Borsa şirketlerinin ilk yarı sonuçlarına göre bankaların kârı yüzde 24 azaldı. Sanayi ve hizmet şirketlerinde kâr % 8 arttı.
Sanayi de en yüksek kârı açıklayan 15 şirketin artış oranı yüzde 24 ile enflasyonun üzerinde gerçekleşti.
Borsa İstanbul’da şirketler ilk yarı sonuçlarını açıkladı. Sonuçlara bakıldığında banka kârlarında gerileme gözlenirken sanayide çarkların döndüğü, büyük sanayi ve hizmet şirketlerinin ise reel olarak kârlarını artırdıkları görülüyor.
Borsada işlem gören 13 bankanın toplam kârı yüzde 24 azalarak 20.2 milyar TL’den 15.2 milyar TL’ye düştü. KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, bankacılık sektörünün dayanıklılık sınavından geçtiğini söylüyor.
Cantürk, büyüme temposu ve kârlılıktaki bozulma, sektörün finansal dayanıklılığını gösteren parametrelerde bir miktar zayıflıklara yol açsa da uluslararası karşılaştırmalarda hâlâ çok iyi konumda
ABD-Çin ticaret gerginliği piyasaların önündeki en büyük sıkıntı kaynağı. Riskten kaçış altını öne çıkarıyor. Onsu 1.513 dolara yükselen altında ilk hedef 1.530 dolar. Arada geri çekilmeler yaşansa da altında yön yukarı
Piyasalarda riskten kaçış fiyatlanıyor. Altının ons fiyatı 2013 yılından bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Küresel çapta 15 trilyon dolarlık eksi faizli tahvil stoku bulunuyor. FED’in faiz indirme ihtimali ve merkez bankalarının altın toplaması, altına yönelik ilginin canlı kalmasında belirleyici bir etkiye sahip. Kısa vadede teknik olarak hedefin 1.530 dolar seviyesinde bulunuyor. 2019 yılına altının yükselişinin damga vuracağı anlaşılıyor.
Merkezler topluyor
Dünya Altın Konseyi raporuna göre, küresel altın talebi, bu yılın ikinci çeyreğinde 2018’in aynı dönemine göre yüzde 8 artarak 1.123 ton oldu. İkinci çeyrekte merkez bankalarının altın alımı, yüzde 47 artışla 224,4 ton olarak gerçekleşti. TCMB, altın rezervlerine yılın ilk yarısında net 60,6 ton ekledi. Küresel altın talebi,
Bundan tam 1 yıl önce spekülatif atakla dolarda 7.20 TL’nin görüldüğü kur şokunda sakin kalan ve TL’ye güvenenler kazandı... “Daha da yükselir” paniği ile dövize hücum edenler zararlı çıktı
Son 1 yılda dolar kuru 7,23’lü seviyelerden 5,48’lere geldi. 5,50’nin de altına kayan dolar kurunun seyri, bu süreçte TL varlıklara güvenenlerin kazançlı çıkmasını sağladı. Şimdi sıra tarihi fırsatlar sunan borsada. Banka hisselerinin üçte ikisi defter değerinin altında. Geçen yıl yaşanan ağustos kur şokunun üzerinden tam bir yıl geçti.
Bu süreçte dolar kuru 7,23 TL seviyesinden 5,48’lere kadar geriledi. Ağustos ayına 4,91 seviyesinden başlayan dolar kuru 2018 Ağustos’unda 10 gün içerisinde sürekli yükselmiş ve 7,23’e kadar tırmanmıştı.
Dolar kurunda bu seviyelerden başlayan gerileme yıl boyunca dalgalanmalar yaşanmasına rağmen alçalan bir trendde devam etti. Tüm bu dönemlerde başta Hükümet olmak üzere, piyasanın etkili oyuncuları ‘yatırımcılara
Temmuz ayında borsaya Birleşik Arap Emirlikleri’nden 18 milyar TL geldi. Sayısı 23 olan Birleşik Arap Emirlikleri yatırımcısının portföy değeri 2 milyar TL’den 20 milyar TL’ye yükseldi.
Borsa İstanbul’da mayıs ayından bu yana başlayan yükselişte yabancıların hayli etkili olduğu gözleniyor. Alımlar temmuz ayında da devam etti. Bu sürede en fazla dikkat çeken artış ise Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli yatırımcılardan geldi. BAE merkezli yatırımcıların 2 milyar TL olan portföy değeri 18 milyar TL artırarak 20 milyar TL’ye çıktı. Bu ülkeden net bir şekilde nakit girişi yaşandığı gözleniyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) verilerine göre, Borsa İstanbul’da portföyü olan yabancı yatırımcılardan en yüksek paya sahip olan ilk 10 ülkenin portföy değeri mayıs ayında yılın en düşük seviyelerine gerilerken Haziran ayında 155 milyar TL’ye, Temmuz’da ise 181 milyar TL’ye yükseldi. Temmuz ayında 9 ülkenin portföy değerindeki ortalama artış yüzde 7 olurken, Birleşik Arap Emirlikleri’nin portföy değeri
Dolar ne yükselebiliyor ne de düşüyor. Peki, dar bir alana sıkışan dolar nedeniyle döviz mevduatları çözülebilir mi? Mevduata alternatif yatırım araçları geliştikçe bu hareket belirginleşecek.
