0-6 yaş arası çocuğu olan ebeveynlerle gerçekleştirilen “Dijital Çağda Ebeveynlik” araştırmasına göre, ülkemizde çocuklar, teknolojiyle henüz 2 yaşındayken tanışıyor
Ebeveynlerin en çok zorlandığı konuların başında teknoloji karşısında çocuklarına doğru model olmak geliyor. Türk-Alman Üniversitesi tarafından geçen yıl, Türkiye çapında 0-6 yaş aralığında çocuğu olan 1.000 ebeveynin katılımıyla gerçekleştirilen “Dijital Ebeveynlik Türkiye” araştırmasının sonuçları, bir süre önce yayınlandı. Buna göre, Türkiye’de teknolojiyle tanışma yaşı 2. Ebeveynler, internetin içerdiği tehlikelerin farkında olmakla birlikte, bu konuda bilgi sahibi olanların oranı çok düşük. Türk-Alman Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Elif Posos Devrani araştırmayla ilgili, “Aileler, riskleri tanıdıkça ve hangi adımları atabileceklerini öğrendikçe, teknolojiyi tehdit olarak değil, fırsat olarak görmeye başlıyor. Bu değişim de iki yoldan geçiyor: ailelerin dijital okuryazarlık
Günümüz dünyasında İngilizce bilmek olmazsa olmazlardan ancak yabancı dil öğrenimi, eğitim sistemimizin kanayan yarası. Prof. Dr. Cem Balçıkanlı ve Prof. Dr. Kemal Sinan Özmen ile yabancı dil eğitiminde yapılması gerekenleri konuştuk
Hepimiz çocuklarımızın geleceğin zorlu dünyasına en donanımlı şekilde hazırlanmalarını istiyoruz. Yabancı dil öğrenimi de bunların başında geliyor. Pek çok aile tüm imkânını zorlayarak, İngilizce eğitimi aldırmaya çalışıyor. Ancak sonuçlar ortada. Küresel İngilizce Yeterlik Endeksi’ne göre, Türkiye bu yıl 69’uncu sırada. Nerede hata yapıyoruz? Kanayan yaramız yabancı dil eğitimini ve yapılması gerekenleri, “Çocuğum İngilizce Öğreniyor” kitabının yazarları, Gazi Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Cem Balçıkanlı ve Prof. Dr. Kemal Sinan Özmen ile konuştuk.
Prof. Dr. Cem Balçıkanlı: “Ne kadar erken o kadar iyi”
Tüm dünya İngilizce konuşuyor, biz hâlâ neden yabancı dil konusunda zorlanıyoruz? Sorun
Delta varyantı ve Kovid pozitif hasta sayılarındaki yükselişle birlikte, hamile kayıpları ve yoğun bakım yatışları da çok arttı. Bu dönem anne adayları için daha da zor geçiyor. İkinci çocuğunu kucağına almak için gün sayan şarkıcı Bengü ve ilk bebeğini bekleyen 5.5 aylık hamile oyuncu Ayça Erturan endişeli günleri yaşayan anne adaylarından. İki ünlü isimle pandemide geçen hamilelikleri ve aşı olma kararlarını konuştuk.
“Aşı için doğumu beklemek büyük bir risk”
Türkiye’nin en büyük pandemi merkezlerinden Sancaktepe İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kadın Doğum Klinik Şefi Prof. Dr. Niyazi Tuğ’a merak edilenleri sorduk.
Kovid’li hamilelerin sayısı neden bu kadar arttı?
Önceki dalgalara kıyasla Kovid (+) gebelerde hastaneye yatış oranları, yoğun bakım yatış oranları ve ölümler yaklaşık 3 kat arttı diyebiliriz. Bu artış bilhassa gebeliğin ilerleyen dönemlerinde belirginleşiyor. Artışın sebebi kesin olarak bilinmemekle beraber içinde bulunduğumuz son dalgada “delta” ve “delta
Enerjisi, azmi, dik duruşu, eğlenceli halleri, cesareti ve pembe saçlarıyla kalbimizde taht kurdu. A Milli Kadın Voleybol Takımı’mızın yıldızlarından Ebrar Karakurt ile İtalya’daki yeni takımı Novara’ya gitmeden önce bir araya geldik
Spora okulda masa tenisiyle başladı, yetenekliydi de. Sonra yeni okulunda masa tenisi olmadığı için voleybolun yolunu tuttu. Hikâye bu şekilde yön değiştirmeseydi A Milli Kadın Voleybol Takımı’mızın yıldız oyuncusu Ebrar Karakurt’un sahadaki enerjisi, ışığı, mücadeleci ruhuyla belki yakından tanışmamış olacaktık. Filenin Sultanları, Olimpiyatlardan Avrupa Şampiyonası’na verdikleri mücadelede takım ruhunu onları izleyenlere sonuna kadar hissettirdi. İki yıldır milli formayı giyen Karakurt sahada yenilgiyi kabul etmeyen duruşuyla yeri geldi takım arkadaşlarını da ateşledi. 21 yaşındaki sporcu transfer olduğu Igor Gorgonzola Novara için şimdi İtalya yolcusu. Türkiye’den ayrılmadan hemen önce buluştuğumuz Karakurt ile çocukluğu, hayalleri, çalışma temposu ve hedeflerini konuştuk. Başta kendi kızım olmak üzere, bugün
Okulların bir kısmı açıldı, bir kısmı yarın açılıyor. Kafalardaki soru işaretleri ile yüreklerdeki tedirginlik ise bitmiş değil. Kapanma olmadan, sağlıklı bir eğitim yılı için, okullar ve öğretmenler neler yapmalı?
