Borsa ilk kurulduğu günlerden beri SPK tarafından denetlenir. İlk yıllarda, çok dengeli ve yapıcı bir denetim yapılırdı. SPK müfettişleri raporlarını hazırlar, borsa yönetimine gönderir, borsanın görüşlerini de içeren raporlarını SPK'ya ve borsaya sunarlardı. Eksiklerin çoğu bu denetim sırasında tamamlanır, üzerinde anlaşma sağlanamayan hususlar için SPK'nın talimatı beklenirdi. Borsa yönetimi, bu talimatın gereğini yapar ve sonucu SPK'ya bildirirdi. 1991 yılına kadar borsada teftiş kurulu yoktu. İlk teftiş kurulunu ben oluşturdum. Bu kurul, daha SPK müfettişleri işe el atmadan tüm işlemleri teftiş ediyor ve borsa bütün eksiklerini tamamlıyordu. Alınan bu tedbirler sonucunda, 1992 yılında ilk kez SPK, borsaya yaptığı teftişi takiben hiçbir eksik bulamadı ve "teşekkür mektubu" yazdı. Bu, SPK'nın o zamanlar ne kadar yapıcı, katılımcı ve kendine güven içinde olduğunu gösteriyordu. Gerçekten de, müfettişler için "teşekkür mektubu" yazmanın ne kadar zor olduğunu bilirim. Ama, bu mektubu alan için de, sonuç bir o kadar mutluluk vericidir. Ben de, birçok durumda böyle mektuplar yazdım ve teftiş kurullarını bu biçimde yönlendirdim.1993 yılından itibaren, borsada "dışarıdan denetim"i de başlattım. SPK'nın dış denetim için yetkili kıldığı özel denetim firmalarından biri her yıl borsayı denetler ve rapor hazırlardı. Amacım, hesap verilebilirliği artırmaktı. Sonradan bu uygulama devam etti mi? Bilmiyorum. Ben başkanlıktan ayrıldıktan sonra, benden sonraki başkan, rahmetli Tuncay Artun zamanında, SPK'nın, borsaya karşı olan tutumu tamamen değişti. SPK'nın yeni başkanı Ali İhsan Karacan, Tuncay Artun'un tavsiyesi ile göreve getirildiği halde, Artun'a karşı inanılmaz tavırlar sergiledi. İşe, borsanın özerkliğini kaldırıp onu "kamu kurumu" yapmakla başladı. Bu amaçla, yeni değişmiş olan yasayı, yeniden değiştirdi. Artun ve ekibi o zamanlar yapılanların fazla karşısında olamadılar. İşte, bugün borsanın başına gelenler o günkü değişiklikler nedeniyle geldi. Karacan, bütün teftiş sistemlerini rafa kaldırmış, müfettişlerin raporlarında iddia ettikleri konularda, borsanın ve yöneticilerin hiçbir savunmasını almadan "suç duyurusu"nda bulunmaya başlamıştı. SPK'nın yazdığı son rapor zaten bekleniyordu. SPK yönetiminin, yasa değişmediği sürece yapacak bir şeyi yok. Ama, artık Ali İhsan Karacan yöntemleri de uygulanmıyor. Haksızlık yapılmıyor. En azından, borsanın savunma yapmasına izin veriliyor. Sonra, soruşturma ve kurul kararı ile bazı başvurular gündeme gelebilir. Ama, SPK yönetiminin şu anda da, ilk günlerdeki gibi yapıcı, katılımcı ve kendine güven içinde olduğunu biliyorum. Sorun, yasada. Yasa değiştirilip borsa bağımsız yapılmadıkça da sorunlar sürer. ytoruner@milliyet.com.tr Son günlerde, Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (borsa) denetimi sonucunda hazırlanan rapor gündemde. Raporda eleştirilen en önemli konu, borsa yönetiminin tasarruf genelgesine uymamış olması. Yönetim Kurulu'ndan şimdiden bir üye istifa etti. Önümüzdeki genel kurulda, yönetim kurulunun yeniden seçilmek istemeyeceği de aşikâr. Zaten, on yılı aşkın zamandır yönetim kurulu üyeliği yapan Yavuz Canevi de olacakları görmüş, yönetimden ayrılmıştı.
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025