Editörün Seçtikleri Şampiyonluk Ağrı'sı

Şampiyonluk Ağrı'sı

28.05.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şampiyonluk Ağrı'sı

Şampiyonluk Ağrısı

Şampiyonluk Ağrısı
       İKİ yıl önce 16 Nisan 1996 tarihli Milliyet'in manşetinde Ağrı vardı:
       "514 Dolarlık Şehir, Ağrı..."
       Ağrı, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) o tarihteki verilerine göre Türkiye'nin "en fakir ili" konumuyla dibe vurmuştu...
       Ağrı'nın en önemli tesisi Et Kombinası özel sektöre devredilmiş, kısa süre sonra da kapatılmıştı. Buna "yayla yasağı" da eklenince, kentin can damarı hayvancılık ölüm döşeğine serilmişti.
       Bandırma Kaymakamlığı'ndan Ağrı Valiliği'ne atanan Lütfi Yiğenoğlu, henüz kente gelmeden eline aldığı Milliyet'i okuduğunda neler hissettiğini şöyle anlatıyor:
       "Hem üzüldüm hem de sevindim! Türkiye'nin en fakir iline gidiyordum, ama yapacak çok iş vardı. Başarı için kamçılandım."
       Ağrıspor'un durumu da kentten farksızdı. Kulüp yöneticileri Vali'nin odasına gelip diyorlardı ki;
       "Vali Bey, buyrun kulübün anahtarları!.."
       Yiğenoğlu, itiraz ediyordu:
       "Bana anahtar teslim ederseniz, orayı kapatırım. Siz yönetimi oluşturun, ben her türlü desteği vereceğim."

       Ağrı'lıların unutamadıkları bir Vali var; şimdi İstanbul'da görev yapan Kutlu Aktaş. İkinci "en iyi" Vali olarak da Lütfi Yiğenoğlu'nu tanıyorlar.
       Ağrı'da "Vali Bey"siz cümle kurulmuyor. Köylülerse ona "Vali Paşa" diyor.
       Yiğenoğlu, kendisine Türkiye'de esen "özelleştirme rüzgarları"nın tersi bir güzergah çiziyor. Önce kapalı olan Et Kombinası'nı geri alıyor. Ağrılı hayvan yetiştiricileri, kesim için Van ya da Erzurum'a gitmekten kurtuluyor. Ardından yine özelleştirilip geri alınmış Süt ve Yem fabrikalarını karlı hale getiriyor. Devlet işletmelerine yeni eklemeler yapıyor. Eleşkirt'te deri işleme fabrikası kuruyor.
       Şimdi bütün bu işletmeleri bir holding çatısı altında toplayacak.
       Vali, "teröre karşı, spor" sloganıyla Ağrı'nın ağrısını dindirmek için kolları sıvıyor.
       Futbol takımını en öne alıyor. Özel İdare bütçesinden maddi destek sağlıyor. Takım şampiyonluğa hazır hale geliyor.
       Ağrıspor Yönetim Kurulu Üyeleri Zeki Gökalp, Metin Kılıçaslan, Zafer Karan ve Mehmet Alptekin, Ağrı'daki futbola bağlı kalkınmanın sportif boyutunu şöyle anlatıyor:
       "1970 yılında 15 Nisan ile Ağrı Gençlik takımları birleşti. O zamanki Spor Bakanı İsmet Sezgin, bizi 2. Lige alacağı sözünü verdi. 1973, '74 ve '75 yıllarında Doğu Ligi şampiyonu olduk. 1984'te tam çıkıyorduk ki, Gümüşhane maçında kavga çıktı, 16 oyuncumuz ceza aldı. Yıkıldık tabii... 1985'te 3. Lig'in kurulmasıyla burada yerimizi aldık. Üst sıraları zorluyorduk, ama bir türlü şampiyon olamadık."
       Vali Yiğenoğlu'nun "devlet desteği" de gelince, Ağrıspor bu yıl liglerin bitmesine altı hafta kala şampiyonluğunu ilan ediyor.
       Ağrıspor, son maçı saymazsak ligi "namağlup" bitiriyor. Siirt'e alınan Silopi maçı önce erteleniyor ve takım geri dönüyor. Ardından maçın oynanacağı bildiriliyor, haydi yeniden Siirt'e... Futbolcular yollarda helak oluyor. Tek mağlubiyet böyle tecelli ediyor.

