Sevgili Gökhan Akçura, her zaman olduğu gibi yine beni ve herkesi şaşırtan farklı bir kitaba daha imza atmış: “Bir Kumbara Öyküsü.” Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasından çıkan kitap oldukça uzun, zor ve kılı kırk yaran bir araştırmanın ürünü. Kuşe kâğıda basılmış kitap, boyutu ve içindeki görselleriyle de yayın dünyasında bir ilk. Akçura uzun soluklu, sabırlı, titiz ve detaylar arasında gezinmeyi seven, en küçük ayrıntıyı kaçırmamak için sayfalar arasında, sahaflarda aylarca, yıllarca dolaşan ve yazacağı kitabın eksiksiz, başarılı olması için çaba harcayan bir yazar.
* * *
Kitabı elime alınca önce heyecanlandım, sonra da duygulandım. Çocukluk günlerim, bayram harçlıklarım ve kumbaralarım geldi gözümün önüne. Yirmi sene öncesine kadar bütün çocuklar için yine de bir oyuncak kadar değerliydi kumbaralar. Benim bir tane, kitap biçiminde, Ziraat Bankası kumbaram vardı; kız kardeşimin de yine metal, saplı İş Bankası kumbarası. İçini doldurup onu bankaya açtırmaya götüreceğimiz gün yüreğimiz yerine sığmazdı. Bir de şiir ezberlemiştik; Rakım Çalapala’nın “Kumbaram” şiirini. “Ah ne güzel kumbara! / İçi dolu çil para! / Kumbarası olanın / Başı gelmez hiç dara. / Kumbaram aydan aya. / Gider, gelir bankaya.” Sanırım böyleydi.
* * *
Büyüyünce kumbaram olmadı ama İş Bankası’nın “Kumbara” çocuk dergisinde hikâyelerim, şiirlerim, bazı yazılarım yayımlandı. Gökhan Akçura’nın bu kitabında pek çok okurun kendi çocukluğundan, bir aile albümüne bakar gibi resimler, fotoğraflar bulacağına inanıyorum. Ayrıca ünlü ressamımız, afişçimiz İhap Hulusi’nin belleklerimizde kalmış desenlerinin çocukluğumuzda düşündüğümüzden de güzel olduğunu görüyoruz.
* * *
Kitabın önsözünde yayıncının önemle vurguladığı gibi, “Kumbara aynı zamanda genç Türkiye Cumhuriyeti’nin önündeki reformlarla eşzamanlı olarak, ülke çapında yaygınlaştırılmaya çalışılan tasarruf bilincinin de simgesi,” olarak yaşamımıza girdiğini ve bu düşüncenin nasıl afiş, kitap, fotoğraf, reklam, haberlerle; sokaklara dikilmiş kumbara biçimindeki saatlerle nasıl etkili bir biçimde çocuklara ve yetişkinlere anlatılmaya çalışıldığını daha iyi görüyorsunuz. Gökhan’ı bu çalışmasından dolayı kutlarken İş Bankası Kültür Yayınları’na da bu güzel kitabı kültür yaşamımıza kattıkları için teşekkür ediyorum.
* * *
Ama ne var ki, ben günümüz çocuklarının kumbaralara bizim gözümüzle bakmadıklarını iyi biliyorum. Bu yüzden okul kitaplarına girmiş olan bu şiirimle yazımı bitirmek istiyorum.
TELEVİZYONDAKİ REKLAMCI AMCA
İlk önce
Kumbaralar gösterip
Para biriktirmemi
Öğütlüyorsun
Sonra da
Bu sakızı çiğne
Bu çikolatayı ye
Bu gazozu iç
Diyorsun
Tanrı aşkına
Sen benim harçlığımın
Kaç para olduğunu
Biliyor musun ki
Hem para biriktirmemi
Hem de söylediklerini
Tüketmemi istiyorsun