Bence, Prens Adaları’nın en güzeli, tartışmasız Burgazada’dır. Bir düş adasıdır. Diğer adalardan daha sakindir, İstanbul’un Büyükada ve Heybeli’den sonra üçüncü büyük adasıdır. Adı usta öykücü Sait Faik Abasıyanık’la bütünleşmiştir. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Türkler... Kökleri farklı olsa da Adalı ruhuyla bir aradalar ve çok kültürlü sofra zenginlikleri restoranlarına da yansımış durumda. Burgaz’da aslında ne araca, ne faytona ihtiyaç vardır. Yürüyerek de adanın çevresini keşfetmek mümkündür. Çam ormanları, koyları ve ahşap köşkleri ile adeta metropolden bir kaçış noktasıdır.
Burgazada’da nerede ne yenir?
Burgazada restoranlarının sayısı sınırlı da olsa gastronomik anlamda adalar içinde hemen öne çıkar. Özellikle balığa dair çeşitlerde zenginlik gösterir.
İskele Çardak: Adalıların vazgeçilmez mekanı. Çıtır çıtır kızarmış kıraçaları yanında enfes roka salatasıyla kendinize ziyafet çekeceğiniz bir yer. Mevsim mezeleri, salataları, ızgara mantarı, fener kavurması ve lokumu dillere destan. Güleryüzlü servis ekibinin harika ev sahipliğini de unutmamak lazım. Bademli Zağ otu da son dönemlerin en sevilenlerinden.
Yeni İdeal Restoran: Ada meze kültürünün en önemli noktalarından. Barba Niko geleneğini sürdüren Hakkı Taş her zaman işinin başında. Gittiğinizde onunla tanışmayı ihmal etmeyin. İdeal’deki her lezzetin ayrı bir tadı başka bir hikâyesi var. Dülger balığı vazgeçilmezim. Ada kıraçası, ızgara sardalyesi, kaşar suflesi ve o biçim ciğeri mutlaka tadılmalı.
Barbayani: Ünü adaları aşan bir lezzet köşesi. Bütün mezeleri nefis ama favorim kırmızı soğanlı favası. Enginar kalbi ve güveçte ahtapotu da çok özel.
Kalpazankaya: Muhteşem bir manzarayı kucaklayan Kalpazankaya köklü bir aile işletmesi. Oldukça zengin bir menüsü var. Genellikle ana meze reçetelerini ada tarzına uygun olarak yorumluyorlar. En ünlü yemeklerinden biri kuyuda pişen tandır kebabı. Her çarşamba-cumartesi ve pazar tandır günü. Rezervasyonlı gitmekte fayda var. Peynir ve deniz ürünleriyle yapılan kalamarı, ızgara balığı ve suflesi tadılmalı.
Ergün Pastanesi: Adalıların vazgeçilmezi. Kahvaltısı, pastaları, unlu mamülleri her şeyi özel ama ah o Ballı baba ve milföyü yok mu…
Sinem Dondurmacısı: Burgazada’nın ünü sınırları aşan dondurmacısı. Bence İstanbul’un en iyilerinden. Sırf bu dondurmayı yemek için bile adaya gidebilirsiniz.
Yeşilin her tonu Heybeliada’da
İstanbul’daki en yeşil ada. Yeşilin her tonunu barındıran doğası, çam ormanları, rengarenk erguvanları, tarihi köşkleriyle tatil günlerinin tercih rotası. Lezzet meraklıların da sevdiği bir destinasyon.
Kıyı’daki Mavi Restoran: Adanın klasiklerinden. Lezzetleriyle birlikte servis standartı da değişmiyor. Patlıcan salatası, paçanga böreği, iskorpit ve sakız sütlacıyla fark yaratıyor.
Zehra Restaurant: Şef Mahir Bekar’ın günlük mezeleri her daim çok lezzetli. ‘Ada Güzeli’ en sevilen mezelerden. Taze mevsim otları, kuru kayısı, kuru incir ve bademin nasıl bu kadar uyumlu olduğuna şaşıracaksınız. Bir diğeri zeytinyağı ve kabakla yapılan sıyırtma, tadına doyum olmuyor.
Ada Restaurant: Klasiklerden. Her daim uygun fiyatlarla lezzetli tadımlıklar bulmanız mümkün. Mezeleri ve mevsim balıkları gerçekten denemeye değer.
Mehtap Pastanesi: Yine Ada klasiklerinden. Herkesin bir anı edindiği kıymetli yerlerden. Boyozu ve kesme poğaçaları mutlaka tadılmalı.
Heyamola Restaurant: Hem kahvaltı edip hem yemek yiyebileceğiniz, bazen de canlı müzik dinleyebileceğiniz bir ada mekanı.