Vedat Özdemiroğlu

Valide Sultan, kızıyla evli olan Sadrazam İbrahim Paşa’nın başka kadınla ilişkisi olduğunu öğrenir. Tarih boyunca, kayınbiraderi çapkın çıkan 21 imparatorun tamamının tahtını kaybettiğini, aldığı eğitim sonucu iyi bilen Valide Sultan, yüksek voltajlı paniğe kapılarak ölür. Haremin başına geçmek için Hürrem’le Mahidevran arasında çetin bir savaş başlamıştır. Kürşat Tüzmen de bir ara aday olur ama sonra çekilir...

Şehzade Mustafa’yı huzuruna çağıran Süleyman, ‘’Manisa’da sancak beyi olacaksın’’ der. Mustafa ‘’İstanbul çocuğuyum, Manisa’da ortam bulamazsam içim darlanır, bari İzmir’e gideydim’’ diye itiraz eder. Süleyman ‘’Kıbrıs’ı fethedince söz, Girne’ye kupa beyi olarak göndereceğim seni. Ama şimdi itiraz etme, zaten harem meseleleri başımı ağrıtıyor. Koca aleme hükmettim, bir hareme hükmedemedim anasını satayım’’ şeklinde karşılık verir...
Valide Sultan’ın mateminde, saray halkının komple siyahlara bürünmesi ahaliyi kızdırmıştır.

‘Gül FM’ yayında

Hayatımda bir kez gördüm Orhan Boran’ı, hiç konuşamadım. Üniversitede öğrenciyken Küçük Sahne’de Ferhan Şensoy’un güzelim ‘İçinden Tramvay Geçen Şarkı’sını izlemeye gitmiştim, arka sıramda oturuyordu Orhan Boran, ailesiyle birlikte. Herkes gibi benimle de selamlaştı...
Yıllar sonra, yazar olmuştum artık, ilk özel kanalda program yapıyordu Orhan Boran, konuğu olan oyuncu mesai arkadaşımdı. Yazar ekibi arasında adımı sayınca, Orhan Bey, Gırgır’da beni severek okuduğunu söylemişti, şaşkınlık ve sevinçten bayılacaktım az daha...

Ve bir arkadaşımın babasından duyduğum bir anı: Orhan Boran, bir gece kulübünde program yaparken, gönüllü izleyicileri sahneye almaktadır. Biri elini kaldırır, üstat ‘Buyrun’ der, adam “Yok, ben sahneye çıkmayacağım, sadece tuvaletin yerini soracaktım” diye çıkıklık yapar. Duraksamadan, “Tuvalet ileride sağda’”der Orhan Boran, “Kapısında ‘centilmenlere’ yazar ama aldırmayın, siz de girin!...”
Öncü usta Orhan Boran, nur içinde yatınız...

Yunanistan: Demek ki tabak kırmakla nazar çıkmıyormuş...
Anayasa: Tut ki içimizden biri kendince bir dil yarattı, onu bile tanıyıp saygı göstermen, tabelalarımızı değişip dillerle süslemen, bize işgalci güçlerin dillerinden ziyade birbirimizin dillerini anlayıp öğrenme fırsatı vermen gerekir...
Deniz Seki: Bir devlet, bir insanın üstüne bu kadar gitmemeli, bu vahşiliğe katlanmaktansa sanatçı alıp başını gitmeli...
Doğu-Batı: Doğulu ancak Papa’yı vurmayı aklına getirir, Batılı vurursa Halife’yi değil, halifeliği vurup ortadan kaldırır...
İlham Perisi: O kadar fikirle oturup kendi yazsa çok daha iyi olur...

1. Anne çağırınca oyunu yarım bırakıp gitmek yasaktır...

2. Kızların ve erkeklerin ayrı oyunları korunmak üzere, beraber oynayacakları yeni oyunlar geliştirilecektir...

3. Yeni ayakkabının üzerine “siftah’’ diyerek basmak kesinlikle yasaktır...

4. Top sahibinin, kafasına estiğinde topu alıp gitme hakkı yoktur...

5. Çalışkana “İnek”, tembele “Teneke’’ demek yasaktır...

6. Yaşı ve boyu küçükler, mahalle maçlarında, en fazla bir devre kalede dururlar...

7. Sarışınlara yönelik “Sarı pipi, çamaşır ipi” hitabı yasaktır...

8. ‘Kızların içinde kızılcık bebek’ olmak, kınanacak değil, teşvik edilecek bir durumdur...

(Geçen haftadan devam. İlk 18 maddeyi okumak istiyorsanız lütfen tıklayınız)

19- Başkanlık sistemi tartışmaya açılacak, bu süreci layıkıyla tamamlamak için Ankara’ya ‘Gri Saray’ yaptırılacaktır...

