Cimbomlular için Kopenhag rehberi

3 Kasım 2013

Galatasaray 5 Kasım’da Danimarka’nın Kopenhag takımıyla Şampiyonlar Ligi rövanş maçına çıkacak. Takımını desteklemek için Kopenhag’a gidecek olan Cimbomluları bir gurme cenneti bekliyor. Dünyanın en gözde lokantaları bu kentte

Damdan düşermiş gibi gelen altı yabancı kuralı bu sene Cimbom’u etkiledi. Galatasaray’ın en fazla üç-dört kaliteli yerli oyuncusu var ve bu açıdan en kaliteli yerlilere sahip takım Fenerbahçe.
İki sene önceki federasyon da durup dururken bir play off uygulaması çıkarmış ve sonra geri çekmişti. Ben “Yanlış hesap Bağdat’tan döner” misali bu kararın da değişeceğini sanıyorum. Federasyonun bu kararı alırken düşüncesi sanırım ülkemizde yerli ve kaliteli futbolcuların yetişmesini kolaylaştırmak. Ama federasyon neden ile sonuç ilişkisini birbirine karıştırdı ve niçin yeterli sayıda kaliteli yerli oyuncumuz olmadığı konusunda ciddi bir analiz ve stratejik plan yapmadı.
Futbola olan ilgi ve sevgi açısından ülkemiz dünyada en önde gelenlerden. Öte yandan
bu ilgi ve harcanan para, altyapı eksikliği yüzünden kaliteye yansımıyor ve milli takımımız Avrupa’nın son derece vasat takımlarından biri.

Durum içler acısı

Yazının Devamı

ÇiKOLATA GARAJI VE TEHLiKELi BiR ALIŞKANLIK

1 Kasım 2013

Çikolatanın bileşenlerinin damağımda bıraktığı tadın zevkini uzun uzun çıkarmak, yeni geliştirdiğim tehlikeli bir alışkanlık

Tamam adı garaj ama ben bunun mecazi anlamda olduğunu sanıyordum. Değil. Gerçekten bir garaj. Ama küçük. Sığsa sığsa orta boy tek araba park edebilir. Yeri ABD’nin en pahalı gayrimenkullerinin bulunduğu Palo Alto’da. 645 Gilman Street’te The Chocolate Garage.
Benim orada bulunmamın tek nedeni merak.
Stanford Üniversitesi mezunlarına gönderilen “Stanford” dergisinin Temmuz/Ağustos 2013 sayısında okuduğum Cameron Walker imzalı bir yazı dikkatimi çekti. Yazının başlığı, tek tek kelimelere değil anlamına bakarsak “Erdemli Çikolata: egzotik bir zevk aynı zamanda güzel bir amaca hizmet ediyor” diye çevrilebilir. (Chocolate for Good: An exotic indulgence, yes, but these bars serve a higher purpose too)
Güzel amaç şu; kakao ticareti ve ham çikolata üretimi 8-10 büyük ve çok uluslu tekelin elinde. Üreticiler Nikaragua, Peru, Hawai, Bolivya gibi geri kalmış ya da bıraktırılmış ülkelerin dar gelirlinin de ötesinde, son derece fakir, köylüleri. Üretim, dağıtım ve ticaret kanallarını ellerinde tutanlar kakao üreticilerine deyim yerindeyse sadaka veriyor.

Yazının Devamı

Bordo’da zevkin doruğu ve hüzünlü düşünceler

27 Ekim 2013

Bordo’da davet edildiğimiz butik otel-spa-şato-Michelin yıldızlı lokanta kompleksinde zevkli saatler geçirdik. Bir de içimin hüzünle kaplanmasına yol açan o gazete kupürü okuduğum kitabın arasından çıkmasaydı...

Lokanta ve otelin bir şarap bağının içinde olması çekiciliğini ve cazibesini artırıyor. Gölün hemen arkasında da şarap bağları uzanıyor.

