Sosyal Gastronomi Hareketi tüm dünyada giderek güçleniyor. Hareketin öncü isimleri, ülkelerinden getirdikleri yerel ürünlerle ‘Universal Plate’ etkinliğinde yemek pişirdi.
İstanbul geçtiğimiz hafta, Sosyal Gastronomi Hareketi’nin öncü isimlerini ağırladı. Beş kıtada, 70’den fazla ülkede 200’ün üzerinde kâr amacı gütmeyen kuruluş, şef, aktivist ve girişimcisiyle küresel bir ağ olan Social Gastronomy Movement (Sosyal Gastronomi Hareketi Vakfı) Başkanı Patrick Honauer, CEO’su Nicola Gryczka, Ruanda’dan Clare Effiong, Lübnanlı girişimci Maya Terro ve kısa süre önce açıklanan Lâtin Amerika 50 Best’de “Icon Awards” ödülünü kazanan Şilili Şef Rafael Rincon gibi farklı ülkelerde sosyal gastronomi projeleri yürüten ünlü isimler, Şişli Belediyesi’nin davetiyle İstanbul Lezzet Festivali’ne katılmak üzere ülkemize geldi.
Hareketin liderleri Bartın’da meydana gelen ve tüm ülkeyi üzüntüye boğan maden ocağı patlaması nedeniyle iptal edilen festivale katılamadılar ama 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Türkiye’deki ilk ve tek temsilcileri Ebru Baybara Demir’le birlikte Şişli Belediyesi Aşevi’nin mutfağına girerek 70’in üzerinde ülkeyle eş zamanlı olarak “Universal Plate” etkinliğini gerçekleştirdiler.
Sosyal Gastronomi’nin liderleri kendi ülkelerinden getirdikleri yerel ürünleri de kattıkları kazanların başında, yanlarında Türk şefler ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’le birlikte yemek pişirip elleriyle halka dağıttılar.
Gıdanın gücü ve sosyal değişim
Sosyal Gastronomi Hareketi tüm dünyada giderek güçleniyor. Artık değişen dünyada gastronomiyi sadece lezzet ve estetik değerleriyle sürdürmek mümkün görünmüyor. Bu konuda ülkemizde akla gelen ilk isim olan Şef Ebru Baybara Demir’in ifadesiyle, Sosyal Gastronomi gıdanın gücünü kullanarak bir sosyal değişim yaratmaya odaklanıyor. Örneğin ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtırken aynı zamanda; malzemelerin kaynağı, yerel çiftçiyi desteklemesi, bu süreçteki işgücüne katkısı, devamlılığı, ortaya çıkan tecrübenin başka kişilere ilham vermesi gibi ifadelerin hepsi o tabağın yarattığı değeri anlatıyor.
SGM Hareketi’nin üyeleri çok paydaşlı diyaloğa verdikleri önemi özellikle vurguluyorlar. Başkan Patrick Honauer’e göre, tüketiciler ve çiftçiler dahil herkes, iyi yemek konusunda diyalog kurmaya başlamalı ve bir masa etrafında toplanarak gıdanın geleceği konuşulmalı. Bence, vurguladığı son cümle dikkat çekici: “Dönüşüm, benim için sadece yerel olarak gerçekleşebilir.”
50 Best’de ikon şef
Çok kısa süre önce Lâtin Amerika 50 Best’de ikon şef seçilerek ödüllendirilen Şili Sosyal Gastronomi Vakfı’nın kurucusu Rafael Rincon Magro, ilk kez 2011 yılında düzenlediği ve hâlen Şili’nin en büyük ve geniş yemek festivali olan Nam’ın da yaratıcısı. Rafael Şef’le hem sosyal gastronomi hem de kazandığı ödül üzerine bir sohbetimiz oldu. Dünyanın farklı ülkelerinde restoranlarda çalıştıktan sonra ülkesi Şili’ye dönerek sosyal gastronomi projeleri yürütmeye başlıyor. Kazandığı ödülden duyduğu mutluluğu da saklamıyor. Diyor ki; “Bu ödül, uzun yıllardır devam eden yolculuğumda ortaya koyduğum büyük çabanın, hayâllerin, kocaman bir hikâyenin, başarılar ve tabii ki başarısızlıklarla dolu yolculuğumun doğru olduğunun da onaylanması oldu.” Ödülün, sosyal gastronomiyle dünyayı değiştirebileceklerini kanıtlamak ve yola devam etmek için ekibine güç verdiğini de sözlerine ekliyor.
Ödülü aldığında ilk işi
Rafael Şef’in ödül aldığını duyduğunda ilk işi sosyal gastronomi konusunda çalışmaya başlamasında kendisine ilham kaynağı olan anneannesini aramak olmuş. Ödüllü şef bir sonraki adımının da dünyada iyilik için çabalayan kişi ya da organizasyonlarla bir arada olmaya yönelik çalışmalarını daha da artırmak olduğunu belirtiyor. Türkiye gastronomisinin dünyada lider olacak bir fırsata sahip olduğunu düşünüyor. “Çünkü, topraklarınız inanılmaz bir tarihî bütünlüğü barındırıyor” diyor. İstanbul’dan sonra Mardin’e de giden Rafael Rincon’un şehrin yapısından çok etkilendiği şu sözlerinden belli oluyor: “Dünyaya yayılmış gastronomi kültürünün temeli burada.”
Umudumuz doğru stratejiler ve tanıtımlarla geleceğe yol alınması konusunda daha planlı kurgularla hareket edilmesi.