Yalçın DOĞAN
Hücrede iki mahkum. Biri idamlık, diğeri 36 yıl hapis. Sinop Cezaevi...
İdamlık olanın
"bir başka görevi" daha var. Belki de bir
"kurtuluş kapısı" onun için. Hücrede birlikte olduğu diğer mahkumu
"öldürmek!.." Ancak, idam mahkumu
"devletin kendisine verdiği cinayet görevini" yerine getirmiyor. Hücrede yeni tanıştığı insanı öldürmektense, ipe gitmeyi tercih ediyor!.. 36 yıl hapse mahkum olan, 14 yıl yattıktan sonra çıkıyor.
Sinop Cezaevinde idamlık mahkumun öldürmekten vazgeçtiği kim?..
"Eşber Yağmurdereli..." Yani, şu anda yeniden hapisaneye gidecek olan ünlü avukat...
Eşber Yağmurdereli 1978'de Samsun Ağır Ceza Mahkemesinde 36 yıl hapse mahkum oluyor. 1991'de infaz yasasındaki bir değişiklikten yararlanarak dışarı çıkıyor. Kalan 23 yıl
"koşullu af" kapsamına giriyor.
"Eğer yeni bir suç işlerse, kalan 23 yılı yatmak için yeniden hapse girmek" zorunda.
Yağmurdereli Sinop Cezaevinde idam mahkumu ile yaşadığı gerçeğin öyküsünü yazıyor. Öykü,
"Akrep" adıyla tiyatroya uyarlanıyor, Ekim'de AST'ta sahneleniyor.
O
"Akrep" sahnede, ama
"başka akrepler" aramızda, demokrasiyi zehirlemekle meşgul.
Yağmurdereli şimdi yeniden neden mapusluk yolunu tutuyor?..
"Yaptığı bir konuşma" nedeniyle!.. Yani,
"düşünce suçu..." Terörle Mücadele Yasasına muhalefet etmekten...
Dışarı çıkmış olmasına rağmen, yedi yıldır pasaport verilmiyor. Yağmurdereli'nin olayı bir dram. Ama, asıl dram Meclis'te yaşanıyor.
Bir ay kadar önce hapisteki gazetecilerin özgürlüğe kavuşmaları için infaz yasasında bir değişiklik yapılıyor ve gazeteciler hapisten çıkıyor.
Bu yasa görüşülürken, Adalet eski Bakanı CHP'li Seyfi Oktay bir önerge veriyor.
"Üç yıldır dışarda olup, yeni bir suç işlememesi halinde, eski cezasının silinmesini" öngören bir önerge. Seyfi Oktay kürsüde önergeyi savunurken, açıkça
"Eşber Yağmurdereli'yi kurtarmak için hazırladığını" söylüyor.
Önergeye ANAP ve DYP
"ret oyu" kullanıyor. CHP ile RP
"evet" diyor. Olay DSP'de düğümleniyor. Ne yazık ki önerge
"demokratik sol" DSP'nin, demokratlığına teyet geçiyor.
"DSP'nin ret oyu ile" önerge geri dönüyor. Yağmurdereli şimdi
"düşüncesinin ve DSP'nin kurbanı" olarak, 23 yıl yatmak üzere hapis yolunda... ANAP ve DYP'nin tavrını ise, tartışmak bile abes.
Gözleri görmeyen 52 yaşındaki Yağmurdereli herşeyi görürken, gözleri gören DSP'liler nasıl oluyor da, hiç bir şeyi göremez hale geliyor?..
"Düşünce suçu" denildiğinde, mangalda kül bırakmayan DSP'nin şimdilik
"D'si" düşmüş. D'si, yani demokratlığı düştüğünde, zaten
"S'si" , yani solu da kendiliğinden düşer.
Efendiler, yok mu aranızda bir
"yiğit" , bu rezilliği düzeltecek?.. Yoksa,
"akrep" mi soktu hepinizi, beyniniz mi zehirlendi?.. Belki de, yüreğiniz!..
Yazara EmailY.Dogan@milliyet.com.tr