Günah diye orgazmı yaşayamıyorlar

Günah diye orgazmı yaşayamıyorlar
Uzmanlara göre cinselliğin tabu oluşu yanlış bilgilenmeye de zemin hazırlıyor. Pek çok kadın, gerek cehaletten gerekse "günah" diye orgazmı yaşayamıyor, ancak partnerini memnun edebilmek için "yaşıyormuş gibi" yapıyor...
Cinsellik hakkında asla soramadıklarınız
ELİF KORAP - 1

Psikiyatrinin babası Freud'a göre insan hayatındaki her şey, her toplumsal davranış cinsellikle açıklanabilir. Çağımız doktorları buna tam olarak katılmasalar da cinsel dürtülerin yaşamı yönlendirdiği görüşü pek çok otorite tarafından kabul görüyor. Bir kadının süslenme nedeninden, cinayetlerin çıkış noktasına, toplumsal davranışlarımızın gerekçelerine kadar çok sayıda durum kişinin cinsel dürtüleriyle açıklanıyor. Cinsellikte sorun yaşayan kişilerin yaşamları, ruh halleri ve başka insanlarla olan ilişkileri dengesizleşiyor. Cinsellikle ilgili merak edilen her şeyi konunun uzmanlarıyla konuştuk.

Cİnsellİk süreklİ olmalı
Op. Dr. Erhan Cankat, hayatımızı yönlendiren iki önemli dürtünün yemek ve üremek olduğunu söylüyor ve sağlıklı cinselliğin ömür boyu yaşandığını anlatıyor:
"Bir insan 20-40 yaşları arasında haftada 2-3, 50 yaşından sonra haftada 1-2, 60 yaşından sonra ise 15 günde bir ya da ayda bir ilişkiye girmesi normal ve sağlıklı."

Gençlerİn engellenmesi
Gençlerin cinsellikten uzak tutulmak için bilgilendirilmediğini ve soğutulduğunu vurgulayan Cankat, bunun çok büyük sosyal ve psikolojik yaralara neden olacağına dikkat çekiyor:
"Kızlarda kızlık zarı küçük yaştan itibaren bir korku unsuru olarak görülüyor. Aşırı aile ve toplum baskısı nedeniyle bazı kadınlar yaşamları boyunca cinsellikten hiç keyif almıyorlar. Özellikle baskı altında kalmış ve 30'lu yaşlara kadar cinselliği yaşaması engellenmiş kızlar, bunu büyük bir korku boyutuna taşıyor. Bize başvurarak kızlık zarının yırtılmasını isteyenler var. Halbuki bunun zamanında ve doğal olarak yaşanması gerekir. Çok trajik. Ahlak kuralları nedeniyle özellikle kadınların fiziksel ve ruhsal ihtiyaçları görmezden geliniyor."

İlişkide sınır olmalı mı?
Op. Dr. Erhan Cankat, eğer iki taraf da memnunsa ilişkide sınır olmaması gerektiğini söylüyor. Cankat'ın bu konudaki görüşleri şöyle:
"Karşı tarafa zarar verme, şiddet, kan olmadığı sürece çeşitli fantezilerin bir sakıncası yok. Fetişizm, oral seks, bunlar yapılabilir. Fetişizm, bir nesne ya da organa karşı aşırı ilgidir. Bu saplantıya dönüşür ve başka türlü hiçbir cinsellik yaşanmazsa sağlıksız olduğu söylenebilir ancak, bunlar fantezi boyutunda yaşanırsa kişilerin yaşamına renk katacaktır. Aynı şeyi oral seks için de söyleyebiliriz. Tabii çiftin her ikisinin de zevk alması durumunda."

Taklitçi kadın anlaşılırMutlu bir ilişki için kadının da cinsel doyuma ulaşması şart. Ancak kadının orgazm olması için sevip güvenmesi gerekiyor
Dr. Cankat, Türk toplumunda sevişmenin bilinmediğini, kadının çoğu zaman cinsel doyuma ulaşamadığını, bunun da evliliklerde sorun yaşanmasına neden olduğunu şöyle anlatıyor:
"Ön sevişme ne kadar uzarsa o kadar iyi. Cinsellik yalnızca cinsel birleşme anı olarak algılanmamalı. Kadının orgazm olması için sevmesi, inanması ve güvenmesi gerekir. Kadın orgazmı erkeğinkinden farklı olarak psikolojiktir. Bunu duygusal yoğunlaşmanın zirveye çıkması ve rahatlaması olarak da tanımlayabiliriz."
Çiftlerin mutlu bir ilişki yaşaması için kadının da cinsel doyuma ulaşması gerektiğini belirten Cankat şöyle devam ediyor:
"Kadınlarda vajinal ve klitoral orgazm vardır. Klitoris denen bölge çabuk uyarılır. Vajinal orgazm ise daha zordur. Normal bir ilişkide pozisyon itibarıyla klitoris uyarılmaz. Bunun kişilerden biri tarafından yapılması gerekir. Vajinal orgazm ise ancak çok güçlü bir duygusal zirve varsa gerçekleşir."

