Önüm, arkam, sağım solum top

Geçen yıl Avrupa Şampiyonası nedeniyle basketbol okullarını dolduran miniklerimiz bu yıl futbol okullarını doldurdu.
‘Maç izliyor’ diyerek kocasını boşamaya kalkışan, futbolu ‘kuma’ gibi gören kadınlarımız, artık çocuklarını futbol okuluna yazdırıyor. Anneler saha kenarından miniklerin antrenmanını soluksuz izlerken, babalar da "Türkiye’nin adını dünyaya duyuran çocuklar arasında benimki de olmalı" heyecanı yaşıyor.
Mürvet Yaşar, haftada iki gün Zeytinburnu’ndaki futbol okuluna gidiyor. Mahallede kırmadık cam bırakmayan oğlu Cemalettin’in tarih yazacağına inanarak "Oğlum futbolcu olup bol para kazansın" diyen Fatma Barel de futbolu Dünya Kupası’yla sevenlerden...

Herkes ‘stil’ peşinde
Sahada ter döken miniklerin isimleri Ahmet, Mehmet, Serdar olsa da her biri Ümit Davala, Hasan Şaş... Saçlarını Davala gibi kestirmek isteyen Sercan Yeşilyurt (13), kuaförünü beceriksizlikle suçlarken, "Bir de, senin stilin olsun diye dalga geçti" diyor. "Hasan Şaş gibi ben de kazıttım" diyen Burak ise üniversiteli futbolcu olmak istiyor. İki oğlunu da futbol okuluna yazdıran Muzaffer Eroğlu ise "Dünya kupası ufkumuzu geliştirdi" görüşünde...

Futbol Federasyonu İstanbul Bölge Müdürü Güray Denizeri de futbola olan ilginin arttığını doğrulayarak, şunları söylüyor: "Dünya Kupası oyunlarıyla futbolda olması gereken ruh yakalandı. Anlayış değişti. Eskiden biz futbol oynuyoruz diye anne ve babamızdan dayak yiyorduk şimdi anne-babalar ‘futbol oynamıyor’ diye çocuklarını dövüyor. Olay ekonomik. Futbol, bu sayede bir gelecek gibi görülmeye başlandı. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Futbol, ilköğretim ders müfredatına alınmalı."