kolaycılık, kopyacılık, modellemecilik, benzeştirmecilik, taklitçilik olduğunu son iki yüz yılda defalarca kere pratik ettik.

Bir diğer sıkıntının sabırsızlık, hemen ve bir an önce sonuca varma telaşı olduğunu zincire halka şeklinde eklememiz yerinde olur.

Neler yapılabilir üzerine kafa yormadan önce şu soruyu sormak gerekiyor.

Sahiplik müessesine geçişte, futbol kulübünü kara para aklama aracı olarak kullanmak isteyecek kişi ve grupların satınalmasının önüne nasıl geçilebilecektir? Bu

Yazının Devamı

Genel seçici fiyaskosu

21 Haziran 2021

Bizim çocukluğumuzda bu pozisyon “Milli Takımlar Teknik Direktörü” diye değil, “Milli Takımlar Genel Seçicisi” diye anılırdı. Mesele, Ligde mücadele eden takımlardaki en iyi oyuncuyu bir araya getirip, kazanacak onbiri bir araya getirmekti. Hatta bu bazen öyle yerlere giderdi ki Milli maça denk gelen ligde haftanın karmasına seçilen futbolculardan takım kurulurdu.

Zaten teknik taktikten çok; futbolcu kalitesi ve becerisinin ön planda olduğu bir döneme denk düşüyordu.

Avrupa ve dünyada yaklaşık olarak böyle bir süreç yaşanıyor olsa da özellikle 80’li yıllardan itibaren teknik, taktik, oyun kuran teknik direktörler yavaş yavaş ön plana çıkmaya başladı.

2000’li yıllarda futbolda teknik direktörün ağırlığı ve etkinliği daha belirgin hale geldi.

Ülkemizde sanki teknik direktörler böyleymiş gibi “rol çalıyor” olsalar da işin ucu öyle değil.

“Öyleymiş gibi algısı” ise her şeyin önünde gitmeyi sürdürüyor.

Öyleymiş olmasının yanılgısı maalesef spor kamuoyu tarafından da sürdürülüyor. Bu kamuoyunun içine sadece taraftarlar girmiyor; yöneticisi, idarecisi, yorumcusu, sporcusu ve tabii ki teknik direktörü de algıyı besliyor.

“Bu bir paradigmadır;” kuşkusuz ve kesinlikle kökten

Yazının Devamı

Fenerbahçe bu olmamalı.

16 Mayıs 2021

Sezon Fenerbahçe adına büyük bir hayal kırıklığı ile tamamlandı.

Bir değil, iki kere değil, üç defa...

Üstelik üst üste iki sezonu Fenerbahçe bir anlamda teknik direktörsüz, benzer senaryoları tekrarlayarak bitirdi.

Eğer buna futbol aklı deniliyorsa burada ya tanımlamalarda bir sorun var ya planlama ve program yapmada.

Mesele şampiyonluğu kaçırmak değil; birbirinin ezeli rakibi 3 büyük Kulübün mücadelesinde elbette bir kazanan, iki kaybeden olur, hele böylesi son haftaya kadar süren heyecanla getirirsen...

Hemen şunu belirteyim; Fenerbahçe, Galatasaray’ın yaptığını gerçekleştirmiş olsaydı bugün böyle yazmazdım; hatta buradan bir övgü betimlemesi de çıkarırdım muhtelemen. Ama Fenerbahçe’nin sezon başından sonuna kadar getirdiği yer, önceki tecrübelerle de bir araya getirildiğinde başka bir başarısızlık seviyesine getiriyor işi.

Fenerbahçe 3 defa son maçta şampiyonluklar verdi rakiplerine.

Büyük travmalar atlattı.

Yazının Devamı

Sezonu Kadıköy'de kaybetti.

12 Mayıs 2021

Defalarca kere yazdık; ligimizin kalitesi ortada, Avrupa’daki hiçbir benzeri ile yarışacak durumda değil belki ancak muhtemelen önümüzdeki Cumartesi günü futbolla ilgili birçok ülkenin gözü kulağı merak içinde Türkiye’de olacak.

Maçlar oynanmadan önce kim Beşiktaş ve Fenerbahçe kaybedecek; Galatasaray kazanıp, son maça şampiyonluk için çıkacak diye iddiada bulunsa şöyle bıyık altından gülerek karşılık bulurdu herhalde.

Zaten İddaa tahmin bültenine göre 1’e 26,125 oranı vardı bu üç ihtimalin toplamının.

Ama oldu.

Beşiktaş’ın süreci bir süredir yönetemediği belliydi, rahat getirdiği lig yarışını kelimenin tam anlamıyla krize soktu.

Fenerbahçe için zaten sezon başından beri yazıp çiziyoruz; inişlerim, çıkışlarım, o kendimden kaçışlarım, gidişlerim, dönüşlerim, içimdeki sır, o kısır döngülerim, diye.

Fenerbahçe bu sezonu Kadıköy’de kaybetti.

Ancak bu kadar avuçlarının içine kadar gelen avantajı dün o 90 dakikayı yönetmeyi beceremeden ezeli rakiplerine teslim etmek başlı başına katmerli başarısızlıktır.

Yazının Devamı

Arayınca o golü atıyorsun!

9 Mayıs 2021

Karşılaşmanın son dakikasında gelen gol ve hakemin maçı bitiren düdüğünden sonra saha içi ve kenarında oluşan görüntü ile hafızalara kazınan iki fotoğraf karesi...

İşte Fenerbahçe’nin yıllardır özlemini duyduğu, çektiği eksik duygunun ifadesi.

Şöyle bir geriye doğru hafızamızı zorlayalım; son yıllarda, kaç tane böylesine önemli, son saniyelerde atılmış bir gol hatırlıyoruz?

Hemen herkesin aklına 2010-11 sezonunda Kadıköy’de Gaziantepspor’a 90+4’de Santos’un attığı gol gelecektir.

Saha içi ve dışını soruyorum; nasıldı o günkü duygu?

Önce saha içini konuşalım zaten en önemlisi de orası; kazanmak için son saniyeye kadar rakip kalede gol arayan Fenerbahçe vardı değil mi?

Arayınca, vazgeçmeyince mutlaka o golü atıyorsun işte!

Attığında başardığın zorluğun mutluluğu da sevinci de başka seviyelerde yaşanıyor.

Yazının Devamı