Televizyon Çocuğunuzun Gelişimini Nasıl Etkiliyor

12 Mayıs 2018

Televizyon yaklaşık 75 yıl önce hayatımıza girmesine karşın, bu gün çok hızlı gelişmekte ve hayatımızın merkezine oturmaktadır. Peki TV neden bu kadar popüler? Birden fazla duyuya hitap etmesi, hareket, ses ve renklerin birleşimiyle ortaya görsel bir şölenin çıkması 7’den 70’e herkesin ilgisinin çekmektedir. Yenidoğan çocuklar için bile ilgi çekici yanı vardır. İnternetin ise tüm dünyada kullanılır hale gelmesinin ardından, iletişim oldukça kolay hale gelmiştir. Televizyondan gelen zarar ise dil gelişimi, psikososyal sorunlar( öğrenme güçlüğü, okul sorunları, toplum dışı davranışlar) gibi benzeri sorunlardır.

Araştırmalara göre çocuklar gün içerisinde dört saat kadar televizyon ile vakit geçirmektedir. Şiddet, saldırganlık, sigara, antisosyal kişilik bozuklukları gibi gelişim problemlerinin televizyon ile bağlantıları araştırılmış ve televizyon programlarının davranış bozuklukları açığa çıkardığını görülmüştür.

Televizyonun Çocuk Gelişiminde Olumsuz Etkileri
Okul öncesi dönem çocuklarında merak duygusu ön plandadır. Televizyonda gördükleri canlı renkler, hızlı uyaranlar, sesler onu kolayca etkisi altına alabilir. Özellikle çizgi film izlerken çocuklar oldukça dikkatlidir.

Yazının Devamı

İlişkilerde Aşırı Şüphecilik Paranoya Belirtisi Olabilir

17 Nisan 2018

Kişileri soluksuz bırakan aşırı şüphecilik ve neden olduğu kıskançlık ilişkileri git gide yıpratıyor. Aşırı kıskançlığın, aşırı sevilme zannedildiği günümüzde, çiftler sıklıkla şüpheciliğin neden olduğu kıskançlık yüzünden problemler yaşıyorlar. Sık sık telefonlarını kontrol etme, belirli aralıklarla konum ve fotoğraf isteme gibi denetleyici bir takım davranışlar, çiftler arasında bunaltıya neden oluyor. Kuşkuculuk beraberinde kıskançlık ve karamsarlığı da getiriyor, tabiri caizse bir süre sonra karşı taraf, ağzıyla kuş tutsa da bir türlü bitmek bilmeyen şüphelerin önüne geçemiyor. Bilinmesi gereken, yersiz, kanıtsız, gerçek dışı şüphelerin altında bir takım nedenlerin yatıyor olması. Paronoid kişilik bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, depresyon gibi bozukluklarda “şüphecilik” birlikte bulunur.

Aşırı şüphecilik nedir?
Şüphecilik, varolan ve görünenin dışında bir takım durumların olduğuna dair inançtır. İnsanoğlu, varoluşu gereği şüpheci ve meraklı varlıklardır. Bilimsel bilgilerin doğuşu, felsefi düşünceler şüpheci yaklaşımlarla meydana çıkmıştır. Amaçlı bir şüphecilik fayda sağlar. Aşırı şüphecilik ise paranoyadır.

Paranoid Kişilik Bozukluğu nedir?
Paronoid

Yazının Devamı

Depresyon Diye Hissettikleriniz "Depresyon" Olmayabilir

12 Mart 2018

Depresyon yalnızca “üzgün olma, mutsuz hissetme ” hali değildir. Gün içerisinde kendimizi biraz mutsuz, isteksiz hissetsek ağzımızdan hemen “depresyondayım galiba” gibi otomatikleşmiş cümleler çıkıyor.

Her acı çektiğimizde, yorgun hissettiğimizde, sevgilimizden ayrıldığımızda, “depresyona girdim” ifadesi dilimize pelesenk olmuş durumda. Hal böyle olunca “depresyona girmek” çok basit bir hastalık gibi algılanıyor.

Halbuki durum bu kadar basit değil. Klinik depresyon, normal üzüntü halinden çok farklıdır. Öncelikle klinik depresyon dediğimiz duygu durum bozukluğunun belirtilerine bir göz atalım.

