Editörün Seçtikleri Aslan ağır yaralı

Aslan ağır yaralı

16.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Aslan ağır yaralı

Aslan ağır yaralı

       ŞAMPİYONLAR Ligi'nde averajla çeyrek final şansını yitiren Galatasaray'da büyü bozuldu. İlk yarıyı müthiş tempoyla üst sıralarda tamamlayan arslanlar, devre arasında aldığı darbelerle ağır yaralı. Sarı - Kırmızılı camia önce Romenlerin para isyanıyla karıştı, ardından Apo'yu sollayan Hakan kriziyle sallandı. İtalyanların Hakan'ın transferinden vazgeçmesiyle de kriz doruğa tırmandı.
       Hakan'ın durumunu önümüzdeki günler gösterecek. Ancak kulübün içinde olduğu mali kriz acil çözüm bekliyor. Futbolcular ve bankalar alacakları peşinde. Galatasaray'ın adliyeyle de başı dertte. Üye Taner Aşkın'ın devam eden davası, icra söylentileri yönetimi oldukça zora sokmuş durumda. Kulüpteki astronomik maaşlar, futbolcu sözleşmelerindeki Sinan Kalpakçıoğlu'nun imzasının geçersizliği, Ali Sami Yen Projesi adına BOVİS firmasına haksız ödeme iddiaları Süren'in başını ağrıtacağa benziyor. Süren, bu eleştirelere "Ağzı olan konuşuyor, işkenbeyi kübradan sallıyorlar" diye yanıt veriyor. Ancak kendilerine "2000'ler Hareketi" adını veren muhalif grup, Şubat ayı sonunda yapılacak mali kongrede Süren ve ekibini düşürmeyi hedefliyor.

       Galatasaray'daki kriz Alp Yalman dönemine kadar uzanıyor. 1996 Şubat'ında Antalya yenilgisinin ardından gazete manşetlerine yansıyan "Galatasaray Saatli Bomba" haberi, karışıklığı su yüzüne çıkarıyordu. Şeref Tribününde yer alan bazı kongre ve divan üyelerinin suçlamaları yaklaşan kongre için önemli sinyaller veriyordu.
       16 Mart 1996 da tarihi Galatasaray Lisesi'nde toplanan ve umulandan fazla ilgi gören kongrede Faruk Süren, rakibi Alp Yalman'ın iki katı oranında oy alarak GS'nin 31. başkanı oluyordu.

       "Daha çağdaş" ve "hayalleri hakikat yapacağız" sloganıyla kolları sıvayan, şirketleşmenin adımları atan Faruk Süren, kongreden bir gün sonra ilk kez MİLLİYET Spor Servisi yazarlarıyla biraraya geldiğinde (tarih: 18 Mart 1996) şöyle diyordu:
       "Takımın durumu felaket. Moral yok. Bitmişler. Ben hayatımda bir çok kez soyunma odasına girdim, ama böylesini görmedim. Gülümseyememiyorlar bile. Şu anda acil olarak onları toparlamalıyız. Moral vermeliyiz. Futbolcular artık silkinmeli."

       Geliyoruz Galatasaray 1999'a..
       Süren ve ekibinin "yeni antrenör, yeni ekol" projesi Fatih Terim'le yaşama geçti. Romenlerin katılımlarıyla takım güçlendi. Arka arkaya gelen şampiyonluk, Florya tesislerinin çağdaş görüntüleri Sarı - Kırmızılı renkleri "Rüya takım" olarak adlandırmaya yetti.
       Süren'e 1998'de ikinci kez verilen yetki ise icraatlara devam anlamını taşıyordu. Artık Galatasaray Avrupa'da bir ilk'e daha damgasını vurmalıydı. Hedef Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finaldi. Transferler ona göre yapıldı. Yönetim tamtakır olan kasayı unutup, puan hesabına düştü. Ta ki; averajla çeyrek final umutlarının suya düştüğü ana dek.
       İşte o anda büyü bozuldu. Hesaplar ortaya çıktı.
       Ne garip tesadüftir ki; Galatarasay'daki bugünkü görüntü Süren'in 1996'da çizdiğinin benzeri. Futbolcuların morali bozuk, kulüp mali krizde, muhalefet sesini yükleltiyor...

