ABD diyor ki:
Yıllarca sizi destekledik. Buna karşılık, tam ihtiyacımız olduğu anda bizi desteklemediniz.
İkinci tezkerenin çıkacağına inandırılmıştık. Bize zaman ve para kaybettirdiniz. En önemlisi, kuzey cephesi açılabilseydi, insan ve mühimmat kaybı çok az olacaktı.
En büyük güvencemiz, iyi tanıdığımızı sandığımız ve şimdiye kadarki her hareketini desteklediğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) idi. TSK'nın ikinci tezkerenin çıkması için gerekli ikna gücünü kullanmadığına inanıyoruz.
Türkiye'deki demokrasiyi destekliyor ve saygı duyuyoruz. Ancak, demokrasi hiçbir zaman başkalarını yanlış yönlendirmek, verilen sözleri tutmamak ve müttefikleri dışlamak için bir sığınak değildir. Ülkeler her ne biçimde alırlarsa alsınlar yanlış kararlarının maliyetine katlanırlar.
Şimdi, istemeyerek de olsa size karşı açıklanmamış sınırlı bir ekonomik ambargo uygulayacağız. Size Irak'ta daha önce verebileceğimiz işleri veremeyeceğiz. Nitelikli serbest bölgeleri hayata geçirmeyeceğiz. Ülkenizdeki üslerin etkinliğini azaltacağız. Ekonomik yardımları şarta bağlayacağız. Askeri borçlarınızı silmeyeceğiz.
Sanıldığının aksine, ABD karşı çıktıkça Avrupa Birliği bizle arasını bozmak pahasına sizi kabul edemez. Türkiye'nin kaypak ve takiyeci tutumu yalnız bizde değil, Avrupa Birliği'nde de güven kaybına yol açmıştır.
Türkiye'nin tutumu uzun, orta ve kısa vadeli çıkarlarını düşünemeyen bir politika olmuştur. Siz 6 ay sonra bütün olanları unutabilirsiniz. Ama biz, kurulu sistem gereği, çok uzun yıllar Türkiye'nin bu tutumunu, tersini söylesek bile unutmayacağız.
Olan biteni tamamen unutabilmemiz için, bir biçimde diyet ödenmelidir. Bunun diyeti, bir yapısal değişim bile gerektirse bu yapılmalıdır. Gerekirse, demokrasi ülkenin çıkarını en iyi biçimde temsil edecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Çünkü, biz sizin yönetim biçiminizi bütün İslam alemine ve az gelişmiş ülkelere örnek gösteriyoruz.
Hükümet diyor ki:
Bizim ABD'ye verilmiş bir sözümüz yoktu.
Türkiye demokratik bir ülkedir. TBMM'den böyle karar çıkmıştır. Madem, ABD demokrasiye inandığını söylemektedir, Meclis'imizin aldığı karara da saygı duymalıdır.
"Grup kararı" alsaydık, bu demokrasiye aykırı olurdu.
İktidar partisi kadar, muhalefet partisi de TBMM'de alınan kararlardan sorumludur. Onlar, aleyhte "grup kararı" aldılar.
ABD'ye karşı çıkmakla, Avrupa Birliği'ne girişimiz kolaylaşacaktır.
İkinci tezkereyi çıkarsak bile, ABD bildiğini okuyacak, bize Irak'ta bir şey vermeyecekti.
Haklı olduğumuz zamanla görülecektir.
TSK de ikinci tezkere konusunda açık istek belirtmedi. Zaten, onlar Avrupa Birliği'ne de karşılar.
***
Bütün bu suçlamalar karşısında TSK kendisini yeterince savunamıyor. Zaten, TSK'nın bir tartışma içine girmesi bile onu yıpratır. AKP'nin Milli Güvenlik Kurulu ve TSK'yı sıradan kurumlar gibi görüp, "onları da başkalarını dinlediğimiz gibi dinleriz, sonra bildiğimizi yaparız" anlayışı içinde bulunması çok hatalı.
Geçtiğimiz ekonomik kriz ve terör mücadelesi dönemlerinde ülkemiz parçalanmamışsa, bunu TSK'ya borçluyuz. TSK hâlâ yıpratılamamış, ülkemizin tek kurumu. Bazı dış ve iç mihraklar kendi emelleri için TSK'yı engel görebilirler.
Ama, biz TSK'nin yıpratılmasına izin vermeyiz.
Sizler de vermeyin!
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025