Yüz yüze eğitim tüm kademelerde yarın itibarıyla başlıyor. Millî Eğitim Bakanlığı, Kovid-19 tedbirleri kapsamında yapılması gerekenleri önlem paketi olarak tüm okullara gönderdi. Ancak kafalardaki soru işaretleri ve tedirginlikler bitmiş değil. Aşı olmayan öğretmen ve velilerin varlığı, aşılarını tamamlamış olanları tedirgin ediyor. Bu süreçte okullar hazırlıkları tamamlamaya çalışırken öğretmenleri de zorlu bir dönem bekliyor.
Konuştuğum deneyimli bir öğretmen “Bize çok iş düşüyor” diyerek başlıyor anlatmaya: “Okula girişte nöbetçi öğretmenler, ders esnasında ise ders öğretmeni olarak sınıfta hastalık belirtisi gösteren öğrencileri aileleriyle görüşerek test yapmaya yönlendireceğiz. Kış aylarına kadar derslerde pencerelerin açık olmasına dikkat edeceğiz. Öğrenciler okulda
Okullar, önce okul öncesi ve 1. sınıflar için, 6 Eylül’de ise tümüyle yüz yüze açılıyor. Hepimizin temennisi tüm yıl sorun yaşanmadan açık kalması. Peki, bu süreçte adaptasyonu nasıl sağlayabiliriz?
Uzun bir süre yüz yüze eğitimden uzak kalan çocuklar için zorlu bir süreç başlıyor. Hem adaptasyon süreci hem de Kovid endişesi nedeniyle kaygılıyız. Çocuklar kendi hijyen sorumluluklarını yerine getirebilecek mi? Ve bu yeterli olacak mı? Kafalarda pek çok soru işareti var. Biz ebeveyn olarak kendi duygularımızın ne kadar farkındaysak, çocuklar da o kadar rahat oluyor; bu bir gerçek.
Okula hazırlık, adaptasyon ve kaygı yönetimi için yapılması gerekenleri, Çocuk Gelişim ve Özel Eğitim Uzmanı Özge Selçuk Bozkurt ile konuştuk:
“Çocuklar da bizim taşıdığımız kaygıları taşıyor. Sürekli hatırlatmanın verdiği bıkkınlık, kimi çocukta hatırlatılmadan sürekli kendini kontrol altında tutma, her şeye dikkat etmeye çalışma olarak da görülebilir. Özellikle ev
Son dönemde, sosyal medya üzerinden “çocuk kabul etmeyen mekânlar” konusunda hararetli bir tartışma sürüyor. Başka ülkelerde de durum çok farklı değil
Oteller ve restoranlar başta olmak üzere bazı mekânlar, “huzurlu bir atmosfer” sağlamak ve çocuksuz gelen müşterileri memnun etmek, etrafa verilebilecek zararı azaltmak gibi gerekçelerle çocuk almıyor ya da yaş ve saat sınırı koyuyor. Çocuksuz alanlara ihtiyacımız olduğu bir gerçek, peki bunu ayrımcılık yapmadan nasıl çözeceğiz? Belki de gürültü yapan ve kurallara uymayan yetişkinlerin giremediği mekânlar yaparak…
Biz ne yaşadık?
Geçen hafta arkadaşım ve kızımla Bodrum Zai’ye gittik. Uzun zamandır merak ediyor, bir kahve içmek ve mekânı gezmek istiyordum. Ancak gitmeden önce, 15 yaş altındaki çocukları kabul etmediklerini öğrendim. Önce şaşırsam ve arkadaşımla oturamayacağım için üzülsem de benim açımdan sorun olmadı. Kızım nedenini öğrenmek ve kapıdan bakmak istedi. Çünkü yasaklar her
Olimpiyatlardan 13 madalyayla dönen sporcularımız göğsümüzü kabarttı. Çocukları spora yönlendirme ve sporcu yetiştirme konusunda yeniden umutlandık. Peki, ama hangi yaşta, hangi spor? Spor motivasyonu nasıl sağlanır? Prof. Dr. Turgay Biçer ile olimpiyat sporcusu olma yolculuğunu konuştuk
Pandemi ve orman yangınlarının yol açtığı sıkıntılı günlerde, olimpiyatlardan 13 madalyayla dönmemiz biraz olsun nefes almamızı sağladı. Gencecik sporcularımızın büyük başarıları hepimizi gururlandırdı. Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı ve Egzersiz ve Spor Psikolojisi Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Turgay Biçer ile çocukların spora yönlendirilmesi ve sistemin işlemesi için gerekli adımları konuştuk.
Çocuğumuzun yeteneğini nasıl keşfedebilir ve nasıl destekleyebiliriz?
Her çocuk bazı yatkınlıklarla doğar buna yeti denir. Yetenek bu yetilerin işlenmesiyle olan bir durum. Önemli olan çocuğun ilgisi ve çevrenin uygunluğudur. İlgi neredeyse enerji oradadır. İlgisi doğrultusunda yönlendirilen çocuk; bulunduğu ortam uygunsa ve