Üzerinden iki ay geçen depremin ardından üç kutsal bayramın yakın günlere denk gelmesi, dost, akraba herkesin buluşmasını ve kucaklaşmasını sağlayacak
Ramazan Bayramı’na 11 gün kaldı. Hıristiyan ve Musevi yurttaşlarımız da bu arada Paskalya ve Hamursuz bayramlarını kutluyor. Bayram, her dinde eş, dost, akraba herkesin bir araya gelmesi kucaklaşması demek. Aslında deprem dolayısıyla büyük acıların yaşandığı şu dönemde eminim bu kucaklaşmalar herkese iyi gelecek. Bir yanda bahar esintileri diğer tarafta bayram kutlamaları ve heyecanlı hazırlıklar. Kutlama denildiğinde de aklımıza ne gelir? Elbette gelenekler, ritüeller ve bayram sofralarını süsleyen simge lezzetler. Yaşadığımız coğrafyanın tüm bu renkleri bize sunmasını büyük şans olarak düşünmüşümdür hep.
Bugün Paskalya Bayramı
Paskalya Hristiyanlık’taki en eski ve önemli bayramlardan biri. Doğu ve Batı kiliseleri arasında farklılıklar olmakla birlikte Paskalya kutlaması 22 Mart ile 25 Nisan arasındaki bir pazar gününe rastlıyor. Bu yıl Katolik ve Protestanların bayramı 9 Nisan, yani bugün. 16 Nisan’da ise Ortodoksların kutlaması var. Hristiyan âlemi bayram öncesinde et yemenin yasak olduğu 5 haftaya yayılan bir oruç dönemi geçirir. Bayram günü ise âdeta perhizin bittiğini müjdeleyen kuzu eti sofralarda kapaması, çorbası, ciğer sarması gibi farklı şekillerde yer alır. Bayramın belirgin sembollerinden biri de renkli yumurtalar… Yumurta, yeniden dirilişi simgeler. Elbette Paskalya çörekleri ve kekleri de sırada. Çörek kokusu paskalya Bayramı’nın ilk müjdecisidir diyebiliriz. Sadece bayramlarda değil sonrasında da devam eder paskalya çöreğinin saltanatı.
Babka’yı tatmak gerek
Özellikle sakızlı Paskalya çöreği her daim vazgeçilmezim olmuştur. Bir de Doğu Avrupa ülkelerinde geleneksel olarak Paskalya günlerinde, bol çikolatalı ve mayalı hamurla yapılan, tereyağlı tatlı bir ekmek çeşidi olan babka var ki, mutlaka tadılmalı derim. Aslında Polonya’ya ait bir paskalya ekmeğidir Babka, kimilerine göre de lezzetli bir kek. Kakaolusu, tarçınlısı, kurutulmuş meyvelisi derken karşınıza çıkabilecek her halinde bir dilimle kalamayacağınız, ikinci bir dilim için tabağa mutlaka elinizi uzatacağınız bu lezzetli ekmek dil-din-ırk farkı gözetmeksizin herkese kendini sevdirmiştir.
Matza bir sembol
Bu yıl 6 Nisan’da başlayan Pesah 14 Nisan’a kadar devam edecek. Hamursuz Bayramı boyunca mayasız ekmek yenilir. Matza ise bu bayramın sembolüdür. Sadece un ve suyla yapılır. Pişirilirken devamlı karıştırılarak kabarması engellenen mayasız bir ekmektir Matza. Hamursuz Bayramı sofrasının kendi içinde bir ritüeli vardır. Bayram haftası boyunca evlerde farklı bir yemek listesi oluşturulur. En çok pişirilenler ise; tuzlu ya da tatlı servis edilen yumurta, yağla yumuşatılmış kızarmış Matza, erişte yerine Matza ile yapılan kugel, yaban turpu, pancar çeşnisi, balık yemekleri, yine Matza ile yapılmış minik yuvarlak köftelerin içinde olduğu tavuk çorbası ile özellikle Sefaradlar için bayramın önemli bir yemeği olan üzümlü ve safranlı pilav olarak sıralayabiliriz.
Şekersiz bayram olmaz
Bayram, Osmanlı dönemindeki adı olan İyd-ı fıtır isminden Türkçeleştirilmiş. İyd bayram demek, oruç açma anlamına gelen fıtır ise fıtır sadakası ya da fitre olarak bilinir. Şükür sadakası da diyebiliriz. Bir iddiaya göre, bu şükür kelimesi zamanla şekere dönüşmüş. Ramazan süresince sofraların vazgeçilmezi sıcacık pidedir ama bana sorarsanız, sıra bayrama gelince ikramların baş tacı tartışmasız güllaç ve baklavadır. Elbette bayrama adını veren şekeri de unutmamak gerekir.
Bayramlar hangi dinde olursa olsun güzeldir; bayram sofraları ise hayatın tadı ve tuzu.