Gerçek orgazm...
Orgazmı yaşayamayan pek çok kadın partnerini mutlu etmek için orgazm taklidi yapıyor. Doktorlara göre Türkiye'de hayatı boyunca hiç orgazm olmamış çok sayıda kadın var. Bunun en büyük nedeni ise bilgisizlik ve cinselliğin tabu, günah olarak algılanması. Gerçek bir orgazmda kadında şu belirtiler görülüyor.
• Gözbebekleri büyür
• Ağız kurur
• Göğüs uçları dikleşip sertleşir
• Karın içeri çekilir
• Klitoris belirginleşir
• Vajinanın giriş kısmı daralır
• Vajinada başlayan ritmik kasılmalar tüm vücuda yayılır

Penis boyu önemli mi? Cinselliğin tabu oluşu yanlış bilgilenmeye de zemin hazırlıyor. Hiç önemi olmayan bir konu bazen kişinin tüm yaşamı boyunca cinselliğini olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin penis uzunluğu ve genişliği üzerine yapılan değerlendirmeler. Uzmanlar, kaliteli cinsel ilişkinin penisin uzunluğu ya da genişliğiyle hiçbir ilgisinin olmadığını belirtiyor. Çünkü orgazmı sağlayan bölge vajinanın ilk birkaç santimlik kısmıyla sınırlı.

Duyarlı noktalar
Doktorlara göre kadın ve erkeğin en çok uyarıldıkları bölgeler şöyle sıralanıyor:

• Kadın:
Vajinanın 3'te biri, klitoris, göğüs, boyun, karın, sırt, bacak ve kolların iç kısmı, dizlerin arkası.

• Erkek:
Cinsel organ, testis, penis başı, göğüs uçları, sırt, dudaklar, kulaklar, kulak memesinin arkası

Gebelik korkusu olmadan sevişin Uzmanlara göre kadınların cinsellikten keyif alamamasının en büyük nedenlerinden biri de gebelik korkusu. Oysaki günümüzde tıp, çiftlere oldukça değişik alternatifler sunuyor. İşte bunlardan bir kaçı:
• Tüp bağlanması: En etkili ve tek yan etkisi olmayan yöntem. Hiç çocuk istemeyenlere uygulanır.
• Spiral: Rahim içi aracı. Regl döneminde takılır. Çocuk doğurmamışlara tavsiye edilmiyor. Risk yüzde 2.
• Prezervatif: İyi kullanılması şart. Penis tam ereksiyon halindeyken takılıp ejakülasyondan (boşalma) hemen sonra çıkarılır. Risk yüzde 10.
• Doğum kontrol hapları: Hiç doğurmamış kişilere tavsiye ediliyor. Risk yüzde 1.
• Aylık iğneler: Haplarla aynı etkiye sahip. Hapları düzenli alamayanlara tavsiye edilir. Risk yüzde 1.
• Geri çekme: (Dışarı boşalma) Sağlıksız ve riski fazla. Tavsiye edilmiyor. Ancak Türkiye'de en çok kullanılan yöntemlerden biri.
•
Yumurtlama döneminde istek
Kadınlarda hamile kalma ihtimalinin en yüksek olduğu dönem, reglin başlangıcından itibaren sayıldığında 15-16. günler. Regl döneminde artan cinsel istek, bu dönemde doruk noktasına çıkıyor.

Menopoz son değil Kadınların yaşamlarındaki en önemli dönüm noktalarından biri de hiç şüphesiz genellikle 47 - 48 yaşlarında başlayan menopoz dönemi. 5 - 6 senelik bir süreci kapsayan bu dönemde doğurganlığını kaybeden kadının azalan östrojen hormonu nedeniyle cinsel isteği de azalabiliyor. Ancak sıfırlanmıyor, hayat boyu sürüyor. Bilinçli kadın bu dönemi de daha rahat atlatıp, cinselliğini normal ölçülerde yaşamaya devam edebiliyor.

YARIN
• Erkekler partnerine nasıl davranmalı?
• İktidarsızlık, erken boşalma nedir, tedavisi var mı?
• Andropoz, menopoza eşdeğer mi?
• Viagra?
• Sağlıklı cinsel yaşam önerileri
• Cinsel soğukluk ya da aşırı istek sağlıksızlık göstergesi mi?




YAŞAM