       Ağrı'da spor denilince akla hemen futbol gelmiyor, çünkü Ağrı atletizm ve kayakta da ağırlığı bir kent. Gençlik ve Spor İl Müdürü Sadık Salman, hala hafızalardan silinmeyen Balkan rekortmeni milli bir atlet... Son altı yılda Ağrı, yıldız ve gençlerde 9 Dünya Şampiyonluğu kazanmış.
       Salman, başarının sırrını şöyle anlatıyor:
       "Biz atletizmde Kenya ve Etyopya modeli uyguluyoruz!"
       Yoksulluğuyla ünlü bu kara kıtanın atletizm modeli, Ağrı'ya çok denk düşüyor. Salman ve ekibi önce köyleri tarıyor. Köy seçmelerini kazanan çocuklar, ilçelerde toplanıyor. İlçe seçmelerini kazananlar Ağrı'da biraraya getiriliyor. Seçilenler Spor Müdürlüğü'nün Kamp Eğitim Tesisleri'ne yerleştiriliyor. Bütün giderleri devlet tarafından karşılanan gençler, okul ve ders dışındaki zamanlarını koşarak değerlendiriyor. Şampiyonlar buradan çıkıyor.
       Kayak Mukavemet Milli Takımı'nın bütün sporcuları da Ağrı'lı... Derece alan sporculara Vali maaş bağlıyor.
       Yatırımlar sadece sporcularla sınırlı kalmıyor. Vali Yiğenoğlu, kentin öz kaynaklarıyla Türkiye'nin dördüncü tartan pistini Ağrı'ya yaptırıyor. Bir Alman firmasına verilen ihalenin bedeli tam 320 bin dolar...
       Nereden nereye?..
       İki yıl önce 514 dolarla en fakir il konumunda bulunan Ağrı, şimdi 320 bin dolarlık spor yatırımı gerçekleştiriyor.

       Ağrı'nın sporcu madeni olması, futbol takımına da yansıyor. Şampiyon takım da dört Ağrı'lı futbolcu top kuşturuyor. Ligin gol kralı Şeref, doğma büyüme Ağrılı bir sporcu...
       Bu yıl 2. Lig'de de aynı başarıyı tekrarlamak için mücadele edecekler. Ağrı'nın Vali Lütfi Yiğenoğlu önderliğindeki ekonomik başarıları, spor sahalarında elde edilen zaferlerle kentin yüzünü güldürüyor.
       -BİTTİ-

       KÜÇÜK ressam Nurten Polat'ın 4. kişisel resim sergisi biz Ağrı'dan ayrılacağımız saatlerde Öğretmen Evi'nde açılıyor.
       Merkeze bağlı Murat Bucağı İlköretim Okulu 5. sınıf öğrencisi Nurten'in tablolarından dağlar fışkırıyor. Nurten'e resim dersleri veren Hacettepe Resim Bölümü mezunu öğretmen Nimet Ertaş, "Çocuk yaşadığı yerde dağdan başka bir şey görmüyor ki" diyerek açıklıyor bu durumu...
       Serginin açılışında minik bir "bölge gerçeği" ile karşılaşıyoruz. Küçük ressamın eserlerinden üç tanesini öğretmen sendikası Eğitim - Sen Ağrı Şube yöneticileri satın alıyor. Vali Yadımcısı Rauf Ulusoy, bu duruma çok kızıyor! Hemen emir veriyor; "Sergiyi indirin!"
       Allah'tan orada İstanbul'dan gelmiş Vali'yi tanıyan bir gazeteci var. Kısa bir telefon görüşmesinden sonra sergi kapanmaktan kurtuluyor. Tatsızlık unutuluyor:
       "Valimiz bir tanedir!"
       Doğu'da sanat koşulları da kolay değil.


Yazarlar