Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiyedeki seçim kampanyaları çok daha amatör ve el yordamıyla yapıldığı için, ABDdeki seçim kampanyalarını incelemekte fayda var. Önceki seçim kampanyalarını anlatan birkaç kitap okudum. Sloganların kararlaştırılması, medyanın doğru kullanılması, halka ulaşma metotları ve bunların zamanlaması gerçekten ilginç. Kampanyalar genellikle bir yıl öncesinden hazırlanıp seçim yaklaştıkça revize ediliyor. Son altı ay hemen hemen tamamen programlanmış durumda.Gördüğüm kadarıyla, ülkemizde önce Refah Partisi, sonra da aynı kadroları kullanarak AKP, profesyonel sayılabilecek, planlı bir seçim kampanyası yürüttü. Demokrat Partinin "Yeter söz milletin" sloganıyla yürüttüğü kampanya ve Süleyman Demirelin önce Adalet Partisi, sonra da Doğru Yol Partisi için yürüttüğü ilginç kampanyalar da var. Ama, bunların hiçbiri ABD seçim kampanyalarıyla kıyaslanabilecek boyutta ve profesyonellikte değil. Onlarda para çok diyebilirsiniz. Ama, inanın, para her şey değil. Zaten, bu kampanyalarda asıl olan gönüllüler ordusu.Bu seferki ABD seçim kampanyasında internet siteleri de ciddi biçimde kullanıldı. Sinema endüstrisi harekete geçirilip lehte ve aleyhte filmler yapıldı. Uluslararası güç odakları da devreye sokuldu. Ama, bu seferki yarışta en çarpıcı araç Bush karşıtı kitaplardı. Bush taraftarlarının karşı atakları olduysa da, bunlar nispeten sınırlı kaldı. Bushun neredeyse bütün seçmenlere imzalı fotoğrafını göndermesi de ilginçti.Ülkemizde bundan sonraki seçim kampanyalarında da profesyonel ve çağdaş metotlar kullanılmalı: n Partilerin bağışlar dahil seçim gelirleri açıklanmalı, sınırlandırılmalı ve harcamaları kampanya sırasında denetlenmeli. Geçen seçimlerdeki "Genç Parti" deneyiminde olduğu gibi, arkasına zengin bir veya birkaç grubu alan birisinin haksız medya propagandasıyla halkı inandırmasına izin verilmemeli. n Seçim kampanyalarını iyi de olsalar dışarıdan tutulacak reklam şirketleri değil, parti içinde çok önceden oluşturulacak profesyonel gruplar sürüklemeli. n Sloganlar ve prensipler belirlenip sadece liderin değil her parti temsilcisinin bu sloganları ve prensipleri sürekli göz önünde tutarak kampanya yürütmesi sağlanmalı. n Medya ileri gelenlerine ve köşe yazarlarına birer mektup yazılıp yapmak istedikleriniz öncelikle onlara anlatılmalı. n Şehirlerde dar bölgeler belirlenip bölge sorumluları seçilmeli. Mümkün olduğu kadar çok kişi parti üyesi yapılmalı. Üyelere rozet, eşarp, vs gibi küçük fakat partiyi hatırlatan ve onunla övünebileceği şeyler verilmeli. Sizin partinizden olmakla övünmeliler. n Halkın önünden değil, arkasından gitmeli; kalbine, ruhuna hitap etmeli. n Sürekli gülümsemeli ve konuştuğunuzdan fazlasını dinlemeli. n Liderler hiçbir zaman doğrudan hedef alarak rakiplerini yıpratmamalı. Olumsuz kampanyalar her zaman başka kanallar kullanılarak yapılmalı. n Kazanılsa da kaybedilse de, seçim sonrasında sizi destekleyenlere ve topluma teşekkür etmeyi unutmamalı. Kampanya sırasında kırdığınız tüm gönüller onarılmaya başlanmalı. Kazanan tebrik edilmeli.Konu bitmedi. Daha sonra da devam edeceğim. ytoruner@milliyet.com.tr Amerika Birleşik Devletlerinde bir başkanlık seçimi daha geride kaldı. Bu seferki seçimlerde öncekileri aşan kampanyalar yapıldı, metotlar uygulandı. Şimdi, özellikle seçimi kazanan tarafın kampanyasını nasıl yürüttüğünü anlatan kitaplar piyasaya çıkacak.