       Başkan Süren ve ikinci başkan Atilla Donat'ın bu konudaki düşüncelerine geçmeden önce muhalefetin iddialarına değinmekte yarar var. İşte iddialarından bazıları:
       - Geldiklerinde 5.6 - 6 milyon dolar olan borç, şimdi 50 milyon dolarlara tırmandı.
       - Ergun Gürsoy, Süren'in listesine son anda girdi. İrfan Kurtoğlu'nun torpiliyse Cumhurbaşkanı Demirel. İlk dönemdeki Nail Keçeli toplantılara katılmadığı halde ihraç edilmedi.
       - 1998'de Süren'e rakip çıkmamasının tek nedeni, borçlar ve yönetime icraatlarını tamamlayabilmesi için bir hak daha tanımak.
       - Avrupa'da iddianın belli bir maliyeti var. Ancak, Türkiye'de yaşadığımızı unutmamak gerekir. Projeler ABD ve Avrupa'yla kıyaslanırsa işin içinden çıkılmaz. Türkiye'de maça gelen insan cebinden çıkan parayı hesaplamak zorunda.
       - Şirketleşeceğiz denildi yetki verildi. Ali Sami Yen Stadı'nın 120 milyon dolarlık üst hak kullanımı sermaye olarak şirkete konulacaktı. Bir de 120 milyon dolarlık halka hisse senedi satılacaktı. Gerçekleşemedi.
       - Borç borçla kapatılmak istendi. Kar tanesi çığ oldu.
       - Hagi 20, Popescu 20, Filipescu'ya maç başı 10 bin dolar ödeniyor. Ayda dört maç, 200 bin dolar. En iyi hasılat 10 milyar lira. Sadece buradaki açık her ay 140 bin dolar.
       - Genel sekreter Sinan Kalpakçıoğlu'nun maaşı 10, yardımcısının 8 bin dolar. Holdinglerde böyle maaş alan yok.
       - Futbolcu satma noktasına gelinmemeliydi. Faruk bey yalnız. Maddi güç sağlayacak, takviyede bulunacak hiçbir yönetim kurulu arkadaşı yok.
       - Kulüp bizden olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılmış durumda.
       - Ortada Ali Sami Yen ile ilgili net bir proje yok. Bovis TML şirketine yapılan harcamaysa astronomik. 120 milyon dolarlık iş için kulüp kasasından çıkan para 7 milyon 300 bin dolar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tüp geçit projesinin maliyeti bir milyar 530 milyon dolar. Ödenen proje bedeli 6,5 milyon dolar.
       - 122 milyon dolar rakamı gerçekci değil.
       - Projenin finansmanı hayaller üzerine kurulu. Tanesi 3500 dolardan koltuk satılacağı vaad ediliyor. 2001 yılı için bugünden kim ödeme yapar.
       - Aldık dedikleri ruhsat ortada yok. Başvuru başka almak başka.
       - Bu işi yapacak bir sürü Türk firması varken niye yabancı şirket.
       - Böyle bir stad gereksiz. Mevcut stadın iki tarafını yükseltin, atletizm pistini kaldırın kapasite 45 bine çıkar.
       - Fatih hoca çırpınıyor. Bir milyon dolar civarında alacağı var.
       - Futbolcular dört aydır para alamıyor.
       - Mart ayında onaylanan bütçe 20 milyon dolar. Ağustos'ta 14.5 milyon dolar ek daha onaylandı. İyi bir işadamı böyle bir yanılgı yapar mı.
       - Değişim hissediliyor. Bir kongre öncesinde 30 kişi red dedi. Bu kongrede rakam 130'a çıktı. Tırmanış var.
       - Bankalardan daha yüksek kredi alabilmek için mal varlıkları çarpıtıldı.
       - Kulübün icrayla başı dertte. Çobançeşme'de 29 yıllığına alınan arsayla ilgili bir müettahhitin icra takibi var. 10 - 12 milyon dolar civarında. Bir de Kartalspor'la futbolcu Burak'ın transferinden doğan pürüz var.
       - Eğer dava Taner Aşkın'ın lehine sonuçlanırsa o dönemde yönetim hakkında para ödeme 5 milyon dolar ve 4 milyon mark kulübe ödemek zorunda kalırlar...

       YARIN: "NERDE HATA YAPTIK"



Yazarlar