Yaşam ARAŞTIRILSIN

ARAŞTIRILSIN

25.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerinin Batı'da nasıl algılandığının araştırılmasını isteyen Aydın, "Türkiye'nin imajı darbe aldı. Batı'yı ikna çabaları boşa gitti" dedi

ARAŞTIRILSIN

DEVLET BAKANI AYDIN'DAN, DİYANET'E MİSYONERLİK TALİMATI: Aydın, Malatya'daki saldırının "vahşet" olduğunu söyledi. Türkiye'nin imajının büyük darbe aldığını ve bugüne kadar Batı'yı ikna etmeye yönelik olarak yaptıkları çabaların boşa gittiğini ifade eden Aydın, şunları söyledi: "Bu çocuklar iyi araştırılmalı. Bir yerlerde temas halindeler mi? Aldıkları eğitim nedir? Çevrelerine bakar toplarsanız, olay göründüğünden daha karmaşık çıkar. Türk gençliğine, başkalarının fikrine açık olmayı aşılamak zorundayız. Dünyanın birçok yerinde bizim çocuklarımız var. Onlara nasıl bakılıyor, bunu düşünmemiz lazım. Türkiye'de her yapılan oralara yansıyor. Orada eğitim ve öğretim açısından ne yapılabilir gibi bir durum ortaya çıkarsa yardımcı oluruz. Diyanet'in yapacağı bir antitezdir. Birileri bir iddiada bulunuyorsa, denir ki 'hayır', ona göre önlem alınır." Diyanet İşleri Başkanlığı, Malatya'daki saldırının ardından "misyonerlik araştırması" başlattı. Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerinin nasıl algılandığına ilişkin Batı'da araştırma yapılması için talimat verdiğini açıkladı. Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de, İslam dünyasında misyonerlik var. 'Yok' diyemeyiz. Bunlar (Malatya'da öldürülenleri kastediyor.) misyonerdi zaten. Talimat verdim, araştırıyor arkadaşlar. Acaba, Batı'da, Türkiye'deki misyonerlere, bu faaliyetlere nasıl bakıyorlar? Faaliyetleri nasıl değerlendiriyorlar? Bu konunun üzerinde fazla durulmuş değil. Bunların bağlı olduğu çok etkili kuruluşlar var. Onların da bir bakışına bakalım, onlar nasıl değerlendiriyorlar? Dışarıya dönük olarak elimizde bilimsel çok fazla bir şey yok. Ona göre geniş bir değerlendirme yapılır."1925'ten 1950'ye kadar, "The Muslim World (İslam Dünyası)" adlı bir dergi çıktığını anımsatan Aydın, şunları kaydetti: "Sadece o derginin Türkiye ile ilgili makalelerine bir baksanız, çok şey bulursunuz ki! Benim söylediğim Avrupa nasıl görüyor bunu? Türkiye'yi, cumhuriyeti nasıl afaki değerlendirmişler, görünür. 1949'da dahi yazdıkları şeyler var. Bizim birinci işimiz bilimsellik. Bunun için konuyu Batı açısından ele almak içinde araştırma talimatı verdim." 'Misyonerlik var' 10 SORU 10 CEVAP Misyonerlik suç mudur? 1- Misyonerlik nedir? Farklı ülkelerde, farklı dinlere mensup kişilere ya da dinsizlere kendi dinini anlatan kişilere "misyoner" deniliyor. Evet. 2001'de yapılan MGK'da, MİT'in misyonerlik faaliyetleri konusunda hazırladığı rapor okundu. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde de (MGSB) misyonerlik yıllarca tehdit olarak nitelendirildi. 2- Misyonerlerin Türkiye'de faaliyetleri var mı? Misyonerler kent merkezleri ve ilçelerde ücretsiz olarak dini kitaplar ve İncil dağıtarak kendilerini tanıtıyor. Kişisel ilişki kuran misyonerler, öncelikle küçük ibadet grupları oluşturabilmek için çalışıyor. İsteyene ücretsiz İncil ve kitap gönderilebileceğine yönelik ilanlar verilerek ilana ilgi gösteren kişilerle temasa geçiliyor. 3- Misyonerler Türkiye'de nasıl çalışıyor? Misyonerlik, TCK'da bir suç türü olarak tanımlanmıyor. Aksine, TCK'nın 115. maddesinde, "Bir kimsenin dini, siyasi, sosyal, felsefi düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlamak ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan men etmek; toplu dini ibadet ve ayinleri engellemek 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" hükmü bulunuyor. Bu nedenle misyonerliği yapan değil, misyonerleri engelleyenlerin cezalandırılması gerekiyor. Misyonerlere, ancak toplum barışını bozacak şekilde aleni biçimde farklı dini değerleri aşağılamaları halinde ceza verilebiliyor. 