Edison’un New Jersey’deki laboratuarında icat ettiği ilk film makinesi Kinetoscope’u ve burada çekilen filmi gördüm. Film endüstrisi ilk film makinesinin icat edildiği yıllardan beri büyüyerek, insanları etkileyen en önemli medya haline geldi. Halen, yılda 2500’den fazla yeni film yapılıyor. Türk film ve dizileri de dünyanın bir çok sinema ve televizyonunda gösteriliyor.
Elimde, şimdiye kadar küresel çapta çekilmiş tüm dizi filmleri gösteren bir katalog var. Türk dizi yapımcılarının da bu ve benzer kataloglardan mutlaka faydalanması gerek. Çünkü, sadece bu dizilerin haklarını satın alarak, Acun Ilıcalı’nın başarısını elde edebilirler. Ayrıca, elimde şimdiye kadar çekilmiş bütün filmlerin konusunu ve özetini gösteren kitaplar var. Yine, aktörler bazında her meşhur aktörün inişli çıkışlı başarıları ve aldığı ödülleri gösteren kitaplar mevcut. Elimdeki kitaplar arasında, yaptığınız filmleri kime, nasıl satacağınızı gösteren ciddi bir adres kataloğu da bulunuyor. Bütün bunları veya benzerlerini incelemeden, küresel ölçüde başarı sağlayacak bir film yapılması zor görünüyor. Türkiye’de oyuncular, film yapımcıları, rejisörler vs. çok üstün filmler yapmış olsalar da, bu başarılarını küresel ölçüde devam ettiremediler. Oysa, filmlerin detayı ve pazarlamasıyla biraz uğraşarak, bu konuda ciddi başarılar elde etmek mümkün.
Neden Hollywood?
Edison’un ABD’nin Doğu Yakası’ndaki film patent haklarının tümünü satın alması nedeniyle, Lumiere Kardeşler’in icadı olan, Cinematograph’ı kullanarak film yapmak isteyen şirketler, 1911’den itibaren ABD’nin Batı Yakası’na Hollywood’a göç etmeye başladılar.
İlk film 1872 yılında, İngiliz fotoğrafçı Eadweard Muybridge tarafından 12 makine ile çekilmiş 100.000 kareden ibaret 1 dakikalık bir filmdi. Lumiere Kardeşler’in film makinesiyle 1895’te Paris’te gösterilen filmin ardından; 1905’ten itibaren, Amerika’da Nickelodeons denilen sinemalar açıldı. En büyük film stüdyosu MGM, Hollywood’un 10 km dışındaki Culver City’de hayat buldu.
Film çekmek için
Siz de, rahatlıkla istediğiniz bir filmi çekebilirsiniz. Bunun için aşağıdaki aşamaları dikkate almalısınız:
a) Önce filmin konusunu düşünün. Konuya uygun, mümkün olduğu kadar detaylı bir senaryo hazırlayın.
b) Filminizde oynayacak aktörleri seçin. Yeterli paranız yoksa, profesyonel aktörler yerine aile üyelerinizi de kullanabilirsiniz.
c) Filmi çekeceğiniz mümkün olduğu kadar iyi bir kamera edinin. Eğer bütçeniz uygun değil ise, akıllı cep telefonunuzu da kullanabilirsiniz.
d) Çektiğiniz filmleri gözden geçirip, yeniden düzenleyebileceğiniz bir bilgisayara ve yazılıma ihtiyacınız var. Daha ciddi bir yazılım ihtiyacını karşılayamıyorsanız, “movie maker” veya “iMovie” yazılımları ücretsiz ve kolay bir çözüm olacaktır.
e) İyi bir ışıklandırma çok önemlidir. Işık, gölgelerini de kullanarak, mekânın ortaya çıkması sağlar. Işık, aktörü ön planda tutmalı ve gölgeleri mümkün olduğu kadar azaltmalıdır. Asgari 3 noktadan, ışıklandırma sağlanması gerekir. Siyah ve beyaz kontrastını kullanarak, yüksek kontrastla tansiyon arttırıcı ve düşük kontrastla, hayal yükseltici imajlar elde edebilirsiniz. Pembe ve sarı gibi ılık renkler, filminizi seyredenlere mutluluk ve rahatlama verecek iken; maviler ve daha koyu tonlar filminizi daha ciddi bir havaya sokar.
f) Seslendirme de çok önem taşır. İnsan sesi, müzik ve ses efektleri filmi seyirciler için çok daha anlamlı hale getirir. Aktörlere bağlı olan mikrofonlar ve dış mikrofonlar filmlerde görünmez. Büyük filmlerde seslendirme, ses kaydı, mikrofonların yerleştirilmesi, ses karışımlarının sağlanması gibi işler çeşitli teknisyenlerce yapılır.
Devam edeceğim.
