Bodrum’un gastronomi potansiyelini iyi anlatan örnekler giderek çoğalıyor.
Bodrum, her mevsim ayrı bir güzellik vadeder. “Küçük İstanbul” görüntüsünden kurtulup kendi kimliğini bulduğunda, şu anda bulunduğu konumun çok daha yukarılarında bir dünya markası olacağına inanıyorum. Üstelik tam da Michelin Rehberi kapsamına alınmışken, İstanbul’un yazlığı olarak görülmek Bodrum’a yakışmıyor. İyi bir markalaşma stratejisi ve kendi işletmeleriyle projeler geliştirmesi gerekiyor. Bağarası, Kısmet, Sade Bir Ege Mutfağı, Limon gibi yerel markaların gördüğü ilgi aslında en güzel gösterge. Maça Kızı da lüks segment olarak dünya çapında bir örnek. Güneş, kum ve insanı baştan çıkaran maviliği, bölgenin gastronomik zenginliğiyle tamamlanınca Bodrum’un uluslararası yeri her gün daha da sağlamlaşacaktır. Hikâyelerle bezeli Mazı, Aspat, Kargı, Bardakçı, Peksimet gibi koyları; Gambilya favası, otlu börekleri, Çökertme kebabı, sürprizleriyle şaşırtan Mumcular’ı, artık yok olmaya başlayan meşhur mandalina bahçeleri ve değerlendirilmeyi bekleyen bereketli coğrafyası, hepsi efsanenin önemli kesitleri. Ünlü markaların Bodrum şubeleri, bugün açılıp bir sonraki yıl kapanan dünyaca ünlü işletmeler Bodrum’u yazlık yer imajından kurtarmaz.
Gastronomi atağı
Bütün bu süreçte özellikle otelleri farklı değerlendirmek lazım. Bodrum’un avantajlarından biri de otellerin, konaklama algısının ötesinde bir bakış açısıyla gerçekleştirdikleri öncü projeleri. Giderek artan fiyatlara ve diğer taraftan bu duruma bağlı yavaşlayan turizme karşı güçlü bir gastronomi atağıyla meydan okuyorlar.
Michelin yıldızlı şeflerle imzalı menüler oluşturan Duja Otel ve yıllardır yaptığı çalışmalarla “Gastrootel” konseptine adım adım yaklaşan Hapimag Sea Garden Resort Bodrum’un “Lezzet Günleri” etkinliği bölgenin gastronomi potansiyelini iyi anlatan örnekler.
Alıştığımız otel kavramından çok ötelerde bir misyon üstlenen işletmeler.
Tadım notları
Yıldızlı şeflerin mutfağa girdiği Duja Otel’deki etkinlikte Şef Diego Guerrero’nun konuğu oldum. İrmik, un, mantar sosu, çam fıstığı ve fermantasyonlu tereyağıyla yapılan Anchovy Lasagna (Hamsi lazanya) bana göre menünün imza yemeğiydi. Midye, kalamar ve kabuklu istiridyeyle yapılan kabuklu deniz ürünleri tabağı çiçek bahçesi gibiydi. Şef, baharat yolu (Spices Route) adını verdiği yemeğinde Mezopotamya’ya atıfta bulunuyor. Diego Şef mutfakta uyguladığı farklı tekniklerle gündeme gelen bir isim. Şöhretinin de hakkını veriyor. Madrid’deki El Club Allard’la iki Michelin yıldızını almış. Şef Diego, Türk mutfağının tüm mutfak kültürlerinin temeli olduğunu belirtiyor.
Yerele tam destek
Lokal değerlere hak ettiği değerin gösterilmesi için öncü rol üstlenen Hapimag Sea Garden, soğuk sıkım usulü ile zeytinyağını kendi üretiyor, Bodrum mandalinası, keçiboynuzu kurabiyesi ve karakılçık buğday ekmeği gibi yerel lezzetlere yönelik reçeteler geliştiriyor. Hapimag Türkiye, İspanya, Hollanda, Portekiz Operasyonları Ülke Direktörü Kerem Demirkol’un yıllar önce yönetime gelmesiyle tesisin uluslararası çıtası daha da yukarılara taşındı. Otelin Executive Chef Orhan Demirok liderliğinde deneyimli bir lezzet ekibi var.
Şef Diego mutfakta farklı teknikleriyle gündeme gelen bir isim.
Hatay’la başladı
Bu yıl UNESCO kentimiz Hatay ile başlayan Lezzet Günleri, 23-25 Ağustos’ta Gaziantep ve Adana ile devam ediyor. Antakya’nın ünlü şefleri, ustaları, araştırmacıları 60’dan farklı sunumla lezzet şölenini yerli ve yabancı turistlere tanıttılar. Lezzet Günleri’nin bir başka amacı da deprem bölgesine destek. Kerem Demirkol’un sohbetimiz sırasında, “Bölgenin kadim kültürünü korumak ve yaşatmak, dünya genelinde tanınırlığını artırarak en kısa zamanda sahip olduğu potansiyele kavuşmasına destek olmak için sorumluluk almaya devam edeceğiz” diyerek sosyal sorumluluk konusundaki duruşlarını da sergiliyor.