AVRUPA’NIN ÇIKMAZI

21 Ocak 2020

İngiltere’nin ayrılma kararından sonra, Avrupa Birliği’nin geleceği de sorgulanmaya başlandı. Öncelikle, Birliğin merkezi sayılan Brüksel’deki bürokratik yapı sorgulanıyor. Brüksel, her şeyi denetlemekten ve detaylara inmekten, piyasalaşmayı baltalar hale geldi. Birliğe yatırım yapmak isteyenler, büyük bürokratik engelleri aşmak zorunda kalıyorlar.

Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı kararlar, istikrarı sağlama adına yapılırken, büyümeyi göz ardı ediyor. Ayrıca, ülkeler arası farklılıklar da gözetilmiyor. Hiçbir zaman borcunu ödemeye yanaşmayan, Birliğin şımarık üyesi Yunanistan, her karara veto koyabiliyor ve her sorununda Birliği arkasına almayı beceriyor. Kayıtsız şartsız Yunanistan’ın desteklenmesi, Birlik’le hiç ilgisi yokken Ermeniler hakkında karar alınması gibi olaylar Birliğe güveni azaltıyor.

Darboğazlar neler?

Birliğin karşılaştığı darboğazları şöyle sıralayabiliriz:

Birinci ve İkinci Dünya savaşları ile bu savaşların öncesinde yaşanmış olan trajik olaylar, Birliğe dâhil ülkeleri tedirgin etmeye devam ediyor.

Başta Fransa,

Yazının Devamı

UKRAYNA’NIN ÖNEMİ

20 Ocak 2020

ABD eski Başkanı Bush (Baba), Ağustos 1991’de Ukrayna Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Ukrayna’nın Rusya’dan ayrılmaması gerektiğini söylemişti.

Bush, “Bağımsızlık ayrı, özgürlük ayrı şeylerdir” diyordu. Üstelik, bu söylemi, Ruslarla anlaşarak gerçekleştirdi. Ama, Ukrayna, demokrasiyi ve bağımsızlığı seçti. Yapılan seçimlerde, Rusların çoğunluğu ellerinde tuttuğu Kırım bölgesinde bile, demokrasi ve bağımsızlık taraftarları kazandı. Buna rağmen, Rusya Kırım’ı işgal etti ve Ukrayna’ya müdahalelerde bulunmaktan ve doğal gaz vermeme tehdidinde bulunmaktan vazgeçmedi.

Rusların, Rus donanmasının Karadeniz’de ve oradan da Akdeniz’de konuşlanması için, Sivastopol Limanı’nı ve Kırım’ı kontrol etmesi kaçınılmazdı. Ukrayna’ya bağımsızlık verilmek istenmemesinin temel nedeni ise başka!

Nükleer gücü var

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, birliğin nükleer gücünün en büyük bölümü Ukrayna’da kaldı. Halen Ukrayna’da, 1900 nükleer savaş başlığı ve 2500

Yazının Devamı

POLİTİK KAPİTALİZM

14 Ocak 2020

Liberal kapitalizm son yıllarda o denli büyük sorunlar yaratmaya başladı ki “Politik Kapitalizm”in onun yerini almaya başladığı savunuluyor. Bu yeni, “devlet öncülüğünde kapitalizm sistemi”nin en büyük uygulayıcıları Çin ve Hindistan oldu.

Çin ve Hindistan’da bu metotla çok daha süratli bir biçimde büyüme sağlandı ve fakirlik azaltıldı.

Elitlerin ve elit sınıfın yönetimine son verilmekle, yöneticilerin şirketlerinden çok kendilerini düşünmeleri önlendi.

Büyük şirketlerin çıkarları için çevre koruma prensiplerini hiçe saydığı davranışlardan vazgeçildi.

“Politik Kapitalizm” sistemi iyi çalıştırılırsa bizde başlatılan “Başkanlık Sistemi” ile bire bir uyuşuyor. Myanmar, Singapur, Vietnam, Tayland, Azerbaycan, Rusya, Ruanda, Cezayir, Habeşistan gibi birçok ülkede bu sistem uygulanıyor.

Özel sektöre koruma

Çin’de 1978’de malların tamamı devlet tarafından üretilirken, şimdi bu oran %20’nin altına düştü.

Yazının Devamı

KAPİTALİZMİN GELECEĞİ

13 Ocak 2020

Başta kapitalizmin kalesi sayılan ABD’deki ekonomistler olmak üzere, tüm dünyadaki ekonomistler, kapitalizmin geleceğini tartışıyor. ABD’nin ünlü Foreign Affairs dergisi bile, bu ayki sayısını bu konuya ayırdı. Aralarında nobel ödüllülerin de bulunduğu Joseph E.Stiglitz, Todd N.Tucker ve Gabriel Zucman gibi meşhur ekonomistler, ABD’nin büyük krizden tek kurtuluşunun, çok büyük oranlı vergi koymak olduğunu savunuyorlar.

Satamadığın senin değil

Ancak, vergi koymak da sorunu çözmüyor. Piyasalar çalışmadıkça, vergiyi tahsil etmek de mümkün görülmüyor. Bu konuda bizde de son aylarda bir örnek yaşandı. Devlet, 5 milyon TL’nin üzerindeki özel mülklerden vergi almaya kalktı. Mülklerin değeri o denli yüksek belirlendi ki, vatandaşlar belirlenen fiyatlardan mülklerini hemen satmaya hazır olduklarını beyan ettiler. Piyasası oluşturulmamış; alım satımı yapılamayan bir malın fiyatı otoriteler tarafından belirlenmeye çalışıldı. Getirilen vergi sistemi tutmadı.

