Yaprak Aras

Yaprak Aras

-

Tüm Yazıları

31 Mayıs Cuma. Saat 04.30 civarı. İzmaritleri toplarken birazdan başımıza gelecekleri bilmiyoruz. Polisin uyarmadan oturanlara, uyuyanlara saldıracağını; bize sıkılan biber gazıyla beraber bir milletin uyanacağını.
Lakin birkaç saat boyunca binlerce insanla beraber gazımızı yedik, sonunda da evimizin yolunu tuttuk. Uyandığımızda artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Sadece Gezi Parkı yerine Topçu Kışlası yapılmasına karşı olanlar değil; özgürlükleri kısıtlananlar, ötekileştirilenler, ezilenler, güzel yarınlar görmek isteyenler...

Haberin Devamı

Para yerine itibarı seçenler

Protestolardaki yaratıcı ve komik şeylerden biri de online alışveriş kulübü Markafoni’nin Direnfoni olarak yeniden yorumlanmasıydı.

Moda markaları arasında da bu durumu hızlı okuyanlar oldu. Sosyal medya, kriz durumlarında markalar için önemli bir kanal. Zira herkes tepkisini buradan hızla gösterdi. İlk adımı Boyner attı. Park yerine yapılması planlanan bir AVM’de yer almayacağını sosyal medya kanallarından şöyle duyuruyordu: “Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş olarak Gezi Parkı projesinde yer almayacağımızı tüm takipçilerimiz ve müşterilerimize saygıyla duyururuz.”
Takip edebildiğim kadarıyla Herry, Silk&Cashmere, Beta, YKM, Sarar, Twiggy ve Ayakkabı Dünyası da Gezi Parkı’na yapılacak bir AVM’de yer almayacağını açıklayan diğer markalardan bazılarıydı. Mavi de sosyal medyayı kullanarak “Bize ulaşan böyle bir proje olmadığını, olsa da yer almayacağımızı ve olayları üzüntüyle karşıladığımızı belirtmek isteriz” mesajıyla tavrını ortaya koyuyordu. Yabancı basında da yankı buldu bazı markaların bu tutumu. Moda dünyasının en önemli yayınlarından günlük WWD gazetesi, Beymen’in protestocuların yanında olduğunu duyurmakta geç kalmadı. “Yeşil alana AVM yapılmasına karşı olan halka polis, biber gazı ve tazyikli su kullanıyor” diyor, Cem ve Ümit Boyner’in “Halkın ve müşterilerimizin bu kadar karşı olduğu bir projede yer almamız mümkün değil” sözlerini milyonlarca okuyucusuna duyuruyordu.
Bu markaların açıklamalarını marka değerlerini koruma çalışmalarından çok, samimiyete bağlıyorum. Zira çoğunun sahibini, çalışanını, temsilcisini günlerdir parkta görüyorum. Potansiyel müşterileri olan ve trendleri belirleyen gençlik de kendini ‘çapulcu’ olarak tanımlıyor. Bu nedenle halka verdikleri moral ve güvenle uzun vadede kazanan, onlar olacak.
Olaylar devam ederken sosyal medya üzerinden konu dışında paylaşım yapan markalar eleştiriliyor, ayıplanıyor. Açık destek gösterilmediğinde yapılması gereken en doğru şey de bu zaten. Aksi bir adım, paranın yanı sıra güven ve itibarın da kaybına neden olabilir.
Kötü itibarın sosyal medyada çok hızlı yayıldığını aklımızda bulunduralım. Ama ondan da önce insanlığımızı unutmayalım.