Hafta sonu kaçamakları şehir karmaşasından uzaklaşmak ve doğanın içinde rahat bir nefes almak için fırsat. Bu konuda en şanslı görünen şehirlerden biri İzmir. Aslında İstanbul da öyle ama pek farkında değiliz sanki. İşte size İstanbul’dan yola çıkıp aynı güzergah üzerinde ziyaret edebileceğiniz lezzet durakları...
Şef restoranlı otel
Beta Home Sapanca Gölü’nün kıyısında sadece bir restoran değil, bahçesiyle farklı büyüklükte oda ve villalardan oluşan bir de otel kısmı var. Doğan-Şebnem Anapa çifti 5 yıl önce aile mülklerini küçük bir otel ve gastronomik bir restorana dönüştürmek için Kırkpınar’a yerleşiyorlar. Uzun yıllar reklam sektöründe çalışan Doğan Şef’in hikayesi de ilginç. Yemeğe olan merakıyla sektör değiştiriyor ve sekiz yıl önce Cihangir’de Crostini isimli kendi işletmesini açıyor.
Sonra da birçok restoranın mutfağında çalışarak şeflik deneyimini pekiştiriyor ardından kendi mutfağının başına geçiyor. Yerel ve mevsimsel malzemelerle özgün menüsünü oluşturan Doğan Şef’in mutfağının en belirgin üç karakteri, sakatat, sos ve meyve. Mutfakta sadece kendi bostanlarından ürünleri kullanmıyorlar, bölgedeki üreticilerden sıkı bir tedarik zinciri oluşturmuşlar. Tam sosyal gastronomi alanında öne çıkan işletmeci ve üretici iş birliğinin verimli örneği. Konaklamak isteyenler için küçük bir not, Beta Home 0-3 yaş arası misafir kabul etmiyor.
Kestane mantarı kreması, Hendek’ten alınan isli et ve sarıkız mantarı soteyle servis edilen bebek patetes terine bayıldım. Patlıcanlı pilav şefin yorumuyla başka bir lezzete bürünmüş. Domates, kum karpuzu, dereotu ve naneyle servis ediliyor. Yerel bir gözleme çeşidi olan ve Sakarya ekşisiyle servis edilen cizleme atlanmamalı. Yufka kıtırıyla yapılan humusta Akçakale nohudu kullanılıyor. Tatlı su balıklarıyla aram iyi değil ama Doğan Şef yayını öyle bir yorumlamış ki mutlaka tadın derim.
Köftesiyle meşhur
Sapanca’dan sonra Sakarya, Serdivan’a uğrayıp meşhur Kazımpaşa köftesini tatmadan yola devam edilmez. Erdoğan Önaydar, 40 yıl önce yaşadığı evin 5 odasının 3’ ünde köftecilik yapmaya başlıyor. Erdoğan Usta’nın evinin arka bahçesinde yetiştirdiği hayvanların etlerinden hazırladığı ve doğup büyüdüğü yer olan Kazımpaşa adını verdiği köftenin lezzeti bir anda tüm bölgede nam salıyor. Kazımpaşa Köftesi dana etinin 4 farklı bölgesi, kaburga, but, gerdan ve döş kullanılarak yapılıyor. Elbette bu kadar değil, bir de içine katılan özel baharat formülü var. Erdoğan Usta’nın evinde başlayan köfte yolculuğu bugün kocaman bir işletme olarak devam ediyor. İşin başında da Erdoğan Usta’nın oğlu Serdar Önaydar var. Restoranda Kazımpaşa Köftesi dışında 20 farklı ızgara çeşidi birbiriyle lezzet yarışında.
Sadece et değil mezeler de göz döndürecek kadar lezzetli. Soka, kuru et, kaymakla servis edilen Boşnak köftesi, sultan sarması, şişte acılı sarma öne çıkan diğer çeşitlerden.
Düzce mutfağının yeni yüzü
Düzce çok eski tarihine ve İstanbul-Ankara arasında yer alan ülkenin en genç ili olmasına rağmen yeni keşfedilen destinasyonlarımızdan. Ethem Sassin de, bence Düzce’nin yeme içme anlamında en büyük sürprizlerinden genç bir şef. Ethem Şef uzun yıllar özellikle yurt içi ve dışında edindiği deneyimleri kendi topraklarında yaşatmak üzere 6 ay önce memleketine dönüyor. Önemli bir neden de ailesiyle daha çok zaman geçirebilmek. Ethem Sassin, Organize Sanayi Bölgesi’nde doğanın içinde güzel bir restoran açıyor adını da DOSB koyuyor. Klasik yemekleri ve de yöreye özgü tatları ile özgün bir menü oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde “Rotamız Düzce” projesi nedeniyle gittiğim Ethem Şef’in restoranında, karalahana çorbası, tadını halen unutamadığım Abhaz peynirli, ısırgan püreli, kavunlu, karpuzlu yaz salatası, manda yoğurduyla etli sarma gibi lezzetleri tattım. Hepsi birbirinden nefisti ama bir de 5 yıldır bölgede yetiştirilen siyah pirinçten yapılan iki farklı pilav yedim ki dillere destan.
İlki bal kabağının içinde deniz mahsüllü diğeri ise, ciğerli, kuş üzümlü, ıhlamur suyunda pişirilmiş iç pilav. Düzce’nin tombul tulumbası ise menüye yakışır bir finaldi. Ethem Şef her zaman aynı menüyü çıkarmıyor ama gittiğinizde sürprizlere açık olun ve mutlu döneceğinizi bilin.