Parmak Çocuk” masalını hepimiz biliriz: Bir terzinin, günün birinde bir oğlu dünyaya gelir. Çocuk bir parmak büyüklüğündedir. Çok küçük oluşu, kimi zaman onun kolayca gizlenmesine yardım ederken, kimi zaman da küçücük alanlarda kaybolup başının derde girmesine neden olur. Parmak Çocuk cesur ve atılgan bir kişileğe sahiptir. Bir gün babasına, “Ben uzaklara gitmek istiyorum,” der. Babası da eline uzun bir dikiş iğnesi alır, lambaya tutarak ısıtır, sonra da ucuna balmumundan bir topak yapar. “İşte oğlum, bu da senin kılıcın!” der. Çocuk karnını doyurmak için mutfağa gider; tencereye bakarken yemeğin kaynayan buğusu çocuğu alıp uçurur ve başka ülkelere götürür. Başından çeşitli maceralar geçtikten sonra da evine döner. Bu basit bir özet. Aslında, Parmak Çocuk’un başından öylesine çok olay geçiyor ki, hepsi birbirinden ilginç; kimi zaman düşündürücü, kimi zaman da insanı gülmekten kırıp geçirecek kadar komik...
* * *
Başparmağın ilk kimlik kazanımı, parmağın arkasındaki kıvrımlı izlerin kişiye özgün parmak deseni oluşunun keşfiyle başlar. Papila denen altderideki bir yapının üstyapıda oluşturduğu bu kişiye göre biçimlenen şeklin her insanda farklı oluşu, kimliğin belirleyicisi olmuştur. Çünkü bir insanın parmak izinin başka bir insanla benzerlik gösterme olasılığını, bilim adamları milyarda bir olasılık olarak söylüyorlar.
Bir dönem, yazı yazmasını bilmeyen, imza atamayan kişilerin kullandığı bir yönten olan başparmak imzası, daha sonra parmaklarını değdikleri her yerde suçluların bulunmasında en önemli hukuksal belge olarak kullanılıyor. İmza olarak da, suçluların belirlenmesinde yararlanılan parmak izinin oldukça eski bir tarihçesi var.
* * *
“Parmak” Türkçe bir sözcük. “Barımak” sözcüğünden geliyor: Tutan, tutmaya yarayan anlamında. Bazı yörelerde “barnak, barmak” derler. Elimizdeki beş parmağın, ister sağ, ister sol elimiz olsun, adları aynıdır: Başparmak, işaretparmağı, ortaparmak, yüzük parmağı ve serçe parmak. Ayak parmaklarımızın adları yoktur. Bu adların hepsi anlaşılabilir, ama serçe parmağa küçük olduğu için mi bu ad verilmiştir, bunu bilmiyorum. Ekşi Sözlük bu adları yeterince ilginç bulmamış ki, parmaklara şu adları takmış: Başparmak, işaretparmağı, leylek parmak, pelikan parmak ve serçe parmak.
* * *
“Parmak Çocuk”, ünlü masal derlemecisi Grimm Kardeşler’in anlattığı, kuşaklar boyu okunmuş, kulaktan kulağa anlatılmış bir masal. Artık 2-4 yaş çocuklarının dışında hiçbir yaş grubuna seslenmiyor. Her şeyi mantıkla sorgulayan çocuklar için ilginçliğini yitiren masallar arasında yer alıyor. Günümüz çocukları televizyon kanallarında öylesine ilginç bilimkurgu ağırlıklı çocuk çizgi filmleri izliyorlar ki; teknoloji mantığının içine giremeyecek masalları gülmece konusu yapıyorlar.
* * *
Günümüz çocuğu artık parmak değil, başparmak çocuk. Beş yaşında bilgisayar kullanmaya başlıyor, Nintendo ve strateji oyunları oynuyor; eline Tetris verildiği zaman, bir zamanlar yetişkinlerin söylediği “çocuk oyunu” deyimini sanki ters yüz edercesine, “Tetris’i dedeme verin, o oynasın!” diyor.
Artık elektronik ve dijital oyuncakların sayısı binlerceye ulaştı. İşte bu yüzden teknolojiyi iki başparmağıyla kullanan çocuğa dünyanın her yerinde, özellikle de Japonya’da “yu bi seday”, yani “başparmak çocuğu” deniyor.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025