Bazen zevkin doruğunda olmanız gereken anlarda içinizi bir hüzün kaplıyor... Cennet gibi bir yerdeyim. Butik otel-spa-şato-Michelin yıldızlı lokanta. Sources de Caudalie. Chateau Smith Haut Lafitte. Bordo kentine 20 dakika mesafede kırsal bir alanda. Kabul ettiğimiz bir davet sonucu buradayız. Bizi davet eden, spa ürünlerini Türkiye’ye getiren şirketin sahibi Yasin Kocaoğlu (telefon konuşmalarından ve yazışmalardan vardığım sonuç hem sorumluluk hem de estetik duyguları gelişmiş biri olduğu).
Her yer yemyeşil. Hava güzel. Çiçekler açmış. Hasat edilmek üzere
olan Cabernet üzümleri olgunlaşmış. Gölde kuğular yüzüyor...

Yazının Devamı

ENTELEKTÜEL BiR KARADENiZ LOKANTASI

25 Ekim 2013

Karadeniz mutfağı genel olarak iki farklı özelliği bünyesinde taşıyor. İlki, oldukça dar ve çeşitlilik az, ikincisi az sayıda malzemeden muhteşem lezzetler çıkarması... Beyoğlu’ndaki Klemuri, bu özellikleriyle genç kesime, lezzetli ama hafif sebze ağırlıklı yemek isteyen turistlere ve gurmelere hitap edebilir

Klemuri’den ayrılırken müşterilere, birbirinden ilginç kartpostallar veriliyor.

Klemuri, Pazar (Rize) Lazca’sında eski mutfaklarda yemek kazanının asıldığı zincire verilen admış. Ardeşen’de “kremuli”, Hopa’da ise “keemuli” olarak bilinirmiş. Beyoğlu’ndaki Klemuri’nin mönüsünden.
Mönü dışında bir de ayrılırken verdikleri kartpostallar var. Hepsi çok ilginç ve hem duygularınızı hem beyninizi kamçılamaya yönelik.
Genel olarak Karadeniz mutfağı da ilginç. İki farklı özelliği bünyesinde taşıyor. Birincisi oldukça dar ve çeşitlilik az. İkincisi ise az sayıda malzemeden çok lezzetli bir mutfak yaratmasını başarması.
Bir de buna Karadeniz’in zengin bitki örtüsü ve buradaki çeşitli otlar eklenirse, Karadeniz mutfağının potansiyel olarak bir vejetaryen cenneti haline gelebileceğini düşünüyorum.

Yazının Devamı

Canınız burger çekerse

20 Ekim 2013

Karaköy’deki BurgerLab’de burger çeşidi çok ama denge açısından mükemmel olanı yok. Yine de işletmecileri burgere yaklaşım açısından doğru yolda ilerliyor. Canınız hamburger çekerse tavsiye ederim

Son zamanlarda İstanbul’un her yerinde bir burger dükkanı
ya da steakhouse açılıyor. Bazıları küçük Amerika olduk diyor. Ben buna katılmıyorum çünkü bence asıl Amerika biziz.
Biz büyüğüz, onlar küçük. Örneğin Atlanta’da dişe dokunur üç steakhouse var. Bone’s, Chop’s ve Rathbun’s. Atlanta nüfusu İstanbul’un belki onda biri ama İstanbul’da sanırım otuzun çok çok üstünde steakhouse var.
Kaliteden değil, nicelikten bahsediyorum... Burger cephesinde de durum aynı. Özellikle varlıklı semtlerde yoğunlaşıyor burgerciler ama yakında
her türlü semtte açılacaklarını ve ilgi göreceklerini sanıyorum.
Bizim tüketicimiz genelde yanlış ve Batı’da modası geçmiş ama kitle tüketimine yönelen trendlerin peşinden koşuyor. Orta dönemde de bu durumun değişeceğini sanmıyorum. Durum böyle olacaksa en azından burger ve steak’in iyisini aramakta fayda var.