20- Kapalı alanda sigara içene 70 TL ceza kesilir. Kapalı alanda yaktığı sigaranın ucunu koparıp, daha sonra devam etmek üzere paketine koyana 700 TL ceza kesilir...

21- Cemil Çiçek’siz herhangi bir kabine geçersizdir...

22- ‘İçinde hiç büyümeyen çocuk olanlar’ için dev bir organize kreş bölgesi, ‘bu dünyaya çocuk getirmek istemeyenler’ içinse ulusal hava sahası içinde yeni bir galaksi oluşturulacaktır...

24- Resmi Gazete özelleştirilecek ve ‘Yandaş Gazete’ adını alacaktır...

24- Çevresindekilere durmaksızın ‘komik video’ izlettirme ısrarında olanlar ve bilgisayar oyunu oynayarak sabahı bulanlar için yarı açık sanal hapishane kurulacaktır...

25- “Hizmet” deyince akla F. Gülen’in,

1- Türkiye Cumhuriyeti, en kalbi duygularla yönetilir...
2- Siyasal konularda sınırlı, en fazla ‘dize kadar açılım’ uygulanır...
3- Türk Bayrağı, İstiklal Marşı ve başkent Ankara değiştirilemez. Behzat Ç.’nin Ç’sinin ne olduğu asla açıklanamaz. İstiklal Marşı’nın bulunamadığı zamanlarda ‘Aynı bağın gülüyüz biz’ şarkısı devreye sokulabilir...
4- Ülkenin resmi kredi notçusu Standard and Poors kurumudur, bundan başkası tarafından notlanmak milli birlik ve beraberliğimize aykırıdır...
5- En az iki kardeşi olmayan çocuklar, oyunlara ve mahalle maçlarına alınmaz, onlara silgi, kalem, vb. vermek yasaktır...
6- Zaman aşımı gözetmeksizin, tüm katliam ve kıyımların hesabı sorulur. Kahramanmaraş’taki yaramazlık, Çorum’daki yanlış anlaşılma ve Sivas’taki şakalaşma bu kapsamın dışındadır...
7- Eğitim sistemi 1 + 10 + 1 olana kadar, 4 + 4 + 4 olarak devam edecek, her iki sistemin orta kısmında da dini eğitime ağırlık verilecektir...

(Anlaşıldığı gibi Hollande’nin kazanmasını istiyorum. İnsanlığın ve halkların kardeşliğini diliyorum. ‘Paris Komünü’ ruhunu saygıyla anıyorum...)

iKi?RESiM ARASINDAKi 7 FARK

80 DAKKADA CÜMLE ALEM

* 26 Nisan Perşembe, Kadıköy Buda Bar’dayım. (Barlar Sokağı-21.00)
* 27 Nisan Cuma, Sıraselviler Lush Kabare’deyim. (0 212 243 95 95)

Rüküş Hayat: Anadolu Kaplanı olarak geldiği İstanbul’da AVM yapa yapa şehir gezintisine çıkan tüccar Gıyasettin Bey’in göz kamaştıran hikayesi. Oyun süresince tiyatroya kaçak kat çıkılıyor ve dileyen seyirci, oyunu izlemeyip kulise giderek Gıyas Village’dan konut edinmek için başvuru yapabiliyor. İsteyenler için salona ‘jeep girişi’ de mümkün...

Sonuncu Richard: Kraliçe ‘en az üç çocuk’ doğurmadığı için İngiltere’yi terk edip ülkemize gelen ve Zeyrek’te ‘Kral Bilardo Salonu’nu açan Richard’ın ilginç hikayesi. Richard, peşinden gelen vaftiz babasına “Artık seni kirvem olarak kabul ediyorum” deyip ellerini öpüyor. Oyun sırasında yapılan çekilişle üç seyircinin bardakla beli çekiliyor...

Kadir Neye Kadir?: İstanbul’un yeni fatihi Sayın Kadir Topbaş’ın dokunaklı hayat hikayesi. Çocukken kaldırım taşlarıyla sohbet edebilen, gençliğinde su muhallebisine bakarak geleceği görebilen ve yetişkinliğinde sadece İstanbul semalarında uçabilen ‘Topman’ adlı bir kahraman haline gelen başkanı, oyunun sonunda ayakta alkışlamayana ceza kesiliyor. Oyunun kilit sloganı “Olmak ya da Kadir Topbaş olmak...”

Köprüden Geçti Gelin: Üçüncü köprü yapılmadığı için, Avrupa Yakası’na asla gidemeyen insanların hazin