Yaşam Kafalar iyice karıştı

Kafalar iyice karıştı

04.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şerefcan'ı kaçıran ve kendisinin babası olduğunu iddia eden Delican'ın "Çocuğu kaçırdıktan sonra annesine haber verdim" açıklaması kafaları karıştırdı. Hukukçular, anne Yıldız Engin'in adli mercileri kandırdığı görüşünde

Kafalar iyice karıştı

ŞEREFCAN'IN KAÇIRILMA OLAYINDA SUÇLU KİM, MAĞDUR KİM BELLİ DEĞİL! Şerefcan, annesi Yıldız, babası Tuncay Engin'le birlikte gittiği Çanakkale Şehitliği'nde 7 Nisan'da ortadan kaybolmuştu. Ardından büyük bir arama çalışması yapılmıştı. Son olarak İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun isteğiyle görevlendirilen 'Avcı' lakaplı Emniyet Müdürü Şentürk Demiralp'in başında olduğu bir ekip, salı akşamı Ahmet Delican'ın evinde Şerefcan'ı bulmuştu. "Gerçek baba" olduğunu söyleyen Delican, mahkemede iki DNA testini delil olarak gösterdi. Anne Yıldız Engin de Emniyet'te tanımadığını söylediği Delican'ı mahkemede doğruladı. Bunun üzerine Delican, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Çanakkale'de 4 ay önce kaçırıldıktan sonra salı akşamı polis tarafından İstanbul'da bulunan 2 yaşındaki Şerefcan'ın gerçek babası olduğunu iddia eden Ahmet Delican, küçük çocuğu kaçırdıktan iki gün sonra anne Yıldız Engin'i arayarak durumu bildirdiğini söyledi. Bazı hukukçular, bu durumda gerçeği adli makamlardan saklayan Yıldız Engin'in de hukuki sorumluluğu olduğunu söylediler. Delican, mahkemedeki ifadesinde şunları kaydetti: "Yıldız Hanım'la kısa süreli bir ilişki yaşadık. Bizi tanıştıran aracı, daha sonra Yıldız'ın bir erkek çocuğu dünyaya getirdiğini ve bebeğin bana çok benzediğini söyledi. Bu nedenle onu arayıp çocuğu görmek istediğimi söyledim. Çocuk 8 aylıkken görüştük. Benzemesi nedeniyle şüphelendim. Tırnak ve saç örneğini alıp DNA testi için Almanya'ya gönderdim. Sonuç yüzde 99 olumlu çıkınca da nüfusuma geçirmek istedim. Annesi, 'Rezil olurum, yuvamı yıkarsın' diyerek buna izin vermedi. Çocuğumu başkalarının büyütmesini istemiyordum. Onları takip ettim. Tuvaletin yakınında çocuğun yalnız kaldığını görünce alıp kaçırdım." 'Çocuk bana benziyordu' Delican ifadesinde ayrıca, Şerefcan'ı kaçırdıktan 2 gün sonra anne Yıldız Engin'i aradığını ve televizyonlara çıkıp konuşmaması konusunda uyarıda bulunduğunu da kaydetti. Delican, Yıldız Engin'in çocuğun kendisinde olduğunu öğrendikten sonra birkaç hafta sonu oğlunu görmeye geldiğini de söyledi. Delican'ın, Şerefcan'ı kaçırdıktan sonra dört çocuğu ve karısıyla birlikte yaşadığı İçerenköy'deki evinde sakladığı, bu süre içerisinde Acıbadem Hastanesi'ne giderek yeni bir DNA testi yaptırdığı ve bu testten de olumlu sonuç alması üzerine çocuğu teslim etmekten vazgeçtiği öğrenildi. Delican'ın avukatı Yusuf Ziya Halıcıoğlu da, "Çocuk nerede mutlu olacaksa orada yaşamasını arzu ediyor. Gerekirse babalık hakkından bile vazgeçeceğini beyan ediyor" dedi. 'İki gün sonra aradım' Bu arada Engin çifti dün ortaya çıkmadı. 9 yıl önce evlenen fırın işletmecisi Tuncay Engin ile Yıldız Engin'in, Şerefcan'ın dışında bir de 7 yaşında kızları var. Milliyet'in cep telefonundan ulaştığı baba Tuncay Engin, "Oğlumu kaçıran adama ilişkin çıkan haberleri görünce şaşırdım. Adam neredeyse kahraman ilan edilecek hale getirildi. Eşimle ilgili iddialar da asılsız. Oğlumu kaçıran adamdan şikayetçiyim. Kanun önünde çocuk benim çocuğum ve ona kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Boşanmayacağım, hayatımıza da kaldığımız yerden devam edeceğiz" dedi. Engin: Boşanmayacağım Hukukçulara göre, oğlunu kaçıran Delican'la ilgili gerçeği adli mercilerden saklayan anne Yıldız Engin'in de hukuki sorumluluğu var. Ceza hukukçusu Doç. Dr. Fatih Mahmutoğlu, konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: "Bu olayla ilgili TCK'nın 109'uncu ve 278'inci maddeleri tatbik imkanı bulabilir. 109'uncu madde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma halini düzenler. Cezası 1 yıldan 5 yıla kadardır. Suç çocuğa karşı işlendiğinden ceza bir kat artar. Annenin çocuğu kaçıran kişiyi adli makamlardan saklaması da hukuka uygun kabul edilemez. TCK'nın 278'inci maddesi suçu bildirmeme suçunu düzenler. Suç çocuğa karşı işlendiği için 1.5 yıla kadar hapisle cezalandırılabilir." Ceza Avukatı Fikret İlkiz de, "Olayda anne adli mercileri yanıltmış. 278'inci maddeye göre yargılanabilir. Kamu davası niteliğindedir. Savcılığın harekete geçmesi lazım" dedi. 'Anne Yıldız Engin adaleti yanıltmış' Oğlunun kayıp olduğu sürede anne Yıldız Engin, objektiflerin ve kameraların karşısına çıkarak sürekli gözü yaşlı şekilde çocuğunun bulunmasını istedi. Bir televizyonda çıktığı canlı yayında, "Oğlum benden hâlâ süt emiyordu. O bensiz, ben onsuz yaşayamam. Oğlum beni çağırıyor, sütümü içmek istiyor" diye ağlıyordu. Engin, bir röportajda ise şöyle yalvarıyordu: "Çocuğumu görenlere yalvarıyorum. Her gece oğlumun yatağına sarılıp sabahlara kadar ağlıyorum..." Herkesin, acısını hafifletmeye çalıştığı anne Engin, Başbakan Erdoğan'a da, "Bu bir annenin haykırışıdır" diye başlayan bir mektup da yazmış ve özel ekip kurulmasını istemişti. Başbakan Erdoğan'dan yardım bile istemişti Psikiyatr Prof. Dr. Arif Verimli ise annenin davranışlarını şöyle yorumladı: "4 aydır topluma karşı göstermiş olduğu davranışların tümü oyun. Açıkçası anne yapay bir psikoloji içerisinde. İyi oynanmış iyi düzenlenmiş bir tablo gibi gözüküyor. Annenin bu durumda tedavi olmasına gerek yok. Anne bu ilişkiyi saklama gayreti göstermiş." 'Anne oyun oynuyor'

Yazarlar