Fenerbahçe'ye gençlik aşısı

5 Temmuz 2020

Sezonun genelinde Fenerbahçe’nin futbol aklı, oyun bilgisi üzerine sıklıkla düşündük ve konuştuk; biraz da futbolcuların bireysel durumları ve yetenekleri üzerine konuşalım.

Bu maçta öne çıkan ilk oyuncu bana göre Altay’dır.

Türkiye’nin genel futbol bilgisi hücum etmek ve gol atmak üzerine kurulmuş olsa da bu futbolun ülkemizdeki ilk yıllarından kalmış bir mirastır.

Alex Ferguson kitabında bunun altını çiziyor; takımlarımı savunmadan başlayarak kurarım diyor.

Fenerbahçe’nin son iki yıllık performansını da bu belirledi zaten.

Adına “şanssız yenilen goller” denilse de takımın savunma zafiyetleri ön plandaydı.

Savunmanın en geri hattında duran Altay’ın bu sene gösterdiği performansında inişli çıkışlı bir grafik olsa da özellikle sezonun ikinci yarısından itibaren belirgin bir yükseliş görüldü.

Fenerbahçe’nin galibiyetle tamamladığı Kayserispor, Yeni Malatyaspor ve son olarak dün geceki Göztepe karşılaşmalarında atanlardan çok Altay’ın performansının etkili olduğu da bir gerçekti.

Yazının Devamı

Emre'nin oyun bilgisi

28 Haziran 2020

Şöyle bir giriş yapalım; Fenerbahçe yediği goller gibi atma becerisi veya başarısı gösterebilse yediklerinin hiç önemi kalmaz. Ancak yıllardır bunu başaramadığı, çok basit goller yerken atmak için büyük çaba gösterdiğinden çok zor durumlara düşüyor.

Tam da Yeni Malatyaspor maçı bunun örneği oldu.

Fenerbahçe bu karşılaşmada 33 orta yapıp 9 isabet sağlarken; Yeni Malatyaspor 16 ortada 4 isabet bulup, bunlardan da iki gol üretti, üstelik 1-0 yenik durumdan 2-1 öne geçti.

6 korner vuruşu yapan Fenerbahçe’nin bunların neredeyse hepsini heba etmesini de ayrı not olarak düşelim.

Yine de bu Fenerbahçe son saniyede attığı golle maçı kazanmasını bildi.

Büyük takım etkisi böyle bir şeydir; bu şekilde kazanan takımlar büyük olur.

Neden, çünkü kadrosunda son saniyeye kadar kazanmak için oynayacak futbolcusu vardır.

Kimdir bu?

Yazının Devamı

Obra'nın gidişine izin vermek

24 Haziran 2020

Fenerbahçe’nin basketbol şubesindeki yapı, organizasyon ve başarı Türkiye’de kulüplerin nasıl yönetilmesi gerektiğinin karşılığı bir numunesiydi. Öyle ki Aziz Yıldırım döneminde futbol şubesinde olan tüm olumsuzlukların, yanlışların karşısına bile yıllarca bu koyulmuş; Başkanın futbolu da bu şekilde yönetmesi için bir eleştiri merkezi olmuştu.

Fenerbahçe’nin basketbol şubesi Türkiye’nin marka değeri haline gelmişti. Öyle ki yıllarca futbola akıtılan milyonlarca euroluk yatırıma, borca karşın bir türlü başarılı olunamazken, basketbol 25-30 milyon euro bütçelerle Avrupa’da da şampiyonluk kazanılabileceğinin ispatı haline gelmişti.

Kaç kişi başarı gelen günlerde bunların tam tersini söyledi?

Ben söylemiştim ve böyle bunun tam aksini düşünüyordum” diyen kaynağı ile birlikte ispat etsin, görelim.

Fenerbahçe’nin bugünkü yönetiminin seçimler öncesinde böyle bir bildirisi oldu mu?

Yani; “Fenerbahçe Baskebol Şubesi’nin bütçesi yönetilemez

Yazının Devamı

Futbol aklı nerede?

22 Haziran 2020

Fenerbahçeli kendine ve etrafındakilere soruyor;

“Vedat ilk yarının en etkili futbolcusuydu, nasıl bu kadar düşüş içine girdi?”

“Dirar saatli bomba gibi, her an bir hata yapacak, bu oyuncu nasıl bu kadar tanınmaz hale geldi?”

“Rodrigues bu takımın oyuncusu mu?”

“Fenerbahçe nasıl amaçsız, hedefsiz hale geldi?”

Futbolu oyuncu üzerinden okumaya ve izlemeye devam ettikçe bu ve benzeri sorular sormaya devam edilecektir.

Karşılaşmanın ilk yarısında Dirar, sağdan sola amaçsız bir top attı ve o topu araya giren Kasımpaşalı bir oyuncu kaptı. Akıldışıydı…

Kupa maçında Jailson, rakibinin gerisinde kaldığı için Fenerbahçe’nin bir gol yemesine sebebiyet verdi.

Yazının Devamı

Özlenen geri dönüş

13 Haziran 2020

Tüm zamanların en tuhaf sezonunun bu evresinde takımların nasıl futbol oynadıklarını iyisiyle veya kötüsüyle yorumlamak kolay değil.