En sık karşılaşılan depresyon belirtileri
Kiloda artış/ azalış Ümitsizlik, çaresizlik hissi, değersizlik, boşluk hissi Öfke ve huzursuzluk hali Şiddetli suçluluk duygusu Günlük yaşam faaliyetlerine karşı isteğin azalması Uyku düzeninde değişmeler Nedeni bir türlü tespit edilemeyen fiziksel ağrılar Dikkati toplamada güçlük Enerji azlığı Cinsel isteksizlik

Değişen şeyler yalnızca bunlarla mı sınırlı ? Elbette hayır. Acı eşiğimizden tutun da hafızamızın zayıflamasından, düşünce şeklimize kadar pek çok durumu etkisi altına

Yazının Devamı

Kardeş Kıskançlığı ile Kördüğüm Olan Ebeveynlere Tavsiyeler

24 Şubat 2018

Öncelikle bilinmesi gereken nokta, kardeşler arası kıskançlık ve rekabetin doğal bir durum olmasıdır. “Kıskançlık” çok doğal ve temel bir duygudur. Beraberinde öfkeyi de yanına arkadaş olarak getirdiği unutulmamalıdır. Çocuklar için bu duyguyla baş etmek bazen çok zorlayıcı olabilir. Ebeveynler kardeş kıskançlığını yok etmeye çalışmak yerine, bu duyguyu kabul etmeli ve gelişimsel sürecin bir parçası olarak görmelidirler.

Hadi doğal gördük diyelim. Peki ben bununla nasıl baş edeceğim? Çocuklarım sürekli birbirine zarar verirken ne yapmalıyım? Hamileyim, çocuğum şimdiden kıskanmaya başladı, ne yapabilirim?, Çocuğuma, kardeşi eve geldikten sonra nasıl davranmalıyım? gibi sorular zihninizi sürekli meşgul ediyor diyorsanız, haydi gelin size aşamalı bir şekilde nasıl baş edeceğiniz konusunda bilinçlendirelim.

1- Hamileyim, çocuğuma “kardeş geliyor” durumunu ona nasıl açıklayacağım?
Yeni bir bebeği düşünürken dikkat edilmesi gereken nokta, çocuğum yalnız büyümesin düşüncesiyle hareket etmek olmamalıdır. Bunun yerine “tekrardan anne- baba olmaya hazırız” düşüncesi ile hareket edilmelidir. Yeni doğacak bebeğin fiziksel ve duygusal ihtiyaçları “yeterli” bir şekilde

Yazının Devamı

Aldatılan Biri Yeniden Güvenebilir mi?

22 Şubat 2018

Hayatta ki en önemli şeylerden bir tanesi “güven”. Zor anlardan geçtiğimiz her an güvenimiz test ediliyor. Hep söylediğim bir şey var. İlişkiler de güven bir kerelik değildir, her zaman tazelenmesi gerekir. Aldatıldığınızı öğrendiğinizde o ruhunuzu kemiren acı hissi sanki hiç geçmeyecekmiş gibi göğsünüzün tam ortasına düşer. Artık siz de ihanet yarasını kalbinde taşıyanlardan olup çıkıverirsiniz. Bu ihanet tecrübesi olumsuz tüm duyguları bir anda ortaya çıkarır; endişe, korku, üzüntü, şaşkınlık, öfke. Kandırılmış olma hissi çaresiz hissettirir. Hiç bozulmayacakmış gibi duran güven, büyük bir depremle yerle bir olur. Hayal kırıklıkları ve terk edilmeler kişiyi derinden yaralar.

Aldatmalarla baş etmek için zihnimiz belirli stratejiler ortaya çıkarır. İhanete gösterilen yaygın tepkilerden biridir “inkar”. İnkar etmek ister, gerçekle yüzleşmekten kaçarız. Bir diğer tepki ise geri çekilmedir. Kişi kendini yarı yolda bırakılmış hissettiğinden, kendini geri çeker. Konuşsam anlamayacak, sevse zaten aldatmazdı. Bir şeyler söylesem de umursamayacak gibi beynimizde sürekli düşünceler döner ve iletişimsiz kalırız. Bir diğer tepki suçlamadır, ihanete tahrik eden kişiyi suçlar, duruma

Yazının Devamı

Bozuk Plak Tekniğini Çocuğuma Nasıl Uygularım?

16 Şubat 2018

Yemekten önce abur cubur yemek isteyen çocuğa sahip olanlar parmak kaldırsın. Çocuğunuz ısrarla yemekten önce dolaptaki çikolatayı mı istiyor? Hayır, yiyemezsin dediniz, "yemek istiyorum" dedi ve ağlamaya başladı. Kendini yerden yere atıyor ve tepki gösteriyor.

Peki ne yapabiliriz? ağlamasın diye istediğini çocuğumuza verirsek, bir şeyi her istediğinde ağlayarak, güç kullanarak yaptırtmasını öğretiriz. İstediğin kadar ağla yiyemezsin demek, güç ve zorbalıkla çocuğa bir şey öğretmeye çalışmaktır.

