Aşkı korumanın üç yolu var!.

Aşkı korumanın üç yolu var!.
Herkes, aşkta ölümsüzlüğün sırrını çözmeye çalışıyor. Yazar Daphne Rose Kingma ise bunun için, ‘derinlik, anlam ve samimiyet’ çevresinde gelişen bir formül öneriyor
ELİF KORAP / AŞKIN ÖMRÜ KAÇ YILDIR (5)

"Ayrılık da sevdaya dahil / Çünkü ayrılanlar hala sevilir" diyor Attila İlhan. Pek çok kişiye göre sahip olunabilecek en kutsal duygu aşk. Öyleyken onu kaybetmek de en kaçınılmaz son gibi görünüyor gözümüze.
"Aşkı korumanın bir yolu olmalı" diyen yazar Daphne Rose Kingma, 'Yaşam Boyu Aşk' adlı kitabında aşkı sürekli kılmanın mümkün olduğunu söylüyor ve okurlara önerilerde bulunuyor. Yazar, aşkı ömür boyu korumak için üç önemli çabaya dikkat çekiyor: ilişkide derinlik yaratmak, anlam bulmak ve samimiyeti güçlendirmek.

Övgüde cömert olun
Bu üç unsuru oluşturmada Kingma'nın önerileri şöyle:
• İlişkide derinlik yaratmak: Ruhsal bir ilişkiyi hedefleyin. Coşkun enerjiye açık olun. Çabalamaktan vazgeçin. Cinselliği kutsal bir birleşim olarak yeniden keşfedin. Övgülerinizde cömert olun. İçinizdeki öfkeyi bastırmayın. Gizeme açık olun. Birbirinizin mevsimler gibi olduğunu kabul edin.
• Anlam bulmak: Gerçeği yaşayın. Hayır diyebilin. Derin korkularınızı anlatın. İnkarlarınızla yüzleşin. Eleştirme cesaretini gösterin. Sevgilinize hikayenizi anlatın.
• Samimiyeti güçlendirmek: Empati sanatını uygulayın. Onu düşünün. Birbirinize sarılın. Uyumu keşfedin. 'Biz olmayı' kutlayın. Zarif, umutlu ve anlayışlı olun. Sevgiyle hizmet edin. Boşverin. Kendinize saygı duyun.

Kıskançlık, âşık olan her insanın yaşadığı, bir duygu. Doktor Ozan Yılmaz, ‘Aşkın Evrimi’ adlı kitabında kıskançlığın nedenlerini ve onu aşmanın yöntemlerini sunuyor.

Kıskançlığın temelleri...
Yılmaz'a göre kıskançlığın dört temel nedeni var. Bunlardan ilki, terk edilme korkusu. Yılmaz, bu konuda şunları söylüyor: "Birine sahip olmak, yanılsamalı da olsa bir mutluluk duygusu yarattığından, bundan ayrılmak, hatta ayrılma olasılığı korkuya, endişeye, huzursuzluğa, giderek daha fazla bağımlılığa ve kıskanmaya yol açar."
İkinci neden ise, "İnanıyorum, öyleyse kıskanmalıyım" duygusu. Çevresindeki pek çok ilişkide kıskançlığı gören kişi, bunun doğal-içgüdüsel olduğuna inanarak bu duyguya kapılıyor.
Bir başka neden de 'şartlandırılmış kıskançlık'. Bunu da şöyle anlatıyor Yılmaz: "Sevgiyi ağır şartlara bağlamak, beklentiler yüklemek de kıskançlığa yol açabilir". Yılmaz'a göre, ‘yanlış kavramlaş-tırma’ da kıskançlığın gerekçelerinden. Bu görüşe göre, "Sevgi yanlış kavrandığı ve kıskançlık, eşin bir başkasına cinsel yaklaşımına bağlandığı için, ortada somut bir eğilim olmasa da, kıskançlık üretilir."

Sahiplenmeyi bırakın
Yılmaz, insanın karşısındakinin başkalarıyla ilişkilerini kadın-erkek ilişkisi olarak algılamaktan çıkarıp sadece 'insan' kavramına indirgemesiyle yok edebileceğini savunuyor. Yılmaz'a göre sevgi, sahiplenmeci olmamalı, kıskançlık içermemeli. Kıskançlık kişiyi 'önce insan' olarak görmekle, 'dostça sevgiyle' aşılabilir.