Yazının Devamı

PALUKÇU’DA TEZGAHTAN TABAĞA

18 Ekim 2013

Palukçu, hem tam anlamıyla bir esnaf balık lokantası hem de balıkçı. Eğer arzu ederseniz balığınızı seçip, tarttırıp fiyatını öğrendikten sonra, arka masalardan birine kurulabiliyorsunuz

Şehremini semtindeki Palukçu tam anlamıyla esnaf balık lokantası. Ama sadece balık lokantası değil, aynı zamanda balıkçı. Önünden geçtiğiniz zaman tezgahta balıkları görüyorsunuz. Hem deniz balıkları, hem de yetiştirme levrek ve çipura bulunuyor. Balık fiyatları makul.
Eğer arzu ederseniz balığınızı seçip, tarttırıp fiyatını öğrendikten sonra, arka masalardan birine kurulabiliyorsunuz. Ortam oldukça salaş ama sevimli. Balığı pişirme parası olarak 5 TL alıyorlar.
Duvarda aşağı yukarı bir sene önce Milliyet’te yayımlanan bir yazı var. Alper Öztoprak imzalı. Alper, damağı çok iyi ve kendisini devamlı geliştiren bir genç ve benim dikkatimi bu lokantaya o çekti. Kasım ayında piyasaya çıkması gereken “İstanbul’un En İyi 100 Lokantası” kitabım için de, benim ziyaret fırsatı bulamadığım birçok, özellikle esnaf lokantalarında, yemek yedi ve bir anlamda ön elemeyi gerçekleştirdi. Ben daha sonra ondan geçer not alan lokantaları ziyaret ettim ve bazılarını kitaba dahil ettim. Örneğin Alper

Yazının Devamı

Rodos’ta bir insanlık dersi

13 Ekim 2013

Rodos Adası’ndaki Fotis Fish Restaurant’da hem birbirinden lezzetli deniz ürünleri yedik hem de ekonomik kriz zamanında bile cömertliklerini esirgemeyen komşularımızdan bir insanlık dersi aldık

Rodos’un eski şehrinde sokaklar labirent gibi. Aradığımız lokantayı bulmakta zorlandık.

Jorgos Cala’yı tanıyor musunuz? Elbette, cevabını biliyorum. Tanımıyorsunuz. Kendisi Rodos’taki Fotis Fish Restaurant’ın işletmecisi. Lokanta Rodos eski şehirde.
(8 Menekleus Street. Telefonu: +30-2241027359)
Benim tanışmam tamamen tesadüfen oldu. Bir arkadaşım rehber ve Rodos’a grup götürmüş. NTV ile çekim yapacağımızı söyleyince bu lokantayı tavsiye etti. Jorgos ona kartını bırakmış. Jorgos’u aradı ve benim bir yemek-şarap eleştirmeni olduğumu, Rodos’ta bir kanala çekim yapmak için bulunduğumu ve altı kişilik bir grupla akşam yemeğine geleceğimizi bildirdi.
Çekim programını yapmıştık. Maalesef Fotis’i programa alamadık.

Yazının Devamı

MEZELER GÜZEL AMA OLAĞANÜSTÜ OLAN BALIKLAR

11 Ekim 2013

Hangi hisse senedi iyi prim yapacak, hangi yatırım en çok kâr getirir?Bu işlerden hiç anlamam ama nasılsa iyi lokanta ve şarap seçiminde burnum koku alıyor. Sıkı bir hafiyelikle Rodos Adası’nda Avantis lokantasındayım

Rodos şehir merkezinden Lindos’a doğru yola çıkarsanız yol boyunca bilimum plajlar göreceksiniz.
Doğruyu söylemek gerekirse ben açık kumsal plajları çok sevmiyorum. Daha çok etrafı yeşilliklerle süslü koyları tercih ediyorum.
Ama beni Rodos şehir merkezine 20 km. mesafede olan Afandou plajına çekmek için çok güçlü bir neden var.
Avantis lokantası.
Rodos’a geldiğimizde mümkün olan en iyi balık lokantasını denemek istiyorum.
Böyle önemli bir iş için internete, turistik rehberlere falan pek güvenilmez.

Yazının Devamı