Küresel konjonktürün etkisi, Hakan Atilla’nın serbest kalması, S-400 geriliminde beklenildiği kadar stres yaşanmaması piyasalara olumlu yansıdı. TCMB faiz kararının da geride kalmasıyla birlikte şimdi gözler dolarda ve döviz mevduatlarında. Döviz mevduatları çözülür mü? Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı halihazırda 186 milyar dolar seviyelerinde bulunuyor. Yönelimler takip edildiğindeyse dövize ilgide bir azalma olmadığı görülürken pozisyonlar korunmakta. Peki, neden dövizdeki pozisyonlar korunuyor?
Veriler, Türkiye’deki tasarrufların yüzde 75’inin TL ve döviz mevduatında olduğunu gösteriyor. Bunun ana nedeni yatırımcıların en güvenli liman olarak TL ve döviz mevduatını görmesiyle yakından ilgili görünüyor. Öte yandan fonlara yönelen para da ağırlıklı olarak likit
TCMB Başkanı’nın değişimi ile Cumhuriyet tarihinde en fazla konuşulan faiz toplantısı haline gelen 25 Temmuz PPK toplantısında TCMB, faizi 425 baz puan indirdi. Faiz indiriminin yıl sonuna kadar devam edeceği öngörülüyor.
Piyasaların günlerdir beklediği faiz toplantısında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faizi 425 baz puan indirdi. TCMB Başkanı’nın değişmesi ile birlikte büyük bir merakla beklenen faiz kararı dün toplanan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında belirlendi.
Enflasyon oranının 15,72, gösterge faizin 17,43 olduğu bir ortamda Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 24’ten yüzde 19,75’e indirilmesine karar verdi. Kararın gerekçesi olarak enflasyon vurgusu öne çıktı.
Yapılan açıklamada, enflasyon görünümündeki iyileşmenin devam ettiği vurgulanurken yılın ikinci çeyreğinde işlenmemiş gıda ve enerji fiyatlarındaki yavaşlamanın da katkısıyla enflasyonda belirgin bir düşüş sergilendiği belirtildi. İç talep gelişmeleri ve parasal sıkılaştırmanın etkilerinin
Faiz indirimi en fazla banka, gayrimenkul, beyaz eşya ve otomotiv sektörünü etkileyecek. 25 Temmuz PPK kararını bekleyen piyasalar faiz indirimine kilitlendi. Borsa 101.849’a yükseldi. Dolar 5,6592’ye düştü, gösterge faiz 17,68’e geriledi
Merkez Bankası Başkanı’nın değişmesi ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları sonrasında piyasalar faiz indirimine odaklandı. Gösterge faizin 17,68 seviyesine gerilemesiyle birlikte faiz indirim beklentisi de güçlenmiş durumda. 150 baz puandan 400 hatta 500 baz puana kadar faiz indirim beklentileri korunuyor. Peki, TCMB’nin faiz indirimi nasıl olacak ve piyasalar nasıl bir tepki verecek?
Gelişmelere, Cumhurbaşkanı’nın ve yeni TCMB Başkanı’nın konuşmalarına bakınca faiz indiriminde manevra alanının oluştuğu gözleniyor. Bu da 200 hatta 300 baz puanın üzerinde faiz indirim beklentilerini artırıyor. Genel beklenti ise 400 puana çıkmış durumda. Gösterge faizin 26,53’lerden 17,68’lere geldiği düşünüldüğünde 400 baz puanlık bir indirimin dahi fiyatlandığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Bankalar
Vatandaşın parasının yüzde 75’i TL ve dolar mevduatta. Bu nedenle faiz ve dövizdeki gelişmeler diğer tüm yatırım araçlarına göre vatandaşın daha fazla ilgi alanında kalıyor.
Türkiye’de hane halkının toplam finansal varlığının yüzde 75’i TL ve döviz mevduatında. Yüzde 29’u tahvil ve bonoda. Sadece yüzde 4 dolayındaki bölümü yani 323 milyon TL’si borsada hisse senetlerinde. Bu nedenle yatırımcılar borsadaki fiyatları izlemekle birlikte döviz ve faizdeki dalgalanmaları daha fazla takip etmekte.
TSPB verilerine göre trend olarak 2015 yılından bu yana yurt içi yerleşiklerin döviz ve TL mevduat toplamı yüzde 67 seviyesinden yüzde 75’e yükseldi.
Avantaj sağladığı ölçüde döviz ve faiz mevduatı arasındaki döngüde hareket eden birikim sahipleri, TL mevduatlar cazip seçenekler oluşturduğunda TL mevduatta kalmakta, dövizin cazip olduğu dönemlerde ise döviz mevduata yöneliyor.
Dövize yönelim ağırlıklı olarak risklerin arttığı dönemlerde görülüyor. Yurtiçi ve yurtdışı gerilimler kur hareketlerini de beraberinde güçlendiriyor.
Veriler, bir miktar gerileme olsa da döviz pozisyonunun yüksek olduğunu gösteriyor. TCMB tarafından açıklanan haftalık Para ve Banka İstatistikleri Raporuna göre, yurtiçi yerleş