Adnan Şahin ülkemizin önde gelen Anadolu mutfağı araştırmacılarından. Son yıllarda bilgi ve birikimini keyifli bir dille aktardığı, televizyon programları çok konuşulur oldu. Şimdi de “Adnan Şahin ile Büyük Sofra” adını taşıyan ve izleyicisine farklı bir lezzet deneyimi vadeden yeni bir TV programına imzasını attı. Özellikle pandemiyle hem dijitalde hem de ulusal kanallarda yemek programlarının sayısının arttığı herkesçe malum. Tarifler ortalıkta dolaşsın dursun da aslında benim meraklısı olduğum yemeğin kültürünü anlatan, araştıran ve keyifle izleyeceğim gerçek hikâyeler.
Adnan Şahin, Anadolu’daki yemek kültürünü anlayabilmenin uzun soluklu bir serüven olduğunu söylüyor ve sırrını veriyor:
“Programlarımdaki amacım izleyiciye farklı bir bakış açısı aktarmak ya da gastronomik anlamda var olan fikirlere katkı sunmak. Uzunca bir süredir Anadolu halk mutfakları konusunda araştırmalar yapıyorum. Anadolu’nun yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Yiyecek ve içecek kültürlerini bilmek ve tanıyabilmek karın doyurmaktan çok daha uzun soluklu bir serüven. Aslında her yemek gündelik hayatımızdan izler sunar. Evlerin, çarşıların hatta şehirlerin hatıra defterleridir, iç dünyalarının yansıması, hayat felsefeleridir lezzetler. Temel derdim bu zenginliği paylaşmak.”
Yemek sevdalısı mı gezgin mi?
O kendisini lezzete dair her konuda araştırmalar yapan bir gezgin olarak tanımlıyor. Diyor ki, “Ben iyi bir yemeğin peşindeyim. Seyahatlerimin öznesi beslenme elbette ama bu kelimeye çok daha geniş bir anlam yüklemek lazım.” Yani yemeği, bunlara tat katan unsurları, pişirme ve sunum tekniklerini kapsayan bir beslenme şekli kastettiği. Kısacası seyahat ve beslenme arasında kurduğu doğrudan ilişkiyi de yansıtıyor.
Gerçekten öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, büyük bir hazine. Bitmiyor, tükenmiyor. Tam da anlattığı gibi: “Günümüzden 12 bin yıl önce yerleşim yeri olmuş, çok geniş bir Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşimi. İlk tarım topluluğunun doğduğu bölge. Dünyada adına ilk kaide yapılmış bir aşçı Ateşbaz-ı Veli’nin coğrafyası. Yerleşik mutfak anlayışının temsilcisi. Yemek ve emek ilişkisinin en çıplak hali Mevlevi mutfağının merkezi. Say say bitmez bir Anadolu.”
Nereden nereye bu lezzet yolculuğu?
Adnan Şahin’e göre bu yolculuğun sonu yok. O şehirlerimizi ve yarattıkları kültürü mutfak penceresinden anlamaya ve anlatmaya devam edecek. Günümüzün tartışılan bir konusuna da değiniyor: “Şimdilerde çoğu şeyde sayılar önem kazandı. Daha fazla para daha fazla popülerlik daha fazla takipçi, işte arananlar bunlar. Daha doğruyu arayan pek yok! Hatta daha çok olan doğrudur ikilemi ile karşı karşıyayız.”
Adnan Şahin’le Büyük Sofra programı, ülkemizin mutfağa dair güzelliklerini paylaşıyor ve lezzet düşkünlerini Anadolu coğrafyasının sırlarına yolculuğa çağırıyor. “Amacım hatırlamak, hatırlatmak, unutmamak ve unutturmamak” diyen Adnan Şahin’in söylediğine göre, yolculuk çok daha derinlere. Şahin, geçmişin izlerini sürer ve doğru anlayabilirsek o zaman gelecek daha doğru kurulabilir, düşüncesinde. 13 bölümlük bir programda aralarında Kayseri, İstanbul, İzmir, Muğla, Afyon, Trabzon’un da olduğu 7 bölgeden 13 şehir gezilmiş. Genel anlamda gidilen yerlerde günlük hayatın gastronomik rotası üzerinde durulmuş. Bu vesileyle de bölgelerin mutfak karakterleri anlatılmış. Programın farklı bir özelliği sporla sağlık arasında kurulan ilişkiyi gündeme taşıması. Adnan Şahin’in millî sporcularla bir araya geldiği ve beslenme alışkanlıklarını tartıştığı sürprizli bölümler de var.
Bir not eklemek istiyorum: Adnan Şahin’in eşi Deniz Şahin, ülkemizin en kıymetli ve ödüllü şeflerinden. Deniz Şef, Nişantaşı’nda Sade Beş Denizler isimli kendilerine ait işletmenin de başında. Yani Şahin ailesinde yemek ve mutfak kültürü her daim başrolde.