4- Misyonerlik yasal mı? Suç olarak tanımlanmamasına karşın, devlet misyonerliği tehdit olarak algıladı. MGSB ve iç güvenlik strateji belgelerinde misyonerler için, "vatandaşların sorunlarını istismar ederek taban kazanmaya yönelik çalışmalar yürüttükleri" belirtildi. Yine aynı belgelerde misyonerlerin, "Etnik ve sosyal yapıdaki unsurları da kullanmak suretiyle planlı ve bilinçli yürüttükleri bölücü ve yıkıcı faaliyetlere karşı gerekli tedbirler alınması gerektiği" vurgulandı. 2005'te yapılan güncelleştirmede misyonerlik MGSB'den çıkarıldı. Ancak, Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü Niyazi Güney, geçen hafta TBMM'de yaptığı konuşmada misyonerliğin terör örgütlerinden bile tehlikeli olduğunu belirtti. Güney'in Genelkurmay'ın bu konuda istihbarat raporları olduğunu belirtmesi, devletin bakışında değişiklik olmadığını ortaya koydu. 5- Devlet misyonerliğe nasıl bakıyor? Son yıllarda misyonerliğin tehlikelerine işaret eden çok sayıda açıklama yapıldı. Bu konuda özellikle iki açıklama dikkat çekti: Rahşan Ecevit, "Takkenin üzerine haç geliyor" dedi. Bakan Mehmet Aydın da, "Misyonerlik faaliyetlerinin tarihi, dini, milli ve kültürel bütünlüğü bozup parçalamayı amaçladığını düşünüyor, misyonerliği siyasi amaçları olan son derece planlı bir hareket olarak görüyoruz" ifadesini kullandı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da misyonerlik konusunda halkı uyarmanın görevleri olduğu açıklamasını yapmıştı. Devlet kurumlarına ait olduğu öne sürülen raporlarda, 2 yılda 50 bin kişinin Hıristiyanlaştırılacağı, 2020'ye kadar nüfusün yüzde 10'unun Hıristiyan yapılacağı iddiaları yer aldı. 6- Misyonerlik halka nasıl anlatıldı? ABD, 2005 ve 2006'da yayımladığı "İnsan Hakları" ve "Din Özgürlüğü" raporlarında, "Türkiye'de misyonerlik karşıtı kamusal bir kampanya yürütüldüğü, yetkililerin, misyonerliği devlet için tehdit gibi gösterdiği" eleştirilerinde bulundu. Hem ABD hem de AB'nin eleştirilerinin odağına Diyanet'i aldı, kurumun 2005'te misyonerlik karşıtı hutbe yayımlamasına vurgu yapıldı. AB'nin son İlerleme Raporu'nda da, Diyanet ile yerel dini makamların zaman zaman misyonerlik faaliyetlerine karşı hasmane tutum sergilediklerinin altı çizildi. 7- AB ve ABD, Türkiye'nin tavrını nasıl yorumluyor? Açıklamaları, devletin görüşü olarak kabul edildiği ve Türkiye'nin en ücra köyüne kadar mesajlar ulaştırılabildiği için ağırlıklı olarak Diyanet üzerinde duruluyor. Diyanet, 2005'te tüm camilerde okuttuğu hutbede, "Misyonerlerin, gençlerle çocukların inançlarını çalmak için uygulanan bir senaryonun parçası olduğu" mesajını verdi. Ücretsiz olarak dağıtılan ve Kültür Bakanlığı'nca tanıtılan "Misyonerlik" kitabında da misyonerliğin haçlı seferleriyle bağlantılı olduğu savunuldu. Diyanet'in misyonerliğe karşı imamlardan oluşan bir "irşat timi" kurduğu haberleri de medyaya yansıdı. 8- Eleştiriler neden Diyanet'e yöneltiliyor? Türkiye Kurtuluş Kiliseleri Derneği, suç olmamasına rağmen, misyonerlik faaliyetleri için suç işlenmiş gibi işlem yapılmasından yakınıyor. ABD'nin hazırladığı raporlarda da yargı ve Emniyet'in dinsel içerikli yayınların dağıtılmasını engellediği, misyonerlerle görüşen öğrencileri velilerine ve üniversite yönetimine bildirdiği, yıllardır Türkiye'de bulunan Hıristiyanların oturma ve çalışma izinlerini yenilemediği, saldırıların soruşturulmadığı iddia ediliyor. 9- Güvenlik güçleri ve yargı, misyonerlere karşı nasıl bir tutum izliyor? ABD raporlarında, Türkiye'de Hıristiyan din adamlarına ve kiliselere yönelik 2005'te 10, 2006'da da 7 tehdit ya da saldırı gerçekleştirildiği ileri sürülüyor. Son 6 ay içinde 3 saldırının daha rapor edildiği öğrenildi. 10- Devletin ve toplumun misyonerliğe olumsuz bakışının sonucu nedir?

Yazarlar