Oysa, öncelikle “Gayrimenkul Kredi

Yazının Devamı

ELİTLERİN YÖNETİMİ BİTİYOR

7 Ocak 2020

Apple’ın efsanevi CEO’su Steve Jobs da, Facebook’un kurucusu Zuckerberg de üniversite mezunu değildi. Artık, hiç kimse Harward’dan mezun olduğu için kolayca iş bulamıyor. ABD’nin süper milyarderi Koch, önemli okulların ukala mezunlarının hiç birisini işe almayacağını açıkladı. Amazon, elitlerle çalışmamak için merkezini New York dışına taşıdı. 2008’deki ABD krizi, elitlerin, şirketlerinden çok ceplerini düşündüklerini gösterdi. Geçen yıl, en büyükleri dahil birçok ABD üniversitesinin rüşvetle öğrenci kabul ettikleri skandalı yaşandı.

Ülke yönetimlerine bakın; gelişmiş ülkeler dahil her ülkede elitler güçlerini kaybediyor. Amerikan başkan adaylarından ikisi, Bernie Sanders ve Elizabeth Warren, yeni bir kapitalizm biçimi ve daha sosyalist bir ABD vaat ediyorlar.

Dolara rakip

Facebook’un sahibi, Bitcoin benzeri bir para yaratarak, ABD Doları’nın dünya çapındaki hegemonyasına son vermek istemekle suçlandı. Artık, parayla her şeyin satın alınabildiği bir sistemi

Yazının Devamı

‘Maden’de bilmediklerimiz

6 Ocak 2020

Maden Yüksek Mühendisi Dr. Muharrem Köse “Yaşam İçin Maden” isimli kitabında, maden ve madencilik konusunda bilmediklerimize değiniyor.

Doğal gazda %99, petrolde %95, kömürde %61, çinko ve nikelde %99, alüminyumda %95, altında %85, bakırda %77, demirde %64 dışa bağımlıyız. Dışa bağımlılık ise, gittikçe artmakta.

Ülkemizde maden arama faaliyetleri teşvik edilmesi gerekirken, bilerek veya bilmeden engelleniyor. Dünyada madenler bulunduğu yerlerde çıkarılır. Bu yerleri ele geçirmek için savaşlar yapılıyor. Maden bulma hevesi ile uzaya bile gidiliyor. Hal böyle iken, biz maden çıkarılmasını engelliyoruz. Oysa bilimsel yaklaşımla, bilgi kirliliğine bulaşmadan, çevre ve insan sağlığı gözetilerek, madencilik mutlaka teşvik edilmelidir.

Maden hayattır

İlk insanlar bakırı buldu, “bakır çağı”nı yaşadı. Tuncu buldu, “Tunç Çağı”nı yaşadı. Gerçek şu ki, yaşamımızdan madenleri çıkarırsak, taş devrine geri döneriz. Tek bir otomobil üretmek için, yerkabuğundan en az 10 ton maden çıkarılması gerekiyor.

Yazının Devamı

Gizli cemiyetlerin kodları

30 Aralık 2019

Zamanla varlığı ortaya çıkan ancak, artık olmadığını bildiğimiz “İlluminati” gibi gizli cemiyetlerin nasıl ortaya çıkıp, nasıl sürdürüldükleri; kimleri, hangi şartlarla üye olarak kabul ettikleri şimdiye kadar gizli kalmıştı. Daniel Coyle “The Culture Code  The Secrets Of Highly Successful Groups” isimli kitabında bu kurumların iç yapılarını anlatıyor.

Bu gruplar tek akıl halinde çalışabilecek teknikler geliştirdiler. “Ortak bilgiyi öğrenme” pratiklerini başlattılar. Bir arada çalışabilmenin ortaya çıkardığı büyük güçten faydalanmasını bildiler. “İki artı iki on eder” prensibiyle harekete geçtiler. Oysa, şimdiye kadarki gruplar en fazla “bir bir eden ikiden daha büyük üç yoktur” prensibiyle hareket ediyorlardı.

Karşılıklı tam güven

Gruptaki, bir arada çalışma ve aynı kültürü paylaşma geleneği; karşılıklı güveni ve karşılıklı çıkar ortaklığını gündeme getirdi. Yalnız İlluminati’yi değil, tarihte kurulmuş olan tüm gizli cemiyetleri ve bir

Yazının Devamı

Kapitalizm bitiyor

24 Aralık 2019

Kapitalizmin kurallarını bizzat “kapitalist ülkeler” değiştiriyor. Kapitalizmin üç temel kuralı, serbest piyasa, demokrasi ve insan haklarıdır. Artık, bu kuralları kapitalist ülkeler dahi göz ardı ediyor. Tarafsızlık ve güvenirlik kuralı, gelişmiş kapitalist ülkeler tarafından pervasızca çiğneniyor. Amerikan Kongre ve Senatosu’nun aldığı “Ermeni Soykırımı” kararı bunlardan biri. Böylesi pervasız kararlarla, en büyük kapitalist ülke sayılan ABD, kendi sürdürmek zorunda olduğu kuralları çiğniyor; güvenilirliğini yitiriyor.

Global ısınmaya bağlı iklim değişikliklerinin getireceği sorunları en başta ABD görmezden geliyor. Son zamanlarda ABD, silah gücünün kendinde olduğunu söyleyerek sorunları çözmeye çalışıyor. ABD ve Avrupa ülkeleri göç sorununu çözmek için adım atma yerine, sınırlarına duvar örüyor, birlikleri bozuyor, yardımları kesiyor, insanların denizde boğulmaları göze alıyor. Kısacası, artık kapitalist ülkeler insan haklarını savunan, herkesin hakkını vermeye

Yazının Devamı