Neredeyse 3 aylık bir boşluk verildi, hatta hukuksal olarak kimi futbolcuların sözleşmesi dahi sona erdi. Böyle bir ortamda kalan 8 maçlık sıkıştırılmış sezon finalinin elbette takımlar tarafında kimi tolerasnları olacaktır.

Bunu cebimize koyduktan sonra kuşkusuz hiçbir şeye karşı da yorum yapmayacak değiliz; çünkü söylenmesi gerekenler de var.

Ozan Tufan’ın kırmızı kartıyla konuya girelim.

Olay hakemin 3 metre önünde gelişiyor. Sn. Atilla Karaoğlan bütün olan biteni görüyor ve sarı karta hükmediyor. Normal şartlarda konunun burada sona ermesi beklenirdi. Çünkü görüş alanında olan bir pozisyona hakem karar vermiştir.

Peki ne oldu?

Hakem VAR’a “ben böyle bir karar verdim ama vicdanım rahat değil, şuna bir bakın!” mı dedi?

Büyük sorun!

Yazının Devamı

Yeni kitabımız çıktı!

27 Mayıs 2020

Yeni kitabımız Cinius Yayınlarından çıktı; Yönetilemeyen Büyüklük Fenerbahçe.

3 Temmuz ve Fenerbahçe İdeolojisi isimli kitabı tamamladığımda “bir daha Fenerbahçe ile ilgili başka bir kitap yazmayacağımı” düşünüyordum; kitabın devamını isteyenlere de uygun bir şekilde niçin düşünmediği de anlatmaya çalışmıştım.

Ancak böyle sözler kolay tutulamıyor; Fenerbahçe o günlerden sonra hayatımın daha büyük bölümünü kapladı. Bundan on yıl önce olay Fenerbahçe’nin bir maçının öncesi ve sonrasının etkileriyle sınırlı kalabiliyorken özellikle 2009 yılında spor yazarlığı ile başlayan kısa süre sonra Fenerbahçe’yi etkisi altına alan 3 Temmuzla devam eden yıllarda Fenerbahçe düşüncesi artık maçlardan bağımsız sabahın erken saatlerinden itibaren zihnimi kuşatan, bütün güne yayılan bir yaşam biçimine dönüştü.

Bu bir mutluluk nedeni ya da yolu mudur?

Bilmeyenler ya da deneyimi olmayanlar için söylemeliyim; yazarlar genelde mutluyken yazma ihtiyacı duymazlar. Hatta mutluluğu ifade etmek zordur ve onu yazmayı başaranlar daha değerli bir iş yapmış olurlar.

Ortada uzun zamandır süren önemli bir sorun var ve bu beni hem mutsuz, hem de huzursuz ediyor. Çözümlenmesi gerekiyor, bu nedenle

Yazının Devamı

20 sene geriye gidildi

15 Mart 2020

Kim Fenerbahçe’yi bu hale getirdi sorusunun cevabını üç sene önce başka yerlerde arıyorduk. Ama o kadar belirsiz ve nesnesi olmayan bir hakikatti ki “işte şu” diyebilmek neredeyse imkansızdı.

Bugün cevap çok açık ve net!

Hiç bu kadar berrak bir gerçeklik olarak önümüze düşmemişti.

Evet, beş hafta önce verilmemiş bir gol, haksız ve emsali olmayacak şekilde tekrar ettirilen bir penaltı atışını konuşmak mümkündü; ama o gün bile Fenerbahçe’nin sorunları, yapmadıkları vardı.

Fenerbahçe futbol oynamıyordu.

Futbolu futbolcu üzerinden değerlendirme olayı aslında on yıldır bitti; ancak ülkemize nasıl matbaanın gelişi 300 yıl sürmüşse, bunu anlamak ya da ayırt edebilmek için bir on yıl daha gerekiyor.

Eğer sorun futbolcuysa Konyaspor’un kalecisine bakın. Kim bu genç adam?

Yıllarını bir gün Fenerbahçe kalesini korur muyum hayaliyle kiralık oradan oraya giderek geçirdi. Dün 9 kişi kalan takımın bir neferiydi. Kalesine doğru yapılan birçok ortayı Altay’ın yapamadığı sayıda çıkarak aldı.

Yazının Devamı

Yaşanacak daha çok şey var!

8 Mart 2020

Fenerbahçe teknik taktik konuşmanın ötesine geçilmiş bir durumda…

Her şey bu kadar tepe taklak giderken maç Kadıköy’de bile olsa kazanması ya da kaybetmesi sürpriz bir sonuç olmazdı.

Keşke puan kayıplarını saha içinde kalarak ve sadece onu tartışarak değerlendirebilseydik!

Mesele Fenerbahçe nasıl bu hale geldi?

Ersun Yanal’ın gitmesi son altı hafta içinde her seferinde güçlenen bir ihtimaldi; iş Galatasaray derbisinde zaten bitmişti. Ancak bugün Fenerbahçe kulübesinde takımın başında devşirme bir teknik direktör vardı.

Neden?

Hiç mi hazırlık yapılmamıştı, ihtimal hesabı üzerine alternatifler aranmamıştı?

Sonuca bakınca bunun “da” gerçekleşmediğini görüyoruz.

Yazının Devamı