Unutmayalım ki, çocuklar davranışları taklit yoluyla öğrenir ve burada yine çocuğumuza istediğimizi yaptırmak için güç kullanmayı öğretiriz. "O zaman ne yapacağız? " dediğinizi duyar gibiyim.

İŞTE BOZUK PLAK TEKNİĞİ
Açıklamadan önce küçük bir not: bazı çocuklar da işe yarama süresi uzar ama sonunda işe yaradığını göreceksiniz..

Başa saralım çocuğunuz yemekten önce abur cubur istiyor be vermeyeceğinizi anladığında tepinircesine hareketler yapmaya başladı ve ağlıyor. Burada önemli olan ses tonunuz ve vurgunuz... öfke belirtisi göstermeden normal konuşur gibi "akşam yemeğinden sonra yiyebileceğini söylemiştim" ağlamaya devam eder.. Yine tıpkı bir bozuk plak gibi "şimdi değil,

Yazının Devamı

Partnerimin Elinden Telefon Düşmüyor

15 Şubat 2018

Medya, bugün hayatımızın merkezindeyken kıyafetlerimizden tutun da nasıl davranacağımızdan düşünce biçimimize kadar her alanı etkiliyor olması şaşılmayacak bir durumdur. İnternetin tüm dünyada kullanılır hale gelmesinin ardından, iletişim oldukça kolay hale gelmiştir. Her alanda bilgiye internet sayesinde ulaşır durumdayız. Ticaret, alışveriş, eğitim, tanışma siteleri, sosyal medyalar, cinsellik gibi her alanda sınırsız imkân sunuyor. Teknolojinin gelişmesiyle akıllı telefonlar herkesin elinde. Bağımlılık düzeyinde ilerliyoruz. Telefona sınır koymayı ne yazık ki bilmiyoruz. Telefon bedenimizin ayrılmaz bir uzuvu gibi. Geceleri telefonda mesajlaşırken uyuya kalmak, sabahları ona uyanmak. Tüm işimiz telefonla. Mailler, alarm, mesaj, oyun, sosyal medya… Hal böyle olunca elimizden telefon düşmez tabi. Çünkü bilinçsizce kullanım dört yanımızı çevrelemiş durumda.

İnternette fazla vakit geçirmek, çiftler ve ilişkilerin dinamiğini oldukça olumsuz etkilemekte. Çiftlerde iletişimsizlik, aldatmalar, sanal alemdeki yaşantılara özenme sonucu ortaya çıkan mutsuzluk,tatminsizlik, depresyon. Bunun sonucunda ortaya nur topu gibi bir sürü ihmal edilen kadınlar ve erkekler çıkıveriyor.

Sana

Yazının Devamı

Okul Fobisi- Çocuğum Okula Gitmek İstemiyor Ne Yapmalıyım?

15 Şubat 2018

Çocuğunuz okulda sıkıntı mı yaşıyor? Okula gitmek istemiyor mu? Okul saatleri yaklaştığı zaman aşırı endişeleniyor mu?

Okul fobisi çocuğunuzun yaşıtlarına göre okulla ilgili abartılmış tepkiler vermesidir. Şiddetli bir kaygıdan dolayı çocuğunuz okula karşı isteksizleşir ve gitmek istemez. Bu durum okula başlayacağı ilk zamanlar olabileceği gibi ilerleyen süreçlerde de açığa çıkabilir.. Her 100 çocuktan yaklaşık 4- 5 tanesi hissettiklerini okul korkusu olarak tanımlar. Bu korku ve kaygının şiddeti, sürekliliği ve kişinin uyumunu ne ölçüde bozduğu klinik alanda önemlidir.

Okulda yalnız kalamama ve buna bağlı olarak okula gitmekten kaçınma davranışı gösteren çocuklar, zamanla okula gitmek istemezler. Psikolojide ayrılma anksiyetesi(kaygısı,bunaltısı) bozuklukları kategorisinde tanımlanan okul fobisi terimi , anaokuluna giden, ilkokula başlayan çocuklarda daha sık görülür. Okul korkusu, çocukların üzerinde çeşitli bedensel semptomları ortaya çıkarır. Çocuklar hissettiklerini okul korkusu olarak tanımlayamadıklarından, ebeveynlerin, çocuklarının bedenlerindeki belirtileri dikkate almalıdır. Aşağıda belirtilen şikayetleri olan çocukların ebeveynlerinin bu konuda daha dikkatli

Yazının Devamı