‘Gözleri pırıltıyla dolar âşık insanın’ ‘Aşka, aşka bağlı olan’ Latife Tekin, bu duyguyu evirdi, çevirdi, anlattı...
Aşk ve yazmak ne ifade ediyor sizin için?
Bence insan neden yazıyorsa, aynı nedenle aşık oluyor. Sanat, aşk, çocukluk... Çocukken bizi sarıp sarmalayan ışığı yitirmeden büyüyebilseydik, aşka bu ölçüde susamazdık herhalde. Âşık olduğumuzda cümlelerimiz daha bir ışıklıdır, ama yazarlar, sürekli aşık kalabilmenin yolunu bulsalar, yazmazlardı sanırım; yazmalarına gerek kalmazdı.

Aşkın insanlar üzerindeki etkisi nedir?
Aşkın gözü kördür derler ama tersi doğru bence; aşıkların gözleri ışıkla dolar... Aşk hayatımızı nasıl yaşamamız gerektiği konusunda güçlü bir uyarı. Âşık olduğumuzda gerçek karşısında durumumuz farklılaşır; sonsuzluğa katılırız. Hayat hep böyle yaşanmalı.

Aşk karşılıklı mı olmalı?
Benim bildiğim karşılıklı, karşılıksız aşk var; kara sevda. En mükemmel aşk sürüp gidendir.

Neden âşık oluruz?
İnsanların yanıtını veremediği sorular bunlar... Çocukluğumuzla ilgili sanırım; ben çocukluğumdaki erkeklere benzeyen erkekleri güzel buluyorum. Aşkı üreme içgüdüsüyle açıklamaya çalışanlar, beynimizin, sağlıklı bir çocuk hesabı yaptığını söylüyorlar. Birine çekilme nedenimiz bu da olabilir, bilemem.

Sizi en çok etkileyen aşk hangisi?
Bana Ferhat ile Şirin’in aşkı her zaman içli ve güçlü gelmiştir. Aşkı kendini aşmaya, ötekine kavuşmaya imkan veren bir duygu olarak yaşamışlar. Ağır bedellerin altında ezilmeden yaşayabilmişler...

Zaman zaman aşkı sorgular mısınız?
Aşkı sürekli aklımda tutarım ben... Gözüme her ne çirkin göründüyse, ona sebep olan insanı düşünür, âşık olsa yapmazdı bunu derim.

İlişki anlayışımız örtüşen insanlara âşık oluyoruz... Dr. Robert Sternberg, "Her insan kafasında bir aşk öyküsü yazar ve o öyküye uygun bir oyuncu arar" tezini savunup, kanıtlar öne sürüyor...
Yale Üniversitesi’nde psikoloji ve eğitim profesörü olan Dr. Robert Sternberg ‘Aşk Bir Öyküdür / Kişisel İlişkiler Üzerine Yeni Bir Teori’ adlı kitabında aşkın 25 öykü çerçevesinde yaşandığını söylüyor. Prof. Sternberg’e göre her insanın kafasında, olması gerektiğini düşündüğü bir aşk öyküsü var ve birbirlerini seçmelerinin temelinde aynı öyküye sahip olmaları yatıyor. İnsanlar, kendi öykülerine tamamlayabilecek nitelikte bir partnere âşık oluyorlar. Kişilerin öyküleri benzeşmiyorsa, ilişki de pek yolunda gitmiyor ve ayrılıkla sonlanıyor. Sternberg’e göre biri karşıdaki kişiye aşırı ilgi göstermek gerektiğini düşünüyorsa diğer tarafın da aşırı ilgiden hoşlanan biri olması, ilişki anlayışlarının uyuşması gerekiyor.

Bu ilişkiler unutulmaz!• Ali McGraw-Ryan O’Neal (Love Story/Aşk Hikâyesi)
• Prenses Diana-Dodi Al Fayed
• Carmen-Don Jose
• Anna Karenina-Kont Vronsky
• Romeo ve Juliette
• Leyla ile Mecnun
• Monica-Bill Clinton
• Kanuni Sultan Süleyman-Hürrem Sultan
• Quasi Modo - Esmeralda (Notre Dame'ın Kamburu)
• Ingrid Bergman - Humphrey Bogart (Casablanca)
• Greta Garbo-Robert Taylor (Kamelyalı Kadın)
• Adem ile Havva
• Odysseus - Penelope
• Aragon-Elsa
• Ferhad ile Şirin
• Scarlet O’Hara-Rhet Buttler (Rüzgâr Gibi Geçti)
• Bülent-Rahşan Ecevit





YAŞAM